Cumartesi Anneleri/İnsanları ile İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon, maruz kaldıkları polis şiddetinin İçişleri Bakanlığınca hukuka uygun bulunmasına karşın bugün yazılı açıklama yaptı.
Cumartesi Anneleri/İnsanlarının yargılandığı davanın 21 Eylül 2022’de görülen 5. duruşması öncesi maruz kaldıkları polis şiddetine dair Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu soru önergesi vermişti. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, önergeye yanıt olarak, “polisin hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalarak görev yaptığını” savundu.
Shakespeare’den alıntıyla yanıt
Cumartesi Anneleri/İnsanları, sosyal medya hesaplarından konuyla ilgili şunları yazdı:
“Yargı makamlarının “suç unsuru bulunmamaktadır” dediği 5. duruşmamız öncesi Çağlayan Adliyesi önünde yapmak istediğimiz basın açıklaması, ağır polis şiddeti ile engellenmiş ve 13 kişi gözaltına alınmıştı.
Konuyla ilgili İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun soru önergesine karşı Süleyman Soylu kolluk kuvvetlerinin hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalarak görev yaptığını söylemiş.
Haktan, hukuktan, vicdan ve adaletten söz etmenin anlamını yitirdiği koşullarda Shakespeare’e başvurarak “Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene / Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen’e” demekle yetiniyoruz.”
“Soylu’nun beyanının gerçekte karşılığı yok”
Ayrıca “Hakikat ve adalet arayışımızdan da hak ve özgürlüklerimizden de vazgeçmeyeceğiz” başlıklı bir yazılı açıklama da yaparak, önergeye verilen yanıta şöyle tepki gösterdiler:
“Anayasa’nın 26. Maddesi; “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir…” demekte, bu hak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 10. Maddesinde de güvence altına alınmaktadır.
Yine Anayasa’nın 34. Maddesi; “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir” demekte, bu hak AİHS’nin 11. Maddesinde güvenceye alınmış bulunmaktadır.
Hatırlanacağı üzere, Anayasa’nın ve Uluslararası sözleşmelerin sağladığı bu güvenceye rağmen; Cumartesi Anneleri’nin 25 Ağustos 2018 günü 700. Hafta kapsamında düzenlemek istediği buluşma hukuka aykırı olarak yasaklanmış, polis müdahalesi ile buluşma engellenmiş, orada bulunan kayıp yakınları ve Cumartesi İnsanları gözaltına alınmış ve haklarında Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet iddiası ile dava açılmıştı.
Hukuki dayanaktan yoksun iddialarla açılan bu davanın 21 Eylül 2022 günü yapılacak olan 5. duruşması öncesinde, Çağlayan Adliyesi önünde düzenlenmek istenen basın açıklaması da hukuka aykırı olarak polis müdahalesi ile engellenmiş, basın mensuplarının görevlerini yapmaları engellenerek, avukatlar da dahil 13 katılımcı gözaltına alınmış, ancak devamında açılan soruşturma; “olayın hak ve özgürlükler kapsamında olduğu ve suçun unsurlarının gerçekleşmediği” gerekçesiyle 5 Ekim 2022 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı ile sonuçlanmıştı.
İstanbul Milletvekili, aynı zamanda kayıp ailelerinin de avukatı olan Sezgin Tanrıkulu, olaydan bir gün sonra TBMM’ye sunduğu 22 Eylül 2022 tarih ve 7/72162 sayılı soru önergesi ile, 21 Eylül’de Çağlayan Adliyesi önünde basın açıklaması yapmak isteyenlere ve basın mensuplarına yönelik hukuka aykırı müdahale ile ilgili İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kamuoyuna açıklama yapmasını talep etmişti.
Süleyman Soylu, soru önergesinde yer alan iddiaları cevaplamak yerine ve savcılığın “olayın hak ve özgürlükler kapsamında olduğu ve suçun unsurlarının gerçekleşmediği” gerekçesiyle 5 Ekim 2022 tarihinde verdiği “kovuşturmaya yer olmadığı” kararına rağmen; 02.01.2023 tarih ve 65356889 -80836(91250)06-10134 sayılı cevabi yazısında şunları yazdı: “Kolluk kuvvetleri görevlerini, kamu düzeni ve güvenliğinin sağlanması ve devam ettirilmesi amacı ile kanunların kendisine verdiği yetkiye ve hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalarak yapmakta...”
Soylu ayrıca, “Mevzuat çerçevesinde gerçekleştirilen hiçbir toplantı ve gösteri yürüyüşüne kolluk kuvvetlerince müdahalede bulunulmamaktadır” gibi gerçekte hiçbir karşılığı olmayan bir beyana yer vermiştir.
Gerçek; yargı kararı ile de teyit edildiği üzere, yapılan müdahalenin hakkın özünü ihlal eden, hukuka ve demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı bir müdahale olduğudur. İçişleri Bakanı’nın yaptığı hiçbir açıklama bu gerçeği örtmeye yetmeyecektir. Hakikat ve adalet arayışımızdan vazgeçmeyeceğimiz gibi hak ve özgürlüklerimizden de vazgeçmeyeceğiz.”
Ne olmuştu?
Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın yargılandığı davanın 21 Eylül 2022’deki duruşması öncesinde İstanbul Adliyesi önünde yapılması planlanan basın açıklamasına polis müdahale etmiş, aralarında hak savunucuları, parti ve sendika yöneticileri ile davanın avukatlarının aralarında olduğu isimler gözaltına alınmıştı.
Hem Cumartesi Anneleri/İnsanları ile onlara destek verenler hem de olayı izleyen gazeteciler adliye önünde şiddete maruz kaldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu, soruşturmayla ilgili kovuşturmaya yer yok [takipsizlik] kararı verdi.
Savcı Ümit Güntürk, 13 kişi hakkında 2911 sayılı kanuna muhalefet suçundan başlatılan soruşturmada, suçun unsurlarının oluşmadığına hükmetti.
Gözaltına alınanlar hakkında takipsizlik kararı verilirken, Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın yargılandığı dava devam ediyor.
İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesindeki davanın gelecek duruşması, 3 Şubat 2023’te, saat 14.00'da görülecek.
TIKLAYIN - Cumartesi Anneleri/İnsanları’na soruşturmaya takipsizlik
(AS)