Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Gazeteci Arzu Demir'in "Dağın Kadın Hali" kitabı nedeniyle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi yargılandığı davada, avukatlar kitabın çıkmasından bir buçuk sene sonra dava açılmasının Basın Kanunu'na aykırı olduğunu söyleyerek ilk celsede beraat istedi.
Duruşmayı birçok kadın gazeteci, kadın avukat ve feminist aktivist izledi. Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Uğur Güç de duruşmayı takip etti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, esas hakkında mütalaanın hazırlanması ve dosyanın cumhuriyet savcılığına sunulması için bir sonraki duruşmanın 8 Kasım saat 11.45'te görülmesine karar verdi.
Savcı ifadesini almayı reddetti, iddianamede ifadeye gitmediğini yazdı
Gazeteci Arzu Demir, hakkındaki davanın ifadesi alınmaksızın açıldığını söyledi. İddianamede "kolluk ya da cumhuriyet başsavcılığına gelmediği” şeklinde bir ifade olduğunu söyleyen Demir,
ifade vermek üzere avukatıyla iki kez savcı Gökhan Yolasığmaz'a gittiğini ancak savcının ifadeyi almayacağını, bunun yerine polise gitmesi gerektiğini söylediğini aktardı.
“Üçüncü kez şansımı denemeyi planlarken, bu kez davanın açıldığını öğrendim. Öncelikle, ifade vermekten kaçındığımı ima eden iddianamedeki gerçeği yansıtmamaktadır” dedi.
Demir: Savcılık kendini meslek örgütü yerine koyuyor
İddianamede basının işlevinin tarif edildiğini ve kendi kitabının "güncel olmadığı ve kamuoyunu ilgilendirmediği" şeklinde değerlendirmeler içerdiğini belirten Demir, şöyle konuştu:
“Savcılık, kendisini bir gazeteci, meslek örgütü yerine koyuyor. Bir haberin ya da yazının niteliğini tartışacak olan yargı makamları değil, meslek örgütlerinin etik kurullarıdır. Ayrıca herkesin karşıtında ya da yanında durarak PKK'yi tartıştığı bir zamanda, benim bir gazeteci olarak gidip PKK'liler ile görüşerek onlarla ilgili yazmam da güncellik dışı değildir. Gazeteciliğin ta kendisidir. Kitabın okurdan gördüğü ilgiye bakılırsa, günceli yakalamış bir kitaptır.”
Avukatlar: Kitabın yayınlanmasından 1,5 sene dava açıması hukuki değil
Avukatlardan Gülizar Tuncer, Basın Kanunu çerçevesinde zamanaşımına girmiş bir dosyanın gündeme gelmesinin politik bir tutum olduğunu söyledi. “Araştırılacak bir olay, toplanacak bir delil yok. Yargılanan metinler kitapta basılı. İlk duruşmada beraat verilmesi gerekir” diye konuştu.
Avukat Kader Tonç da kitabın Kasım 2014’te basıldığını be yedi baskı yaptığını, zaten matbaanın her baskının bir örneğini Emniyet Müdürlüğü’ne ve savcılığa gönderdiğini söyledi. Basın Kanunu’nun 26. Maddesi gereği, eğer bir dava açılacaksa bunun altı ay içinde yapılması gerektiğini vurgulayan Tonç, dosyanın zamanaşımına uğradığını söyleyerek beraat talep etti.
Ne olmuştu?
Gazeteci Arzu Demir hakkında “Dağın Kadın Hali” kitabı nedeniyle "örgüt propagandası yapmak", "suç ve suçluyu övmek" ve "suça teşvik etmek" iddialarıyla dava açıldı.
İddianamede, "PKK propagandası yapıldığı" iddiasının yanı sıra, söz konusu röportajların "güncel olmadığı ve kamuoyunu ilgilendirmediği" şeklinde bir değerlendirmeye de yer verildi.
Demir hakkındaki dava soruşturma aşamasında ifadesi alınmadan açıldı.
11 kadın gerilla ile yapılan röportajların yer aldığı “Dağın Kadın Hali” kitabı, 2014 yılının Kasım ayında Ceylan Yayınları’ndan çıkmıştı.
Kitabın 7. baskısının ardından, 15 Mart 2016’da İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimliği kitap hakkında toplatma kararı almıştı.
Kitapta, kadın gerillaların kişisel deneyimleri üzerinden dağdaki geleneksel kadınlık ve erkeklik rollerinin gelişimi ve kadınların neden dağlara çıktıkları sorusunun yanıtı aranırken, "silah, dağ, ölüm, aşk, cinsellik" hakkındaki kişisel görüşlerine de yer veriliyor.
Arzu Demir hakkında
1974 doğumlu. Yıldız Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği mezunu. 17 yıldır gazetecilik yapıyor.
Etkin Haber Ajansı (ETHA) ve Fırat Haber Ajansı'nda (ANF) çalışıyor. Ayrıca 46 Kürt basın çalışanın yargılandığı KCK Basın davasında yargılanan gazetecilerden biri.
Medreseden 5 Nolu'ya Nuri Yoldaş, Dağın Kadın Hali, Devrimin Rojava Hali kitaplarının da yazarı. (ÇT)