İlk iki saldırı girişimiyle ilgili çok sayıda destek mesajı alan "Cumhuriyet" gazetesine son olarak da Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Meclis Başkanı Bülent Arınç, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) birer dayanışma mesajı gönderdi.
İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) ise, gazeteye yönelik saldırıyı Ordu'daki Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) teşkilatı ile Ülkü Ocakları'na yönelik bombalı saldırılarla birlikte kınadı.
Sosyaldemokrat Halk Dernekleri Federasyonu (HDF) da, gazeteye yönelik saldırıların yalnızca basın özgürlüğüne değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel simgelerine de bir saldırı olduğunu duyurarak, olayı kınadı.
Saldırıyı çok üzücü bulduklarını söyleyen Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Ramazan Er, "Bu saldırıyı kınamanın yanında polis olarak faillerini en kısa sürede yakalamak bizim görevimiz. Ordu ve İstanbul'da özel ekip kurduk, çalışmalar devam ediyor" dedi.
Sezer: Özgür basına karşı girişilen çirkin eylem
Gazetenin imtiyaz sahibi İlhan Selçuk ve Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız'a birer telgraf gönderen Cumhurbaşkanı Sezer, saldırıyı nefret kınadığını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Sezer, "Özgür basına karşı girişilen bu tür çirkin eylemler, demokrasiyi, onun kurumlarını ve çağdaş yaşamı benimseyen ulusumuz tarafından üzüntüyle karşılanmaktadır" dedi.
Sezer, böyle üzücü olayların bir daha yaşanmamasını dileyerek "Cumhuriyet" gazetesi ailesine geçmiş olsun dileğinde bulundu.
AB: Avrupa'da terörizme yer yok
NTV'ye göre Avrupa Birliği Komisyonu da gazeteye saldırı düzenlenmesini sert bir dille kınadı. Komisyon yaptığı açıklamada bu eylemi gerçekleştirenlerin adalet önüne çıkmalarının beklendiğini belirtti.
Komisyon, "Arkasında hangi anlayış olursa olsun bu tür eylemler kabul edilemez. Avrupa'da terörizme yer yoktur" dedi.
Arınç: Saldırılardan büyük üzüntü duydum
TBMM Başkanı Bülent Arınç, saldırı nedeniyle Genel Yayın Yönetmeni Yıldız'a "geçmiş olsun" mesajı gönderdi.
Mesajında Arınç, "Cumhuriyet Gazetesi'ne yönelik saldırılardan büyük üzüntü duydum. Basın ve ifade özgürlüğüne yönelik bu saldırıları nefretle kınıyorum. Bu tür çirkin olayların bir daha yaşanmaması temennisiyle, şahsınızda tüm Cumhuriyet Gazetesi yöneticilerine ve çalışanlarına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum" dedi.
TGC: Faillerinin bulunmasını istiyoruz
İlk saldırılar sırasında bir kınama mesajı yayımlayan TGC, dünkü saldırı üzerine yaptığı ikinci açıklamasında, gazeteye yönelik bombalı saldırıların sürmesinin "demokrasi ve ifade özgürlüğü için vahim bir durum" yarattığını bildirdi.
Gazeteye karşı beş gün içinde üç, 24 saat içinde de iki bombalı saldırıda bulunulması ve faillerinin yakalanamamasının can güvenliği açısından tehlikeli bir boyut oluşturduğunu açıklayan TGC, "Saldırıların ülkemizin demokratik geleceği ve ifade özgürlüğü açılarından vahim bir durum yarattığı ortadadır. Saldırıları bir kez daha şiddetle kınıyor faillerinin bulunmasını istiyoruz" dedi.
TGS : Nefretle kınıyoruz
Saldırganların, caddeden geçerken attıkları el bombasının, otoparktaki araçların arasına düşerek patladığı, saldırıda üç araçta hasar meydana geldiğini hatırlatan TGS de olayı nefretle kınadığını duyurdu.
MAZLUMDER: Saldırı provokasyon amaçlı
MAZLUMDER Genel Yönetim Kurulu üyesi Avukat Abdulbasit Bildirici ise, "Cumhuriyet" gazetesi ve Ordu MHP teşkilatı ile Ülkü Ocakları'na yönelik bombalı saldırıları birlikte kınadı.
Gazeteye karşı düzenlenen üç saldırıda ve 11 Mayıs'ta Ordu MHP teşkilatı ile Ülkü Ocağı'na karşı girişilen bombalı saldırılarda can kaybı ve yaralanma olmamasının sevindirici olduğunu kayededen MAZLUMDER yetkilisi Bildirici, "saldırılar basın özgürlüğü ve partileşme hakkının açık ihlali olmanın ötesinde provokasyon amaçlıdır" dedi.
Saldırıların "ülkenin huzur, güven ve istikrarına da" yönelik olduğunu bildiren Bildirici, saldırıların, aynı gün hem "sol" bir gazeteye hem de "sağ" bir partiye karşı eş zamanlı olarak düzenlenmesinin ayrıca düşündürücü olduğunu açıkladı.
Bildirici, gazeteye saldırının, gazetenin kuruluşundan beri takip ettiği çizgi, Turhan Selçuk'un gazetede yayımlanan karikatürü ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili son bir kaç gündür yapılan tartışmaların sonrasında geldiğini savundu.
Daha önce de Erzurum'da farklı kesimleri karşı karşıya getirmeyi amaçlayan duvar yazıları yazıldığını anımsatan MAZLUMDER, yapılan incelemede yazıların ikisinin de aynı fırça ürünü olduğunun anlaşıldığını belirterek, "Tüm bunlar açık bir provokasyonu işaret ediyo" diye bildirdi.
Saldırılar, kim tarafından ve hangi amaç için düzenlenmiş olursa olsun hiçbir hal ve şart altında tasvip edilemez.
MAZLUMDER, şiddetle hiçbir sorunun çözülemeyeceğini ve şiddetin her türlüsüne karşı olduğunu bildirerek, yapılanların "provokasyon amaçlı" olduğuna işaret etti. Dernek, her iki saldırıyı gerçekleştirenleri şiddetle kınadı; "Cumhuriyet" gazetesine geçmiş olsun dileğinde bulundu. MAZLUMDER, aynı dileklerini MHP teşkilatı için de yineledi.
İyidirli: Laiklik saldırıya uğradı
HDF Genel Başkanı Ahmet İyidirli de, son aylarda özellikle iktidar partisi AKP'nin zorlamaları sonucu Türkiye Cumhuriyeti'nin temel taşı, demokratik düzenin temel ilkesi "laikliğin" saldırıya uğradığını ve tartışmaya açılmak istendiğini bildirerek, "Bunu fırsat bilen gerici, yobaz kişiler, aydınlanma ve demokrasi düşmanları harekete geçtiler" dedi.
Emniyet Müdürü Cerrah inceleme yaptı
Saldırının ardından gazeteyi ziyaret eden İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, incelemelerde bulunarak çalışmaları denetledi. Cerrah, saldırganların üç kişi olduğunun belirlendiğini söyledi.
Kamera görüntülerinin hem istihbarat hem de terörle mücadele şubesi tarafından detaylı incelemeye alındığını belirten Cerrah, saldırganların el bombasını öğrencilerin arasına saklanarak attığını açıkladı.
Cerrah, daha önceki saldırılar nedeniyle gazete önünde görevlendirdikleri bir ekibin bulunduğunu kaydetti. Cerrah, ''Arkadaşlarımızın yanı sıra özel güvenlik elemanları da vardı. Hem özel güvenlik elemanları hem de arkadaşlarımız saldırganları takip etti. Peşlerine ateş açtılar. Görgü tanıklarının ifadelerine göre sivillerden de ateş açıldı. Ama ateş açanlar bizim buradaki arkadaşlara önceden verdiğimiz koruma polisler de olabilir. İnceliyoruz, önümüzdeki günlerde açıklama yapacağız'' diye konuştu.
Gazetecilerin ''gazete önünde bekleyen polis ekibinin ihmali olup olmadığı'' sorusu üzerine de Cerrah, ''İhmal söz konusu değil. Zaten sokakta öğrenciler vardı'' dedi.
"Takipçisi olacağım"
Saldırılarla ilgili olarak Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde özel ekip oluşturuldu. Ekip, tüm kayıtları yeniden incelemeye aldı. Saldırının işlenişi açısından ''gariplikler'' taşıdığını belirten emniyet yetkilileri, bu nedenle örgütsel bağlantısını henüz tespit edemediklerini söyledi. Yetkililer, ilk saldırı görüntülerinin net ve anlaşılır olduğunu ifade etti.
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, gazetemize yönelik saldırıyla ilgili yaptığı açıklamada, saldırının takipçisi olduklarını belirterek ''Soruşturmayı titizlikle yürütüyoruz. İstanbul Emniyeti işin üstünde. Özel ekip oluşturuldu. Ben de saldırının bizzat takipçisi olacağım. Saldırıyı kınıyorum'' diye konuştu. (EÖ/KÖ)