Sosyal Sigortalar Bölge Müdürlüğü önünde toplanan İzmir İşçi Hakları Derneği üyeleri, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den, geçici işçiliği yaygınlaştıracağı ve çalışma yaşamını güvencesizleştireceği gerekçesiyle 5920 sayılı yasayı veto etmesini talep ettiler.
5920 Sayılı "İş kanunu, İşsizlik Sigortası Kanunu ve Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun", 26 Haziran'da Mecliste kabul edilmişti.
Asgari ücrete yapılan zammı da dün (8 Temmuz) gerçekleştirdikleri eylemle protesto eden dernek üyeleri, "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz", 'Krizin bedelini patronlar ödesin' ve "Köle değil işçiyiz" şeklinde sloganlar attılar.
Uğur: Gece yarısı köleleştiren yasayı çıkardılar
Eylemde bir basın açıklaması okuyan Derneğin İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı A. Cavit Uğur, hükümeti, "bir gece yarısı işsizliğe çare diye işçileri kriz karşısında bütünüyle köleleştiren yasayı hayata geçirdiği" için eleştirdi.
"Kuralsız ve esnek çalışmayla hiçbir güvence olmayacak"
Özel İstihdam Büroları'nın (ÖİB) kurulmasıyla uygulanacak yasayla, işçilerin ezileceğini ve tüm haklarının ellerinden alınacağını savunan Uğur, "Kuralsız ve esnek çalışma böylece yasal hale getirilmiş olacak. Geçici iş sözleşmesi olmasından dolayı ihbar ve kıdem tazminatlarını almak imkansız olacak. İşçiler sendikalı olma hakkını kaybedecek" dedi.
Yasa hangi sorunlara yol açacak?
Uğur, "İşçileri bütünüyle örgütsüz ve savunmasız hale getirip sermayenin kar oranlarının yükseltilmesi için dayatılan bu koşullar tarih öncesi kölelik düzenlerinden daha ağır çalışma koşulları demektir. Şimdi kullan at devri başladı. Sermayenin bu saldırısına karşı bütün emekçiler şimdi gereken mücadeleyi göstermezlerse sadece kendileri için değil bir bütün olarak gelecek kuşakların da imhasına yol açılmış olacak" dedi; yürürlüğe girdiğinde yasanın şu sorunlara yol açacağını söyledi:
İşsizliğin her geçen gün arttığı ortamda özel sektörde çalışan işçiler mecburen ÖİB aracılığıyla iş bulmaya çalışacaklar. Bulunan işin niteliği ve koşulları işçi belirleyemeyecek. İşçi, büroyla geçici iş sözleşmesi imzalayacağı için büronun işçisi olacak. Büro, işçiyi başka işverene kiralayabilecek.
Kuralsız ve esnek çalışma böylece yasal hale getirilmiş olacak. Geçici iş sözleşmesi olmasından dolayı ihbar ve kıdem tazminatlarını almak imkansız olacak.
İşçiler ÖİB çalışanı olacağından çalıştığı iş kolu belirsiz olacak ve hiçbir şekilde sendikalı olma hakkına sahip olamayacak. Çıplak asgari ücretle çalışmak yaygınlaşacak başkaca sosyal haklar verilmeyecek bu da hem ÖİB işçisini ezecek hem de kadrolu işçi üzerinde baskıların artmasına yol açacak.
Bu yolla istihdam edilecek işçiler gece vardiyaları için tercih edilecek, işsizlik karşısında çaresiz kalan işsizler sürekli gece çalışmalarına mahkum edilecek; hizmet içi eğitim imkanlarından faydalanamayacakları için iş kazalarının önüne geçmek imkansız olacak.
Dernek, Türkiye'de açlık sınırının 853 TL düzeyinde olduğu halde yeni asgari ücretin 1 Temmuz'dan itibaren çalışan ücretlerinde sadece 19 TL'lik bir artış yarattığını açıklayarak, bunun "insanlık duygularımız incittiği"ni duyurdu. (EÖ)