Danıştay 8. Dairesi'nin Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'ın rektörlere gönderdiği üniversitelere başörtüsüyle girişi serbest bırakmalarını isteyen yazının yürütmesini durdurmasını, Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Tahsin Yeşildere "YÖK Başkanı'nın 'üstün yetkileri'nin aşıldığını göstermesi bakımından olumlu" diye yorumladı.
bianet'in görüştüğü Yeşildere, "Bu karar YÖK Başkanlarının aşırı merkeziyetçi yetkiye sahip olduğunun göstergesi. Son genelgenin durdurulması da YÖK Başkanlarının ayaklarını yere basması çağrısı niteliğinde."
Yeşildere: Karar başörtüsüne değil, Özcan'ın yetkilerine dair
Özcan, Anayasa düzenlemesinin yeterli olduğunu, başörtülü öğrencilerin üniversiteye alınmasını istediği yazıyı 24 Şubat'ta rektörlere göndermişti. Danıştay, yazıyı genelge niteliğinde kabul etti; üniversitelere genelge hazırlama yetkisinin YÖK Genel Kurulu'nda olduğu gerekçesiyle, yürütmeyi durdurma kararını oybirliğiyle verdi.
Tüm Öğretim Elemanları Derneği, Üniversite Konseyleri Derneği'nin yanı sıra çok sayıda öğretim üyesi Danıştay'a başvurmuştu.
Yeşildere, kararın üniversitede başörtüsü serbestisiyle ilgili olmadığını, konu ne olursa olsun YÖK Başkanı'nın "emir verici genelge yayınlayamayacağını" gösterdiğini düşünüyor.
"Diğer YÖK Başkanları da emir verirdi"
Yeşildere, daha önceki YÖK Başkanlarının da bunu uyguladığını anımsattı: "İhsan Doğramacı zamanında çok daha yoğundu. Zaten Doğramacı üniversite sistemini diktatörlük tarzında idare etti. Kemal Gürüz zamanında da tepeye çıktı. Mehmet Sağlam zamanında da sürdü."
"Asıl sorun sözlü emirler"
Yeşildere'ye göre Özcan'ın "yazılı emri" aslında bir fırsattı; çünkü belge olduğu için yargıya taşımak mümkün oldu.
"Asıl sorun sözlü emirler. Hem YÖK Başkanı hem de rektörler bunu yapıyor. Kayda geçmediği için elde yargıya götürecek belge olmuyor. Bunlar çok daha yoğun. 'Sözlü emirler' arasında olumsuz siciller verilmesi, öğretim elemanlarının yerlerinin değiştirilmesi gibi istekler yaygın."
Ya rektörlerin emirleri ne olacak?
Yeşildere ekliyor: "Aynı yetkiler rektörlerde de var. Onlar da sözlü emir veriyor. İstedikleri akademisyene kadro veriyor, istediklerine destek çıkıyor, istediklerinin yerlerini değiştirebiliyorlar."
İzzettin Önder ve Baskın Oran vakaları
Yeşildere örnek olarak, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'nün, Prof. Dr. İzzettin Önder'in emekli olduktan sonra fakültesinin istemesine karşın ders vermesini reddetmesini gösterdi. "Rektörün yasal olarak yetkisi var. Ama gerekçesini sözlü olarak açıkladığında, Prof. Dr. Önder'in 'öğrencilerin yemekhane özelleştirmelerine karşı eylemlerine destek vermiş olması'nı gösteriyor. Trajikomik bir olay."
Yeşlildere'nin anımsattığı bir başka vaka da Prof. Dr. Baskın Oran'ın emekli olduktan sonra, -yine öğrencileri ve fakültesi isterken- Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ndeki dersine devam etmesine izin verilmemesi. (TK/GG)