Fotoğraf: Covid 19 krizi döneminde İsveç-Danimarka sınırında kontroller/mbl.is
Danimarka, Kuran yakma eylemlerinin neden olduğu güvenlik sorunları dolayısıyla sınır kontrollerini sıkılaştırmaya başladı.
Al Jazeera'nın haberine göre, Danimarka Adalet Bakanlığı, hafta başında İsveç'in de aldığı benzer bir kararın ardından Cuma günü, "özellikle Danimarka'ya giriş yapanların kimliklerine odaklanmanın, özel ve güncel tehditlere yanıt vermek açısından gerekli olduğunu" kararlaştırdıklarını duyurdu.
İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, Salı günü yaptığı basın açıklamasında İsveç'in, son haftalarda ülkeyi sarsan ve komşu Danimarka'yı da etkileyen Kuran yakma krizinin yol açtığı güvenlik sorunları nedeniyle sınır kontrollerini ve kimlik kontrolünü artırmayı planladığını söylemişti.
Kristersson, bu önlemin, "İsveç'le çok zayıf bağlantıları olan kişilerin ülkeye gelerek suç işlemelerini veya İsveç'in güvenlik çıkarlarını zedelemelerini önlemek üzere" alınacağını söylemişti.
Danimarka'da sınır kontrollerinin, başlangıç olarak 10 Ağustos'a kadar sürmesi kararlaştırıldı.
Son gelişmeler
Son aylarda Danimarka ve İsveç'te aşırı sağcı eylemcilerin birkaç olayda Kuran-ı Kerim'i yakma ya da parçalamaları İslam dünyasında öfkeye yol açmış ve Müslümanların çoğunlukla yaşadıkları ülkelerin hükümetlerinin bu tür eylemleri yasaklama çağrılarına neden olmuştu.
Türkiye'de de Cumhurbaşkanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan İsveç ve Danimarka hükümetlerinin bu tür eylemleri "düşünce ve ifade özgürlüğü" kapsamında görerek eylemcileri koruma altına almasına yönelik çok sert açıklamaların ardından, özellikle İsveç'in NATO üyeliğine doğrultusundaki görüşmeler birden çok kez ertelenmiş ve Ankara Kopenhag ve Stockholm'den Kuran-ı Kerim'e yönelik saldırıları önleyici yasalar çıkarılmasını istemişti.
İki ülkedeki Irak, Mısır ve Türkiye büyükelçiliklerinin önünde halka açık olarak gerçekleştiren yakma eylemleri çoğunlukla Müslüman nüfusa sahip diğer ülkelerde de yaygın öfkeye yol açtı. Suudi Arabistan, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri, İran, Fas, Katar ve Yemen'de protesto gösterileri düzenlendi.
TIKLAYIN-Cumhurbaşkanı İsveç'e kapıyı kapattı: "NATO üyeliği konusunda bir şey beklemeyin"
TIKLAYIN-Danimarka Büyükelçisi Annan, Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı
Danimarka
Dışişleri Bakanı Lars Lokke Rasmussen, geçen hafta yaptığı bir açıklamada, "Kuran yakma eylemleri, az sayıda kişi tarafından yapılan çok ağır hakaretler ve sorumsuz eylemlerdir. Bu bir kaç kişi, Danimarka toplumunun temel değerlerini temsil etmez" dedi.
Bu arada Cuma günü Mısır Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada da, Mısır Dışişleri Bakanı Şukri ile Danimarka Dışişleri Bakanı Rasmussen'in gerçekleştirdikleri bir telefon görüşmesinde de "Rasmussen'in, Danimarka hükümetinin "Kur'an-ı Kerim yakma hadiselerinin tekrarının önlenmesi için tedbir alınması ve kanunlar çıkarılması niyetinde" olduğunu ilettiği ifade edildi.
TIKLAYIN-Danimarka ve İsveç, Kuran yakma eylemlerini yasaklamaya hazırlanıyor
İsveç
İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, İsveç'te Kuran veya başka dinsel metinlerin yakılması veya saygısızca muamele görmesini özel olarak yasaklayan bir yasa olmamasına göndermede bulunarak, "Her şey yasal olabilir ama uygun olmayabilir. Yasal olabilir ama korkunç olabilir" dedi.
TIKLAYIN-İsveç Başbakanından Kuran yakılmasına dair açıklama
Her iki ülkede de hükümetlerin Kuran yakma eylemlerini kınayarak bunları önleyebilecek yeni yasalar çıkartmayı göz önüne aldıklarını belirtmelerine karşılık böyle bir kararın, anayasal koruma altındaki ifade özgürlüğünü zayıflatacağı düşüncesinde.
BM İnsan Hakları Konseyi kararı
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi yıl içindeki birkaç Kuran yakma eylemi ardından 12 Temmuz'daki toplantısında dinsel nefret ve hoşgörüsüzlükle ilgili uyarıcı bir karar aldı.
Konsey, 28 lehte, 12 aleyhte ve 7 çekimser oyla aldığı "Ayrımcılığa, düşmanlığa veya şiddete kışkırtıcı dini nefretin önlenmesi" başlıklı kararda "uluslararası insan hakları hukukundan doğan, devletlerin yükümlülükleriyle tutarlı olacak şekilde sorumluların hesap verebilir olması" gerektiğini vurguladı. Konsey ayrıca devletleri, "ayrımcılığa, düşmanlığa veya şiddete kışkırtıcı dinsel nefretin eylemlerini ve savunuculuğunu önleyici ulusal yasalar, politikalar ve hukuksal uygulama çerçeveleri benimsemeye cezalandırmaya yönelik acil adımlar atmaya" çağırdı.
(AEK)