Bayburt'tan çıkıp Doğu Anadolu'nun yağmurunu arkamıza aldıktan bir süre sonra Gümüşhane'ye doğru yola çıktık.
Yol çok uzun değildi, fakat çevredeki fakirlik o kısa yolda durmadan yeni sorular sorduruyordu. Bölgedeki şehirlerin bugüne kadar izlediği siyasi tavır 24 Haziran'da değişebilir miydi? Bayburt'ta bu soruya verilen cevap olumsuzdu. Yani onlar bildikleri yolda ilerlemeyi sürdürecek gibi görünüyordu. Peki ya Gümüşhane?
Göç eden geri dönmüyor
Yol daralıp bizi iki sarp dağ yamacının oluşturduğu vadinin içine soktu. Şehrin ortasından akan Harşit Çayı’nın sakin akıntısı arada bir kendini gösteren güneşin yakıcılığını gideriyordu. Fakat yine de kentin siyaset ile seçim günü vereceği imtihan merak konusuydu. Zira Gümüşhane’de ilk kez seçime girecek İYİ Parti, hem AKP’nin hem de koptuğu MHP’nin önüne bir başka sağ alternatif olarak çıktı. Diğer yandan bu kez güçlü bir Saadet Partisi muhalefetinden söz etmek de mümkündü.
İlk iş gidip İYİ Parti İl Merkezi’nin kapısını çaldık. Partinin İl Başkanı Bekir Sıtkı Acet başarılı olacakları konusunda iddialıydı. Doğma büyüme Gümüşhaneli olan İyi Parti İl Başkanı, “Gümüşhane’nin ilçelerini, köylerini bütün insanlarının her türlü sosyal, siyasi ekonomik, politik, kültürel, psikolojik sorunlarını biliriz aşağı yukarı. Bundan elde ettiğimiz verilere göre de bir fayda sağlamaya çalışıyoruz” diyordu. Ona göre partilerinin “Millet İttifakı” içinde yer almasının da vereceği güçle hiç değilse bir milletvekili çıkarması işten değildi.
Şehir, eski ilçesi Bayburt gibi (Bayburt 1989 yılında Gümüşhane’den ayrılarak il oldu), göç vermekten muzdaripti. Gümüşhaneliler eğitime önem veriyor, ama çalışacak yer olmadığından eğitimli insanlar büyük şehirlere göç ediyordu. Acet, göçüp giden eğitimli insanlara ihtiyaçları olduğunu söylüyordu.
Saadet Partisi ittifaka güveniyor
İkinci durağımız da İYİ Parti’nin karşı komşusu Saadet Partisi’ydi. Burada da partinin il başkanı Hüseyin Duman ve ikinci sıra milletvekili adayı Celalettin Karakoç seçim çalışmasına devam ediyordu.
Büyütmek için tıklayın. |
Vekil adayı Karakoç, “Seçmenimize dokunmaya çalışıyoruz, dokunuyoruz. İttifaktan dolayı oluşan bazı soru işaretlerini gidermeye çalışıyoruz. Cumhur İttifakı ve ortağının bizimle ilgili olumsuz beyanatlarını kafalardan izafe etmek hem de kendi seçmenimize ya da kararsız seçmene bize verilen oyların boşa gitmeyeceğini, yerini bulacağını anlatıyoruz” diyordu.
Kısacası Saadet Partisi özellikle ülkenin bu coğrafyasında CHP ile ittifak kurmanın yarattığı bu yeni durum ile mücadele etmek zorundaydı. Öte yandan ittifak, Saadet Partisi’nin önündeki baraj engelini de kaldırdı.
İl başkanı Hüseyin Duman daha önce partinin baraja takılacağı gerekçesiyle verilmeyen oyların bu sefer geri döneceğini iddia ediyordu. Duman, “AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, elinde bulundurduğu medya gücü ile sanki Cumhuriyet Halk Partisi bu memleketin bir partisi değilmiş gibi bir propaganda yapıyor. CHP bu millete bir öcü olarak gösterilerek Saadet Partisi’nin yaptığı ittifakı yıpratmaya çalışıyor. Bu yönde sıkıntılarımız başta vardı ama elhamdülillah bunları yavaş yavaş aşmaya başladık” diyordu.
AKP’nin üstünlüğü
Aslında yakın geçmişte aldıkları oylara bakıldığında ne CHP’nin ne de Saadet Partisi’nin durumu Gümüşhane’de pek de parlak değildi. 7 Haziran 2015’te CHP yüzde 4,66; 1 Kasım seçimlerinde ise 5,1 oranında oy alabildi. HDP’nin oy oranı ise her iki seçimde de yüzde 1’in üzerine ancak çıkabildi. AKP ise tartışmasız bir üstünlüğe sahipti. 7 Haziran 2015’te yüzde 58,71 oy alırken, 1 Kasım seçimlerinde bu oran yüzde 68’e çıktı.
Gençler sıkıntılı
Kentte sorularımızı cevaplayanların hemen hepsi isimlerini gizlemeyi tercih ediyordu. Sağlık Meslek Lisesi mezunu 18 yaşındaki bir üniversiteli adayı, “Abi burası küçük yer. Okulda başıma bir şeyler gelir, ne bileyim, sonrasında iş bulamam” diyerek üzerlerindeki baskıyı anlatıyor, bir yandan da kentte gençlerin gidip sosyalleşebileceği yerlerin azlığından şikayet ediyordu.
Çarpık kentleşmenin zirvesi
Kentin ekonomisi Türkiye’nin hemen her yerinde olduğu gibi, inşaata dayanıyor. İki sarp yamacın ortasındaki şehrin tavanı üst üste inşa edilmekte olan devasa beton apartman bloklarından neredeyse görünmez haldeydi. Gerisi esnafın müşterisine sattığı...
Konuştuğumuz gençler bu apartman dairelerinin Gümüşhane Üniversitesi öğrencilerine yüksek bedellerle kiralandığını söyleyip, ailelerin bin liradan aşağı kiralık ev bulamadıklarından yakınıyordu.
Gümüşhane ve kadınlar
Gümüşhane de Bayburt kadar olmasa da kadınların sosyal hayata katılabildiği kentlerden biri değil. Şehrin en işlek iki caddesinde son zamanlarda açılan bol miktarda çay ocağı dışında kadınların da oturabileceği mekanların bulunmaması dikkat çekiyordu. Kadına Gümüşhane’nin açtığı alan Bayburt’taki kadar olmasa da yine dardı.
Bunun bir istisnası belki de çiğköfteci Birsen Bozkır Ezber’di. Ezber, 5 yıldır Atatürk Caddesi’ndeki Çiğ köfte dükkanını kendi başına işletiyordu. “Gümüşhane’de kadın olmak, hele de kadın esnaf olarak iş yapmak zor” diye girdi söze, mücadelesiyle bu zorluğu aştığını söylüyordu:
Gümüşhane’nin yerlisiyim. Öz be öz yerlisiyim. Beş yıldır bu sektörün içerisindeyim. Bazı sıkıntılar yaşamış olsak da mücadele vermeyi seviyorum. Zor işi seviyorum. Benim için önemli olan kadın esnaf olarak zoru başarmak. Saat sabaha karşı 2’ye kadar dükkanımı açık tutarım. İsteyen gelir, çiğ köftemi servis ederim.
Ezber, seçimlerin ekonomik olarak esnafın çok kötü etkilediğini, referandumdan sonra vergileri, kiraları ödeyemez duruma geldiklerini söylüyordu. CHP’ye yakın bir siyasi görüşe sahip olduğunu ama son üç seçimdir AKP ve Erdoğan’a oy verdiğini de ekliyor. Hali hazırdaki cumhurbaşkanına yine destek vermeyi düşündüğünü ama AKP’li vekillerden memnun olmadığı için genel seçimlerde partiyi desteklemeyebileceğini, geçen dönemde seçilen AKP’li vekillerin ildeki çalışmalarından hiç memnun kalmadığını da sözlerine ekliyordu.
Gümüşhane’de konuştuğumuz diğer seçmenler de performanslarından memnun kalmadıkları iki milletvekilinin tekrar aday gösterilmesi karşısındaki hoşnutsuzluklarını hiç gizlemiyordu.
Twitter paylaşımları başına dert oldu
Sokakta yürürken iftardan hemen önce demliklerini semaverin üzerine koymaya başlayan bir kıraathane sahibinin davetine icabet edip soluklanmak üzere dükkana girdik.
Kahvenin sahibi Gümüşhane Kahveciler, Lokantacılar, Otelciler ve İşçileri odasının eski başkanı Rıdvan Eryılmaz’dı. Çocukluğundan beri CHP’de çalıştığını, gençlik kolları ve ilçe başkanlığı görevlerinde bulunduğunu ve 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yaptığı sosyal medya paylaşımları nedeniyle FETÖ-PDY üyesi olmak suçlamasıyla tutuklanarak altı ay hapis yattığını anlattı. Eryılmaz yerel mahkeme tarafından “Suçu ve suçluyu övmek” suçundan 13 ay ceza aldığını, Erzurum Bölge İstinaf Mahkemesi’ne itirazda bulunduğunu, oradan gelecek kararı beklediğini anlatıp OHAL sürecinin kentteki etkilerini anlatıyordu:
Seçim arifesinde OHAL’in yarattığı baskıyı insanlar hayatlarının her alanında hissediyor. Bu kesin, açık ve nettir. Bu durum insanların ruh halini mutlaka etkiliyordur. İnsanlar özgürce düşüncelerini ifade edemiyorlar.
Kente çöken gece ve bakan ziyareti
Akşam ezanı okunuyor, Gümüşhaneliler evlerinde ya da lokantalarda iftar sofralarına oturuyordu. Sokaklar, çayhaneler, yavaş yavaş hareketlenir gibi olduysa da, sokaktaki küçük kalabalıklar gecenin aniden çökmesi ile kısa sürede dağılıyordu. Kent vadinin iki yamacına inşa edilen dev beton blokların arasında ertesi sabaha kadar aniden sessizliğe gömülüyordu. Şehirdeki en hareketli şey kenti ziyarete gelen bir bakana eşlik eden onlarca koruma aracının üzerinde durmadan yanıp sönen mavi ve kırmızı ışıklardı.
Yarın Erzurum'dayız. (MU-HA/HK)
Fotoğraflar: Hikmet Adal