Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Şemdinli'de PKK'lilerle kucaklaşan BDP milletvekillerinin İmralı'ya gidecek BDP heyetinin içinde olmasına karşı olduğunu ifade etti.
Macaristan ziyareti esnasında konuşan Erdoğan, "Biz dağdaki ile kucaklaşanı bir defa İmralı'ya göndermeyiz" dedi.
Şemdinli'de BDP Eş Başkanı ve Siirt Milletvekili Gültan Kışanak ile Van Milletvekili Aysel Tuğluk parti konvoyun karşılaştığı PKK'lilerle kucaklaşmıştı.
Erdoğan konuyla ilgili şunları söyledi.
"Şu ana kadar verdikleri mesajla bu ülkenin hassasiyetlerine darbe vuranları bu noktada aracı olarak kabul edemeyiz. Çünkü onların, oradan aldıkları mesajı farklı şekilde götürme ihtimalleri olabilir. Dolayısıyla biz hassasiyetlerimizi koruyoruz.
"Mesela illa eşbaşkanlar diye bir mecburiyet söz konusu olamaz. Adalet Bakanlığımız, bu konuda yapılan müracaatları alıyor. Bunlar değerlendirme akabinde karara bağlanıyor. Yani her isteyenin oraya gönderilmesi söz konusu olamaz.
"Kendi akrabaları, ağabeyi, kardeşi, annesi, babası, eşi gidebilir tabii ki. Ama siyasilerin gidişi izne tabi bir konudur. Uygun görülene izin verilir, görülmeyene de izin verilmez."
AB ve Kıbrıs
Erdoğan Avrupa Birliği (AB) ile ilgili olarak da açıklamalarda bulundu.
AB'nin Türkiye için "olmazsa olmaz" nitelikte olmadığını söyleyen Erdoğan "AB'ye almazlarsa kıyamet kopacak değil. Zaten kıyamet de kopmuyor. Biz yine yolumuza yine istikrarlı şekilde devam ediyoruz" dedi.
"AB'nin Türkiye konusunda direnmesini" anlamadığını söyleyen Erdoğan, Türkiye'nin "NATO'daki tek Müslüman ülke" olduğunu vurgulayarak "neden AB'de beraber olmayalım" diye sordu.
"Başka sebepler geliyor tabii akla.
"Bir, 76 milyon nüfusu olan bir Türkiye var. İki dinamik yapısı olan bir Türkiye var. Üç, bu yapı içinde Türkiye'ye verilmiş ama tutulmamış sözler var. Mesela Kıbrıs meselesinde Kuzey Kıbrıs'la ilgili verdiği sözleri tutmadı AB. Tüm bunlar sıkıntı elbet."
İsrail
"Türkiye AB'nin içinde olursa, her şeyi rahatça yapamayacak hale gelmekten çekiniyor olabilirler. Mesela NATO'da her istediklerini yapamayabiliyorlar. Türkiye olarak yanlış adımlara engel oluruz, her şeye evet demeyiz.
"Nitekim son dönemde İsrail'in NATO'ya alınmasına yönelik atılan adımlarda gördük bunu. Buna biz engel olduk. Bizim de kendimize has kırmızı çizgilerimiz var.
"İsrail'le NATO içinde birlikte olmamız asla düşünülemez."
AB, Şanghay
Erdoğan AB ile Şanghay İşbirliği Örgütü'nün birbirinin alternatifi olmadığını da belirtti.
"Ben ülkemin dünyadaki kendi her türlü siyasi, askeri, ekonomik, ticari, kültürel piyasasını genişletmekle mükellef bir iktidarın başbakanıyım. Biz Şanghay İşbirliği Örgütü'ne de müracaat ederiz, ASEAN'a da müracaat ederiz. Bunu yaptığımız zaman kimsenin niye oraya müracaat ediyorsun deme hakkı yok. Kaldı ki bunların hiçbiri de birbirinin alternatifi değil."
"AB, Sanghay İşbirliği Örgütü ile ilişki kurmanın her an olabileceğini, bunun gayreti içinde olduğunu söylüyor. Onlar böyle bir gayretin içine giriyor da biz böyle bir gayretin içinde niye olmayalım. Bundan daha doğal ne olabilir?
Şanghay İşbirliği Örgütü'nün altı tane ortağı var. Bu altı ortağın birbiriyle münasebetleri çok geniş manada var. Beş gözlemci var aynı şekilde. Biz diyalog ortaklığına alınmışız 6-7 Haziran 2012'de bu zirvede. Bizimle birlikte üç diyalog ortağı var." (YY)