Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin “Siyasi veya kamu şahsiyetleri daha geniş şekilde eleştirilebilir” şeklindeki tavsiye kararlarına rağmen Türkiye’de akademisyen, gazeteci veya sosyal medya aktörleri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı sert şekilde eleştirdikleri için orantısız uygulamalarla karşılaşıyorlar.
Son bir kaç gün içerisinde de BirGün gazetesi yayın yönetmeni Barış İnce ve Evrensel gazetesi köşe yazarı Ender İmrek hakkında Cumhurbaşkanı'na hakaret iddiasıyla ve Ceza Kanunu'nun (TCK) 299. maddesi uyarınca dava açılmıştı.
Emre Döker'e soruşturma
Sıklaşan vakalarda son olarak, Cumhuriyet gazetesi muhabiri Emre Döker hakkında, Urla Villaları için yapılan imar değişikliğini “Koyu Feda Ettiler” haberiyle duyurduktan sonra, “Cumhurbaşkanı’na hakaret” şüphesiyle soruşturma açıldı.
Gazeteci, 17 Mart’ta Kantar Karakolu’nda ifade verdi. Döker hakkında kamu davası açılması için Erdoğan’ın avukatları aracılığıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurduğu öğrenildi.
Döker, “Çevre ve Şehircilik İzmir İl Müdürlüğü’nün Urla Hacılar Koyu’nda yaptığı imar değişikliği tüm kamuoyunu ilgilendirmektedir. Erdoğan’a armağan edildiği öne sürülen villaların olduğu koyla ilgili yapılan imar değişikliği dikkat çekidir ve haber değeri taşımaktadır. Bu haberle kimseye hakaret etmek gibi bir kastımız yoktur” dedi.
Gazeteci Hoş’a kitaptan soruşturma
Big Boss kitabının yazarı gazeteci Mustafa Hoş hakkında aynı gerekçeyle soruşturma açıldı. Savcılıkta dün (18 Mart) ifade veren Hoş, kitabını basın özgürlüğü çerçevesinde kaleme aldığını söyledi. Ayrıca, Erdoğan’ın yakın arkadaşı olduğu iddia edilen Hasan Yeşildağ’ın şikayetiyle de yazarın hakaret iddiasıyla 2 yıl 4 aya kadar hapsi isteniyor.
İki gazeteci evinde arama
Adana’da gazeteciler Abdullah Özyurt ve Aytekin Gezici’nin evinde, Twitter yoluyla Cumhurbaşkanı’na hakaret ettikleri iddiasıyla dün (18 Mart) arama yapıldı. Arama sırasında işlemi protesto etmek için evlerinden ayrılan Özyurt ve Gezici, avukatlarıyla birlikte Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’nde bir basın açıklaması yaptı.
Polislerin bilgisayar ve cep telefonlarını aldığını belirten Özyurt, “Paylaşımlarımızda hakaret olduğunu düşünmüyorum. Fikirlerimizi paylaştık. Üstelik kimsenin adını da yazmadım” dedi.
Daha önce de eski Başbakan Erdoğan’ı eleştirdiği gerekçesiyle evi aranan Gezici, Twitter üzerinden hangi paylaşımları nedeniyle evinde arama yapıldığının kendisine söylenmediğini savundu. İki gazeteci, ifade vermeleri için Emniyete çağrıldı.
Koyuncu'nun davası durdu
Psikiyatrist Dr. Ahmet Koyuncu ise, Facebook üzerinden Haziran 2014’te paylaştığı “Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’nin ortalamasıdır” başlıklı yazısında Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla Küçükçekmece 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyor.
Mahkeme dün (18 Mart) yargılamayı durdurdu. Eğer Erdoğan’ın avukatları üç ay içerisinde şikâyetçi yenilemezse dava kesin olarak düşecek. Dr. Koyuncu, duruşmada verdiği ifadede, toplumun genelini ilgilendiren bir konuda bilimsel bir yazı kaleme aldığını belirterek “Kimseye karşı hakaret kastım yok. Ben bilim insanıyım ve bir bedel ödenecekse de buna hazırım” diye konuştu.
Avrupa Konseyi tavsiye kararına ters
Ancak Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 12 Şubat 2004 tarihindeki 872. oturumunda kabul ettiği tavsiye kararlarının 6. bölümünde yer alan, “Siyasi veya kamu şahsiyetleri daha geniş şekilde eleştirilebilir” şeklinde özetlenebilecek “Siyasi şahsiyetler ile kamu görevlilerinin itibarı” başlıklı bölümünde şu ifadelere yer veriliyor:
“Siyasi şahsiyetler itibarlarının ve haklarının korunması için diğer kimselerden daha geniş haklara sahip bulunmamalıdırlar. Bundan hareketle iç hukukta, siyasi şahsiyetleri eleştiren medya kuruluşlarına karşı daha ağır cezalar öngörülmemelidir. Bu ilke kamu görevlilerine de uygulanır. Bu ilkeye istisnalar, sadece kamu görevlilerinin görevlerini iyi yapmalarını sağlamak bakımından zaruri hallerde kabul edilebilir.” (EÖ)