12 Eylül 1980 askeri cuntası döneminde işkence merkezlerinden olan Mamak Askeri Cezaevi Komutanı Raci Tetik 88 yaşında öldü.
Yayımcı İlhan Erdost'un öldürüldüğü Mamak'taki işkencelerin baş sorumlusu olarak gösterilen ve insanlık dışı uygulamaları "Disiplini sağladım" diyerek savunan Tetik hakkında yıllar sonra açılan soruşturma 2013'de zaman aşımından dolayı düşürülmüştü.
Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) ait İstanbul Çamlıca Özel Bakım Merkezinde kalan Tetik'in 26 Nisan akşamı öldüğü öğrenildi.
Askeri tören yapılacak
Tetik için İstanbul Selimiye Camii'nde öğle namazının ardından askeri tören yapılacak ve Tuzla Şifa Mezarlığında toprağa verilecek.
İşkenceyi kabul etmişti
Tetik, 1988'de Milliyet gazetesine röportaj vermiş ve "Ben bir işkenceciyim, beni pohpohlayarak kullandılar" demişti.
Tetik, röportajda, "Talimatnameleri, kanunları uyguladım. Orası cezaeviydi. Hastane, okul, aşk gemisi veya yat kulübü değildi. Bu bir savaştır. Savaşta her zaman iyi şeyler olmaz. Lafla hizaya gelmiyorlardı. Saklamıyorum, oldu. Peki onlar niye direniyorlar? Devletin talimatına niye direniyorlar?" demişti.
Anayasa'nın 15. maddesi kaldırıldıktan sonra soruşturma açıldı
Anayasanın geçici 15. maddesinin kaldırılmasından sonra Kenan Evren ile dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya'nın yargılandığı davada soruşturmayı yürüten Savcı Murat Demir 20 Şubat 2013'te "şüpheli" sıfatıyla Raci Tetik'in ifadesini aldı.
Tetik ifadesinde darbeden bir buçuk ay önce Mamak Askeri Cezaevine müdür olarak atandığını, 1984'e kadar burada albay rütbesiyle görev yaptığını söylemişti.
İşkence suçlamasından daha önce beraat ettiğini bildiren Tetik, "Cezaevinde görev yaptığım sürede Askeri Cezaevi Yönetmeliği'nin gereklerini yerine getirdim, disiplini sağladım" diye konuşmuştu.
Görevi süresince cezaevine 31 bin tutuklunun girip çıktığını, hüküm verilenlerin başka cezaevlerine nakledildiğini aktaran Tetik, kimseye işkence yapmadığını, personeline işkence yapılması talimatı vermediğini, göreve başladığı gün de özellikle kadınlara ve hastalara daha iyi davranılması talimatı verdiğini de iddia etmişti.
O dönemde emrinde yüzlerce personel olduğuna işaret eden Tetik, hepsinin tek tek ne yaptıklarını bilemeyeceğini ifade etmişti.
Soruşturma zaman aşımına uğradı
Savcılık, soruşturma sonucunda 30 yıllık zaman aşımı süresi dolduğu gerekçesiyle Tetik hakkında takipsizlik vermiş ve dosyayı kapatmıştı.
İşkence yaptığı Sırrı Süreyya Önder'le Darbe Araştırma Komisyonu'nda yüzleşti
İşkenceci Albay, 20 Ekim 2012'de Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu Başkanı Nimet Baş tarafından da sorgulandı. Komisyon üyeleri arasında dönemin Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve MHP'li vekil Atilla Kaya da bulunuyordu.
Tetik'i sorgulayanlar arasında yer alan Önder, Tetik'e kendisine yaptığı işkenceyi sormuş, Tetik "Hatırlamıyorum" şeklinde cevap vermişti. Tetik ile Önder arasında şu dialog geçmişti:
Önder: Beni tanıyor musunuz?
Raci Tetik: Kılığınızdan, kıyafetinizden ve şeklinizden -kusura bakmayın- şöyle bir baktım "Dışarıda bana söylenilen kimdi?" diye, sizi tanıdım. Orada yatanlardan birisiymişsiniz. Ben açık söylerim, hiç yalanım yoktur.
Önder: Kılığımdan kıyafetimden mi tanıdınız?
Tetik: Evet, çünkü burada herkes efendi gibi giyinmiş, ben bile efendi gibi. Siz böyle biraz daha halkvari giyinmişsiniz. "Olsa olsa budur" diye düşünerek, tanıdım. İçten söylüyorum.
Önder: Mamak'ta da böyle bir histeri içindeydiniz. Herkesi tek tip elbiseye sokmak yani niye milletvekili deyince "Efendi gibi giyinmek ve halk tipi giyinmek" diye tasnif ediyorsunuz. Tek tip elbise giydirilme zamanını hatırlıyor musunuz Sayın Tetik?
Tetik: Konusu çıktı ama benim zamanımda tek tip elbise giydirilmedi.
Önder: Peki, hiç kendiniz bizzat tutukluları cezalandırdınız mı? Mesela dövdünüz mü?
Tetik: Hayır. Ben niye döveyim.
Önder: Şerefiniz üzerine bunu söyler misiniz?
Tetik: Şerefim üzerine, Tanrı üzerine, milletim, vatanım üzerine yemin ederim. Dövmedim, fiske vurmadım.
Önder: Şimdi, birincisi, beni dövdünüz, ben kendimi katmayacağım işin içine ama yüzlerce...
Tetik: Hayır, hayır, hayır. Ben niye döveyim seni?
Önder: Esas duruş göstermediğim için.
Tetik: Oradaki görevli, subay, astsubay ve erlere belki hata yaptığı için kötü muamele yaptım ama hiçbir tutukluya ben manyak mıyım tutukluya... Askeri cezaevinin bir yönetmeliği var, ben aynen ona uydum kelime kelime.
Önder: Askeri Cezaevi Yönetmeliği'nde 'Tabutluk' tabir edilen zemin 1, 2, 3'ün altındaki yerleri...
Tetik: 'Tabutluk' siz tabir ediyorsunuz, orası 'hücre'. Orayı yaptırdıktan sonra uslandınız. İçeride bir vukuat işleyen birisini zabıt tutuyorlar, getiriyorlar, ben de onaylıyordum.
Önder: Peki, hiç gözünüzün önünde tutuklular dövüldü mü?
Tetik: Benim gözümün önünde tutuklular dövülmedi. Ha, şunu söyleyeyim: Şu anda da belki kusura bakmayın sesim biraz fazla çıktı...
Başkan: Evet, çok yükseldi.
Tetik: Benim sesim çok gürdür. Benim sesim duyulunca herkes titrer.
Önder: Biz titremiyoruz öyle pek yani...
Tetik: Amma titremiyordunuz. Ha, bırak şimdi palavrayı bırak.
"Herhangi bir üzüntünüz, pişmanlığınız var mı?" sorusuna "Hayır" dedi
MHP Milletvekili Atilla Kaya komisyon çıkışı "Aradan 30 seneden fazla bir süre geçmiş olmasına rağmen en küçük bir pişmanlık hatta üzüntü bile göstermeyen bir tavrı vardı. Bütün o yaptıklarını, bütün o işkenceleri 'bunlar bizim, benim disiplin anlayışım yönetmeliklerin ve üstlerimizin talimatı' şeklinde değerlendirdi. 'Vicdan muhasebesi yaptığınız zaman herhangi bir üzüntünüz, pişmanlığınız var mı?' sorusuna 'Hayır' yanıtı verdi" diye konuşmuştu.
Şikayetçilerin ifadelerindenAnkara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Mamak Askeri Cezaevinde işkenceye uğrayan 129 kişinin suç duyurusu üzerine başlattığı soruşturmada şikayetçiler şu ifadeleri vermişti: "Rütbelilerce dövüldüm"Şikayetçilerden Doğan Eşlik, 2011'de verdiği dilekçe ve sonrasında alınan ifadesinde, 1982'de Mamak Askeri Cezaevi Muhafız Taburu 5. Bölük'te askerlik yaptığını anlattı. Bu süreçte kendilerine verilen talimat uyarınca mahpusları dövdüğünü, bunu yapmazlarsa rütbelilerin kendilerini dövdüğünü ifade eden Eşlik, bir defasında, mahkuma yavaş vurduğu için Üsteğmen Ahmet Kelek tarafından dövüldüğünü söylemişti. Başka rütbelilerce de dövüldüklerini söyleyen Eşlik, Cezaevi Komutanı Raci Tetik tarafından sürekli baskıya uğradığını, "Tuna Yüzbaşı"nın da askerlere ve mahkumları dövdüğünü ifade etti. Bu olaylar nedeniyle ruh sağlığının bozulduğunu, evlenemediğini ve herhangi bir işte çalışamadığını ifade eden Eşlik, maddi ve manevi kayba uğradığını savundu. Yaşar Okuyan İlhan Erdost'un ölümünü anlattıDarbe öncesinde MHP Genel Sekreter Yardımcısı olan Yaşar Okuyan da 13 Kasım 2012'deki ifadesinde, darbe sonrasında diğer parti yöneticileriyle gözaltına alınıp, Kirazlıdere'ye götürüldüğünü ve burada 30-35 gün kaldığını anlattı. Ardından nakledildiği Mamak Askeri Cezaevinde "kafes" denilen kısma konulduğunu, copla dövüldüğünü, kafeste 24 saat kaldıktan sonra arkadaşı Taha Akyol ile hücreye konulduklarını, burada geçirdikleri 29 gün boyunca hakarete uğradığını, kötü muamele dolayısıyla intihar etmeyi düşündüğünü anlattı. Yeni koğuşa konulduktan sonra da "Zeki Kaman" ve "Dürüst Oktay" isimli iki komiserin işkence yaptığını anlatan Okuyan, "cezaevinde 5-6 kişinin Raci Tetik'in talimatıyla, bir kişinin de bizzat katılımıyla öldürüldüğünü, buna rağmen doktorun intihar raporu verdiğini" anlattı. Okuyan, ölenlerden birinin İlhan Erdost olduğunu söyledi. "Raci Tetik demir sopayla dövdü"Yılma Durak, 2011 ve 2012'de verdiği ifadelerde 1979'da MHP İstanbul İl Başkan Yardımcılığı'na seçildiğini, 12 Eylül sonrasında Erzurum'da gözaltına alınıp, İstanbul'a götürüldüğünü, orada işkence ve kötü muameleye maruz kaldığını, bir süre sonra Mamak Askeri Cezaevine sevk edildiğini, burada 4,5 yıl kaldığını, kendisine falaka, dayak gibi işkence yöntemleri uygulandığını ifade etti. Adalet Erbaş da 16 Ekim 2012'deki ifadesinde, eşi ve kendisinin Ankara'da bir cinayetin faili olarak ihbar edildiklerini, 1,5 yıl cezaevinde kaldıklarını söyledi. Daha sonra beraat ettiğini, cezaevindeyken sekiz aylık bebeğinin öldüğünü bildiren Erbaş, Mamak Cezaevinde Raci Tetik'in kendisini demirle dövdüğünü, ayrıca mahkumlara hortumla tazyikli su tutturduğunu, bu sırada kafasını duvara çarpan bir öğretmenin öldüğünü beyan etti. Öldüğü düşünülerek çöpe atıldıMehmet Emin Aydın, 24 Haziran 2011'de verdiği ifadede, ODTÜ'de öğrenciyken, 14 Kasım 1980'de gözaltına alındığını, Ankara Emniyet Müdürlüğü Siyasi Şubede 27 gün boyunca gözleri bağlı hücrede kaldığını, Filistin askısına bağlandığını, ayaklarından tavana asıldığını, beş kaburgasının kırıldığını, mide kanaması geçirdiğini ifade etti. Gözaltındayken öldüğü düşünülerek çöpe atıldığını, ölmediği anlaşılınca tekrar götürüldüğünü kaydeden Aydın, 27 günlük işkence sonucunda 67 kilodan 45 kiloya düştüğünü söyledi. Aydın, 1,5 yıl kaldığı Mamak Cezaevinde de işkenceye maruz bırakıldığını, ayrıca yazar İlhan Erdost'un öldürüldüğünü gördüğünü ifade etti. |
(HA)