Kavili, müebbet hapis cezasının otomatik temyize tabi olduğunu, dolayısıyla hakkında karar verilen sanıklardan hiçbirinin Yargıtay'ın onayı olmadan tutuklanamayacağını bildirdi. Avukat, kendilerinin de kararı temyiz edeceklerini açıkladı.
Mahkeme, 1982'de Ankara 1 Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi'nin açtığı, birleştirilen dosyalarla sanık sayısının 723'e yükseldiği ve 270'i aşkın klasörünün kayıp olduğu üçüncü kez görülen davada, sanıklara eski ceza Kanunu'nun 146/1. maddesinden "anayasal düzeni değiştirmeye eylemli kalkışma" suçlamasıyla müebbet hapis kararı vermişti.
İnsan Hakları Derneği (İHD) de, bugün (4 Ekim) yaptığı açıklamada davanın 24 yıldır her aşamasında adil yargılama ilkesinin ihlal edildiğini belirtti. Dernek, "Karar aşamasında da sanık vekillerinin savunması alınmadan ve kayıp(!) kanıtlar dosyaya konulmadan hüküm verilmesi ile bir kez daha adil yargılama ilkesi ihlal edildi. Savunma hakkı kısıtlandı ve savunmanın kanıtları incelemesi ve değerlendirme yapılması olanağı tanınmadı" dedi.
Kavili: Yargıtay'ın kararı bozmasını umuyoruz
Kavili, Yargıtay'da bu kararın bozulacağını umduklarını, ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurarak hukukun ihlalinin tespitini de isteyebileceklerini belirtti.
"Çarpıcı olan şudur. İddia makamı sanıkların hangi fiillerden yargılandığını söyleyemiyor. Fiilleri belirleyenin ne olduğunu, delillerin hangi klasörde olduğunu da söyleyemiyor. Bırakın bunları, davayla ilgili klasörün sayısını söyleyemiyor. Mahkeme yaklaşık 150 bin sayfa evrak yokken karar verdi."
82'den bu yana, Dev-Yol davasında avukatların dava klasörlerine belgelerine ulaşmasının engellendiğini anlatan Kavili, belgelere ulaştıklarında belgelerde karalama, çiziktirmelerin bulunduğunu, sayısı 740 olması gereken klasörlerin 275'inin kayıp olduğunu, bazı klasörlerin içinde belgelerin olmadığını saptadıklarını, bunları belirttiklerinde de haklarında mahkemeye hakaretten dava açıldığını anımsatıyor.
"Apoletli Adalet" sürüyor
12 Eylül rejiminde açılan bir Sıkıyönetim Mahkemesi davasının hâlâ adil yargılanma hakkının ihlaliyle sürüyor olmasıyla ilgili gazeteci Ertuğrul Mavioğlu'nun "Apoletli Adalet" kitabını anımsattı ve "Görmediğim belgelerle savunma yapmam isteniyor. Ben bu davada adalet kavramına rastlayamadım" dedi.
Dün 20 sanığı önce ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum eden mahkeme, ardından "takdir hakkını" kullanarak cezaları müebbet hapse çevirdi. Mahkum edilen sanıklar şunlar: Cahit Akçam, Halil Yasin Ketenoğlu, Bünyamin İnan, Murat Parlakay, Turhan Yalçın Bürkev, Erdoğan Genç, Nuri Özdemir, Osman Nuri Ramazanoğlu, Hıdır Adıyaman, Nurettin Aytun, Emin Koçer, Hasan Ertürk, Yaşar Kambur, Atalay Dede, Mehmet Akın Dirik, Melih Pekdemir, Celal Mut, Hilmi İzmirli, Mehmet Hassoy, Yusuf Yıldırım.
Mahkeme, olay tarihinde yaşları 18'in altında olan Veli Yıldırım'la Hüseyin Arslan'ın cezasınıysa 16 yıl sekizer ay hapse indirdi; sanıkların daha önce tutuklu kaldıkları süreyi dikkate alıp kararla birlikte tutuklama kararı vermedi.
Yargıtay, kararı onaylarsa cezanın infazına başlanacak. Ancak bu durumda da sanıklar müebbet hapis cezasını yatmayacak. Çünkü, 1991'deki Şartla Tahliye Yasası gereğince müebbet hapis yerine sadece sekiz yıl hapis yatılması gerekiyor. Buna göre de, karar onaylansa da sadece cezaevinde sekiz yıl geçirmeden tahliye olanlar, sekiz yıldan eksik kalan süreyi yatmaları için tutuklanacak. (TK)