Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Cumartesi Anneleri/İnsanları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan randevu talep etti.
Cumartesi Anneleri adına Fehmi Tosun'un, Cemil Kırbayır’ın, Hayrettin Eren'in, Hüseyin Taşkaya'nın, Hasan Ocak'ın, Rıdvan Karakoç'un ve Ferhat Tepe'nin ailesi bugün gönderdikleri bir faks ile Erdoğan’dan randevu talebinde bulundu.
Randevu dilekçesinde, “Kayıplarımızın bulunması ve adaletin sağlanması devletin görevidir. Bakan ve hükümet temsilcilerinin negatif yaklaşımları nedeniyle, kayıp yakınları olarak bizim muhatabımız 5 Şubat 2011’de yapılan görüşmede yaşlı annelerimize ‘sizin sorununuz, benim kabinemin sorunudur’ taahhüdünde bulunan sizsiniz” diye seslendiler.
TIKLAYIN - "701. Haftamızda Galatasaray'da OIacağız"
"Buluşmanın ardından ilerlemeye tanık olmadık"
Aileler, Cumartesi Anneleri ve Cumartesi İnsanlar olarak 27 Mayıs 1995'den beri; güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındıktan sonra varlığı inkar edilen yakınlarına ne olduğunu öğrenmeyi, onları bulunmasın ve onları kaybedenlerin tarafsız ve bağımsız bir yargılama faaliyeti sonunda cezalandırılmalarını istediklerini belirttiler.
5 Şubat 2011’de Erdoğan’ın Başbakanlığı dönemindeki görüşmenin üzerinden 7 yıl 8 ay geçtiği, Meclis Komisyonu raporuna rağmen Cemil Kırbayır’ın kaybedilmesiyle ilgili dava açılmayıp, Kırbayır’ın kemiklerinin ailesine teslim edilmediğini hatırlattılar.
Erdoğan’la görüşmenin üzerinden geçen zamana rağmen gözaltında kaybetme suçunu işleyenlerin yargılanması, hakikatlerin açığa çıkarılması ve ceza adaletinin sağlanmasına dönük bir ilerlemeye tanık olamadıklarını söylediler.
“700. Hafta müdahalesi adalet umudumuzu kırdı”
TIKLAYIN - Polis Cumartesi Anneleri'ne Plastik Mermiyle Saldırdı
700. buluşmanın engellenmesi, ailelerin darp edilmesi ve gözaltına alınmasının adalet inançlarını sarstığını, İçişleri Bakanı’nın hakaret içeren açıklamalarının da kayıp yakınlarını yaraladığını vurguladılar.
"5 Şubat 2011 tarihinde tarafınızın davetiyle Dolmabahçe’deki Başbakanlık Ofisinde sizinle yaptığımız görüşmedeki yaklaşımınız ve sonrasında sizin, eşinizin ve Başbakanlık yetkililerinin kamuoyuna yaptığı açıklamalarla güçlenen devletin sorumluluğunu yerine getireceği beklentisi, kayıplarımızı bulma ve adalete ulaşma umudumuz, 700. Haftamıza yapılan müdahale ve açıklamalarla kırılmıştır.
"Konu ile ilgili kayıp aileleri adına oluşturacağımız bir heyetle, sizinle görüşmek üzere acil randevu talep ediyoruz."
1995'ten beri Galatasaray meydanında mücadeleHakikat Adalet Hafıza Merkezinin verilerine göre, zorla kaybedildiği tespit edilen toplam 1352 kişi var. Bir grup kayıp yakını ve hak savunucusu “kayıplar son bulsun, akıbetleri açıklansın, sorumlular yargılansın” talebiyle 27 Mayıs 1995 cumartesi günü saat 12.00’de İstanbul, İstiklal Caddesi Galatasaray meydanında oturdu. Arada polis müdahaleleri olsa da 169 hafta kesintisiz Galatasaray Lisesi’nin önünde oturuldu. 170. haftada, 15 Ağustos 1998'de başlayan güvenlik güçlerinin saldırısı, 7 ay sürdü . Her cumartesi, yani tam 31 kez, gözaltılar yaşandı. Cumartesi Anneleri/İnsanları 13 Mart 1999'da güvenlik güçlerinin saldırıları nedeniyle belirsiz bir süre Galatasaray oturmalarına ara verdiklerini açıkladılar. Yedi aylık sürede toplam 431 kişi, birkaç saatten beş güne kadar varan sürelerde gözaltında tutuldu, dövüldü, tartaklandı, yerlerde sürüklendi, hakarete uğradı. Bu insanların hep birlikte gözaltında kaldığı süre 932 gün oldu. Toplam 84 günlük iş göremez raporu alındı. Bununla da kalmayıp haklarında, "polise mukavemet"ten, "toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasasına" muhalefetten davalar açıldı. Hatta, okuma yazma bilmeyen kadınlar gözaltı hücreleri duvarlarına yazı yazmaktan yargılandı. Cumartesi Anneleri/İnsanları, kayıpların bulunup faillerin yargılanması talebiyle 27 Mayıs 1995’te Galatasaray Meydanı’nda başlattıkları oturma eylemine 31 Ocak 2009’da yeniden başladı. |
(BK)