İstanbul’da 1 Mayıs’ta, polisin biber gazı ve tazyikli su kullanarak saldırısı sonucu yaşananlara siyasi partilerden ve sivil toplum kuruluşlarından tepki geldi.
Tepki gösteren kurumların bazıları ve anahatlarıyla açıklamaları şöyle:
OHAL
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi 1 Mayıs’ta tam bir “Olağanüstü Hal” durumu yaşandığına dikkat çekti.
“Her türlü ulaşım engellendi, insanlara binlerce gaz bombası atıldı, tonlarca su sıkıldı. 22 bin polis görev yaptı. Bunlardan 2600’ü il dışından geldi. İstanbul Valisi Mutlu ise hiç sıkılmadan ‘Biz fevkalade orantılı, dengeli bir müdahale gerçekleştirdik’ açıklamasını yaptı.
“İstanbul’da yaşananların arka planındaki düşünce bu. Sembolik bir anlamı olan Taksim 1 Mayıs Meydanı’nı kutlamaya kapatmak; 1977’den bu yana sendikaların, işçi ve emekçilerin, solun her renginin ve demokratların önemsediği bir alanı kullandırtmamak.
“Devletin geleneksel yasakçı tutumunu canlandıran bu yaklaşım kabul edilemez.
“Güvenlik bahanesine sığınarak, kamu alanlarını halkın elinden alan, emekçilere emek bayramını zehir eden yasakçı zihniyeti ve İstanbul halkına uygulanan şiddeti kınıyoruz.”
Ağır saldırılar
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) 1 Mayıs’ın İstanbul’da “faşizan uygulamaların, yasakların ve orantısız devlet şiddetinin esiri haline geldiğini” ifade etti.
“Demokratik rejimlerde görülmeyecek uygulama ve yasaklar dün İstanbul sokaklarında hakimdi. Adeta darbe dönemlerini aratmayan görüntüler yaşandı.
“AKP Hükümeti’nin baskıcı otoriter, yasakçı uygulamaları nedeniyle İstanbul savaş alanına döndü, 1 Mayıs bayram olmaktan çıktı, işçi ve emekçiler ağır saldırılara maruz kaldı.
“Bir kez daha dün İstanbul’da yaşanan saldırıları kınıyor, hükümeti baskıcı, yasakçı uygulamalardan biran önce vazgeçmeye çağırıyoruz.
“Ağır yaralıların olduğu saldırılar hükümet nezdinde yapılan ‘orantılı güç kullanıldı’ şeklindeki açıklamalarla geçiştirilemez. Bu tam bir aymazlıktır.
“Saldırıların sorumluları derhal açığa alınmalı ve haklarında soruşturma başlatılmalıdır.”
Hak ihlali
Basın Konseyi toplantı ve gösteri yapmanın temel bir insan hakkı olduğunu vurguladı. 1 Mayıs gösterileri sırasında bu haktan yararlanmak isteyen göstericilere yapılan müdahalenin bu hakkı engellediğini bildirdi.
“Bir haktan yararlanmanın karşılığı biber gazı kullanılan müdahaleler, fiziki saldırılar ve uzun gözaltılar olacaksa; bu gösterilere katılanlar hayati tehlikeye maruz kalacaksa, o hakkın varlığından bahsetmek abesle iştigal olur.
“Dün yaşananlar basına yönelik kısıtlamaların da bir tesadüf olmadığını ortaya koymaktadır.”
Barışa darbe
İstanbul Eczacı Odası da bir kınama yayınladı.
İstanbul’da toplu ulaşım araçlarının tamamının seferlerinin iptal edildiğini, köprülerin açılarak yolların kapatıldığını hatırlattı.
“Güvenliğimizi sağlamakla görevli olanlar tarafından bugüne kadar görülmemiş boyutta şiddete maruz kaldık.
“Taksim alanının artık 1 Mayıs kutlama alanı olmayacağı bizlere orantısız güç kullanılarak gösterilmek istendi.
İstanbul’da 1 Mayıs’ta yaşananlar, ülkemizde barışı, kardeşliği kalıcı olarak yerleştirmeyi, demokrasiyi ve insan haklarını temel alan yeni bir anayasayı çıkarmayı hedef aldığını iddia eden bir yönetim anlayışının polis gücü tarafından gerçekleştirilmiştir.
“1 Mayıs’ta yaşananlar tam da bu anlayışın yerini barışa, kardeşliğe ve yeni bir demokratik yapılanmaya bırakma sürecine ağır bir darbe vurmuştur.”
Sorumlular hesap vermeli
TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi de İstanbul’da fiili olarak sıkıyönetim ilan edildiğini söyleyerek bu uygulamanın bugüne kadar görülmeyen bir şiddetle yapıldığını belirtti.
“Halkın güvenliğini, sağlığını, rahat ve huzurlu bir şekilde koruması gereken kurumların cana, mala kastederek İstanbul halkı için ciddi bir tehlike oluşturduğunu, dün yaşanan olaylarda ve valiliğin aldığı kararlarda kent halkına karşı suç işlediğini belirtiyor, sorumluların hesap vermesini istiyoruz.” (YY)