*Fotoğraf: AA (Arşiv).
Yaklaşık 1500 yıl önce kilise olarak inşa edilen Ayasofya, çeşitli yönetim değişikliklerinde hep kritik bir rol oynadı.
Ayasofya'nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 1934 yılında verilen Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle Danıştay 10. Dairesine açılan davanın bugün duruşması görüldü.
Duruşmaya, Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği ve Cumhurbaşkanlığı taraf olarak katıldı.
"İmza sahte" iddiası
Dernek, Ayasofya'nın camiden müzeye çevrilmesine ilişkin 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle dava açmıştı.
Derneğin iddiası, kararda bulunan Atatürk imzasının sahte olduğunu yönündeydi.
"Fatih'in şahsi mülkü"
Dernek avukatı Selami Karaman, duruşmada "Ayasofya, Fatih Sultan Mehmet'in şahsi mülküdür. 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla mülkiyet hakkı görmezden gelindi. Bakanlar Kurulu kararının iptalini istiyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanlığı adına duruşmada bulunan Hukuk Müşaviri ise "Mahkemenin takdirine sunuyoruz. Mahkemenin vereceği karara razı olacağız" dedi.
"Cumhurbaşkanı'nın takdirinde"
Danıştay Savcısı, "O tarih itibariyle işlem hukuka uygundur. İbadete tekrar açılma kararı Bakanlar Kurulu tarafından verilebilir. Şu anda da Ayasofya'nın açılması Cumhurbaşkanın takdirindedir. Dava reddedilmelidir" ifadelerini kullandı.
Duruşmanın sona erdiğini söyleyen Danıştay 10. Dairesi Başkanı Yılmaz Akçil, "Kararı daha sonra açıklayacağız" dedi. Yasa gereğince Danıştay'ın aynı gün ya da 15 gün içerisinde kararını açıklaması gerekiyor.
ABD'den çağrı geldi
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Türkiye'ye Ayasofya'nın mevcut statüsünü (müze) koruyarak camiye dönüştürmeme çağrısında bulundu.
Yayımladığı yazılı bir açıklama ile Ankara'ya seslenen Pompeo, 'inanç geleneklerine ve tarihin çeşitliliğine saygı gösterme taahhüdünün bir göstergesi olarak Ayasofya'yı müze halinde tutmayı sürdürmeye' çağırdı.
Bartholomeos da konuştu
İstanbul Fener Rum Patriği Bartholomeos da önceki gün yaptığı açıklamada "Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesi, dünyada milyonlarca Hristiyanı, İslam'a karşı çevirecektir. Oysa istenen şey birliktir" dedi.
Hürriyet'ten Yorgo Kirbaki'nin haberine göre, Ayasofya'nın tüm insanlığa ait olduğunu söyleyen Bartholomeos "Türk halkı, bu anıtın evrenselliğini vurgulama sorumluluğuna sahiptir" dedi.
Patrik, Ayasofya'nın müze olarak, halklar ve medeniyetler arasında diyalog ve barış içinde birlikte varolmanın, Hristiyanlık ile İslam arasında da karşılıklı hoşgörü ve dayanışma sembolü olduğunu belirtti.
Kiliseden camiye dönüşü
İstanbul'un fetih tarihi olan 1453 yılına gelindiğinde Ayasofya için bambaşka bir dönem başlamıştı.
Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethinin ardından kilise camiye dönüştürüldü.
İnsan figürleri sıvayla kaplanırken bazı eserlere dokunulmadı, kapatılan bölümlere ise İslami ayrıntılar yerleştirildi.
Kubbe kısmında ise, İsa peygamberi resmettiği düşünülen görsel altın mozaiklerle kaplandı.
Camiden müzeye dönüşü
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan 9 yıl sonra, Bakanlar Kurulu'nun 24 Kasım 1934 tarihli kararıyla önce kilise ardından cami olan Ayasofya müzeye dönüştü.
Artık adı Ayasofya Müzesi olan mimari yapıdaki sıva altında kalan eserler de gün yüzüne çıkarıldı.
Tartışmalar nasıl alevlendi?
O tarihten bu yana yani yaklaşık 85 senedir müze olarak ziyarete açık olan Ayasofya'nın yeniden camiye dönüştürülmesi tartışmaları, İstanbul'un fethinin yıl dönümü olan bu 29 Mayıs'tan sonra alevlendi.
Ayasofya'da "Fetih Suresi" okundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Yunan yetkililere cevaben "Fetih açmaktır, fetih gönülleri özellikle kazanmaktır" dedi.
Basında çıkan haberlerde, Erdoğan'ın Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Merkez Yürütme Kurulu toplantısında da, Danıştay kararının ardından "Ayasofya'da inşallah namazımızı kılarız" dediği yer aldı.
(PT)