Cumartesi anneleri/insanları, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması için 590. kez Galatasaray Meydanı’ndaydı.
Cumartesi insanları, polisin engellemek istemesine rağmen yapılan görüşmeler sonucu basın açıklamasını gerçekleştirdi.
Basın açıklamasını okuyan Maside Ocak, “Darbe değil demokrasi, baskıcı rejim değil özgürlüklerimizi istiyoruz” dedi.
Külter ve Tuğuç nerede?
Ocak açıklamasında 51 gündür haber alınamayan Hurşit Külter ve 22 yıl önce gözaltına alınarak kaybedilen Ramo Tuğuç’un akıbetini sordu.
* 64 yaşındaki Ramo Tuğuç Mardin/ Kızıltepe/Yurtderi köyünde yaşıyordu. Koruculaştırılmak istenen köylüler üzerinde ağır baskı vardı.1993 yılında Yurtderi köyü korucu olmayı kabul etti. Korucu olmayı reddeden Tuğuç ailesinin evi yakıldı.
* Tuğuç eşi ile birlikte Kızıltepe’ye yerleşti. Ramo Tuğuç 8 Temmuz 1994 tarihinde Kızıltepe Köprübaşı mahallesinde, akrabalarına ait bir bakkal dükkanının önünde, insanlarla sohbet ederken iki sivil polis ve iki korucu tarafından gözaltına alındı. Beyaz bir Toros’a bindirilerek götürüldü.
Durumdan haberdar olan ailesi, girişimlerine rağmen onun nereye götürüldüğünü öğrenemedi. 21 Temmuz 1994 tarihinde, Ramo Tuğuç’un Urfa ili Ceylanpınar ilçesi Mecburiye köyü civarındaki bir kayalıkta, elleri ve ayakları bağlı olan cansız bedeni bulundu. Başında üç, göğsünde dört kurşun yarası vardı.
* Olaydan bir süre sonra iki kişi aileye, Kızıltepe Jandarma Karakolunda Ramo Tuğuç ile aynı hücrede kaldıklarını söyledi. Karakolda görevli Yüzbaşı ile korucubaşının oğlu Avdo Korga’nın Ramo Tuğuç’u kazma sapı ile dövdüklerini, bu dayak nedeni ile bir ayağının kırıldığını anlattı. Bir başka tanık ise aileye, Ramo Tuğuç’un yanındaki hücrede tutulduğunu ve onu hücre kapısının önünde baygın yatarken gördüğünü söyledi.
* Ramo Tuğuç dosyasındaki hukuksuzluk son bulmalı. Başta dönemin Kızıltepe Jandarma Komutanı Hasan Atilla Uğur olmak üzere, yerelden ulusala tüm sorumluların hesap vermesi sağlanmalı. (NV)