Fotoğraflar: Yücel Tunca
Cumhuriyet gazetesinin 5 Mayıs 1989 günlü nüshasında yer alan haberi kısaltarak yayımlıyoruz, kurgu ve başlıklar bianet'e aittir.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Sendikası ve Türkiye Gazete Sahipleri Sendikası yöneticileri gazetecilere yönelik saldırılarda başbakanın [Turgut Özal] Zeytinburnu'nda; gazetecileri hedef gösteren açıklamalarının payı olduğunu vurguladılar, “nitekim Sayın Başbakan ektiğini biçmiş, sonucu almıştır,” dediler.
Polis, Mehmet Akif Dalcı'nın cenaze töreninde gazetecilere cop, taş ve tekmelerle saldırdı. Gazeteciler Fuat Kozluklu, Sedat Aral, Hüseyin Can, Kemal Kazaz, Baki Karabaşlayan, Erzade Ertem yaralandılar.
Prof. Dr. Feridun Yenisey: Bu düşmanlığın [polisin gazetecilere düşmanlığı] nereden kaynaklandığı kesinlikle araştırılmalıdır/ Hukuk Fakültesi Ceza ve Usul Hukuku Ana Bilim Dalı öğretim Üyesi.
Videodaki fotoğraflar biri hariç Yücel Tunca'nın. Foto muhabiri Ali Tevfik Berber'in çektiği karedeki çantalı gazeteci Yücel Tunca Video/ Yağmur Karagöz
Başbakana telgraf
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Sendikası ve Türkiye Gazete Sahipleri Sendikası Başbakan Turgut Özal'a telgraf çektiler:
"1 Mayıs günü öldürülen Mehmet Akif Dalcı'nın cenaze töreni sırasında görevli 7 gazeteci arkadaşımız polis tarafından dövülerek yaralanmışlardır. 1 Mayıs’tan bu yana gelişmekte olan olaylar göstermektedir ki basının görev yapma, haber alma özgürlükleri yok edilmekte ve hatta can güvenlikleri tehdit altında tutulmaktadır.
"Hükümet başkanı olarak olayları tırmandırıcı beyanlarda bulunmaktan vazgeçerek demokratik ortamı yeniden yaratmanın ilk anayasal göreviniz olduğunu bir kez daha vurgulamak isteriz. Biz basın kuruluşları olarak olayları şiddetle kınar, gerekli önlemleri almanızı bekleriz.
"Arkadaşlarımız yaralandı, dövüldü, hakarete uğradı ve makineleri kırıldı. Polis telsizi görev konuşmalarından çok, gazetelere ve gazetecilere yapılan hakaretleri aktardı. Üzülerek belirtmek zorundayım ki, buna sizin basını hedef gösteren konuşmalarınız yol açtı. Başbakanlık mevkiinde bulunduğumuz sürece, hepimizin can ve mal güvenliğinin birinci derecede sorumluluğunun size ait olduğunu hatırlatmak zorundayız."
TIKLAYIN- 1 Mayıs '77 Kayıplarını Yakınları Anlatıyor/ 1 Mayıs '77 ve Cezasızlık
ÇGD başkanından başbakana tepki
Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay, basının 1 Mayıs olaylarını yansıtış biçimiyle ilgili eleştirilerde bulunan Başbakan Turgut Özal'a tepki gösterdi: "Turgut Özal ülke yönetiminden sorumlu kişi olarak suçluluk psikozu ve paniği içinde Türk basınına saldırdı ve böylelikle olaylardan sıyrılacağını sandı."
İki gazeteciden suç duyurusu
ÇGD İstanbul Şubesi, ayrıca 1 Mayıs gösterileri sırasında yaralanan ve Adli Tıp'tan üç gün rapor alan Cumhuriyet muhabiri Uğur Saner ile kolu kırılan Hürriyet muhabiri Burak Ersemiz için Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu.
Ekonomi Muhabirleri Derneği Başkanı
Ekonomi Muhabirleri Derneği Başkanı Özden Alpdağ, Başbakan Turgut Özal hakkında suç duyurusunda bulundu: "İstanbul'da gazetecilerin polis tarafından dövülmelerinde ve komaya sokulmalarında gerçek suçlu Başbakan Özal'dır. Başbakan gazetecileri hedef göstermiştir."
TGC, TGS, TGSS Valilik'te
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı (TGC) Nezih Demirkent, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Eren Güvener ve Türkiye Gazete Sahipleri Sendikası (TGSS) Genel Sekreteri Remzi Erkürem ve yönetim kurulu üyelerinden oluşan bir heyet akşam üzeri Vali Cahit Bayar'ı ziyaret ederek gazetecilere yapılan saldırılar konusunda bilgi verdil, gazetecilerin can güvenliğinin sağlanmasını istedi.
Emniyet Müdürü Hamdi Ardalı'dan bilgi alan Vali Bayar, daha sonra gazeteciler heyetini odaya davet etti.
Fotoğraflar ve bantlar
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nezih Demirkent, "İstanbul polisi 15 yıl sonra ilk defa bazı arkadaşlarımızı döverek çeşitli hasarlar verdi. Böyle bir ortamda sizden yardım rica ediyoruz. Bizim can güvenliğimizi koruyun" dedi.
Valiye dövülen gazetecilerin olay sırasında çekilen fotoğrafları ve polisin ettiği küfürlerin bulunduğu iki bandı teslim etti.
Vali'den
Bayar da "Bunlar bizim için üzüntü verici olaylardır. Bu belgelerinizi ciddi bir şekilde değerlendireceğiz. Sorumluları da cezalandırırız. Sizler de kamu görevi yapıyorsunuz, biz de kamu görevi yapıyoruz. Suç işleyenleri savunmak ve korumak diye bir şey kesinlikle söz konusu olamaz" dedi.
Vali, gazetecilerin sorulan üzerine dünkü [4 Mayıs 1989] olaylar sırasında 9 polisle 15 göstericinin yaralandığını belirtti.
Polisin silah kullandığı yolundaki iddialar üzerine de "Bunu iddia olarak ben de duydum. Ne karşı taraftan ne de polis tarafından silah kullanılmadığını kesinlikle ifade ettiler" karşılığını verdi.
Bilindiği gibi Mehmet Akif Dalcı'yı öldüren kurşun kafatasının bir tarafından girip öbür tarafından çıkmış, mermi çekirdeği bulunamamıştı.
Emniyet müdürü
Görüşme sırasında kalabalık gazeteci grubunun arkasında saklanan Emniyet Müdürü Ardalı da gazetecilerin soruları üzerine şöyle konuştu:
"Olaylarda kasıt olduğuna inanmıyorum. Kusurumuz varsa teşkilatım adına özür diliyorum. Suçlular varsa gerekli tahkikat yapılarak cezalarını bulacaklardır."
Basın Konseyi
Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, Başbakan Turgut Özal'a bir telgraf çekerek meydana gelen olaylarda özellikle gazetecilere yönelik saldırıları kınadı.
"İstanbul'da 1 Mayıs günü silah kullanarak kendi vatandaşının kanına girenler bugün de (dün) söz konusu gencin cenaze töreni sırasında gazetecilere saldırdılar." (TY/APK/YK)
Bu metin Etkiniz AB Programı kapsamında Avrupa Birliği finansal desteği ile üretilmiştir. Bu yayının içeriğinden yalnızca "İPS İletişim Vakfı" sorumludur ve hiçbir şekilde Avrupa Birliği'nin görüşlerini yansıtmamaktadır. |
1 Mayıs 1996/ Kadıköy
İşçi Dursun Odabaş 20 yaşında Kadıköy’de öldü
İşçi Hasan Albayrak 18 yaşında Kadıköy’de öldü
1 Mayıs 1989/ Mehmet Akif Dalcı
1989 yılı ve yılın 1 Mayıs günü Taksim'de/ Sami Evren
İşçi Mehmet Akif Dalcı 17 yaşında Taksim-Tarlabaşı'nda öldü/ Tuğçe Yılmaz
Dalcı'nın cenazesi: Polisin gazetecilere ve herkese ağır saldırısı/ Tuğçe Yılmaz
1 Mayıs 1977 Kayıplarını Yakınları Anlatıyor/Tuğçe Yılmaz
Sinema Emekçisi Rasim Elmas 41 Yaşında Taksim'de Öldü
İnşaat İşçisi Bayram Eyi 50 Yaşında Taksim'de
Öğretmen Bayram Çıtak 37 Yaşında Taksim'de Öldü
Liseli Jale Yeşilnil 17 Yaşında Taksim’de Öldü
Öğretmen Kenan Çatak 31 Yaşında Taksim'de Öldü
Öğretmen Ahmet Gözükara 33 yaşında Taksim’de öldü
Öğretmen Hikmet Özkürkçü 39 yaşında Taksim’de öldü
Öğrenci-işçi Niyazi Darı 24 yaşında Taksim’de öldü
Üniversiteli Nazan Ünaldı 19 yaşında Taksim’de öldü
Öğretmen Ömer Narman 31 yaşında Taksim’de öldü
İşçi Ali Sidal 18 yaşında Taksim’de öldü
Hemşire Kıymet Kocamış 25 yaşında Taksim’de öldü
Tezgâhtar Kadir Balcı 35 yaşında Taksim’de öldü
Üniversiteli Hacer İpek Saman 24 yaşında Taksim'de öldü
İşçi Kahraman Alsancak 29 yaşında Taksim’de öldü
İşçi Hüseyin Kırkın 23 yaşında Taksim’de öldü
Üniversiteli Ercüment Gürkut 26 yaşında Taksim’de öldü
Polis Nazmi Arı 26 yaşında Taksim’de öldü
İşçi Mahmut Atilla Özbelen 26 yaşında Taksim’de öldü
İşçi Hasan Yıldırım 31 Yaşında Taksim’de Öldü
Seyyar Satıcı Hamdi Toka 35 yaşında Taksim’de öldü
Bekçi Mehmet Ali Genç 60 Yaşında Taksim’de Öldü
İşçi Ziya Baki 30 yaşında Taksim’de öldü
İşçi Mürtezim Oltulu 42 yaşında Taksim’de öldü
Öğretmen Mustafa Elmas 33 yaşında Taksim’de öldü
Üniversiteli Sibel Açıkalın 18 yaşında Taksim’de öldü
İşçi Diran Nigiz 34 yaşında Taksim’de öldü
1 Mayıs 1977 & Cezasızlık
Fehmi Işıklar: 1 Mayıs'77 12 Eylül için bir hazırlıktı
Kani Beko: “Katilleri bulamazsanız, şaibeyi ortadan kaldıramazsınız”
Süleyman Çelebi: "1 Mayıs 1977 Katliamı yapanların yanına kâr kaldı”
Emel Ataktürk: Haysiyet meselesi olarak hatırlamak ve cezasızlıkla mücadele
Nejla Kurul: Gerçekler neden ve kimlerce gizleniyor?
Tuğçe Yılmaz: 43 yıl önceki katliamın izini sürmek
Arzu Çerkezoğlu: Unutmamak, unutturmamak yaşamsal bir mücadele alanı
Tuğçe Yılmaz: Yargılanamayan 1 Mayıs 1977’nin mahkeme yılları