Cumartesi Anneleri/İnsanları bu bayramda da Galatasaray Meydanı’nda kaybedilen yakınlarının akıbetini sordu.
538. defa Galatasaray’da biraraya gelen Cumartesi Anneleri/İnsanları 1992’de gözaltına kaybedilen Hasan Gülünay için adalet istedi.
Buluşmaya sanatçı Pınar Aydınlar, Gezi direnişinde polisin attığı gaz fişeği ile öldürülen Berkin Elvan’ın ebeveynleri Sami Elvan ve Gülsüm Elvan, HDP’li milletvekilleri Pervin Buldan, Hüda Kaya ve Mithat Sancar da katıldı.
“En kutsal insan hakkı yaşam hakkı, ama eğer ki yaşam sona ermişse en az onun kadar kutsalı da mezar hakkı” diyen Sancar şöyle konuştu:
“Bu hakları gasp edilen insanlar 20 yıldır burada. Buradakilerden biri bile kaybının mezarına kavuşamazsa bu, bu ülkenin vicdanında bir yara olacaktır. Barış mücadelesi hakikat ve adalet mücadelesidir. Savaşın kimler tarafından yaratıldığını, nerede nasıl yaşatıldığını öğrenelim ve hesap soralım. Ancak o zaman barış kalıcı olur.”
İnsan Hakları Derneği (İHD) Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon’un haftalık basın açıklamasını okuyan Cumartesi Anneleri/İnsanları’ndan Serpil Taşkaya “Bir ülkede anneler devletin kaybettiği evlatlarının mezarını kalplerinde taşıyorsa, o ülkede bayramlar da yara almış demektir” dediği konuşmasında Gülünay’ın kaybedilmesine ilişkin dosyada cezasızlığa son verilmesini ve devletin etkili bir iç hukuk yolu sağlama yükümlülüğünü yerine getirmesini istedi. (EA)
Hasan Gülünay'a ne oldu? |
1992 yılının mayıs ayında Artvin İl Jandarma Alay Komutanlığı’nda işkence ile öldürülen Ali Ekber Atmaca’nın üzerinden kendisiyle aynı mahallede oturan Hasan Gülünay’ın kimliği çıktı. Bu nedenle 32 yaşındaki dört çocuk babası Hasan Gülünay polis kayıtlarına geçti. Eşine bir süredir polis tarafından takip edildiğini söyleyen Hasan Gülünay, 20 Temmuz 1992 günü Tarabya’daki evinden işyerine gitmek üzere çıktı ve bir daha geri dönmedi. Başvurdukları savcılık ve İstanbul emniyeti aileye, Hasan Gülünay’ın gözaltında olmadığını, arandığını söyledi. Aile, İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı olan memleketlileri Hüseyin Kocadağ aracılığıyla “Hasan Gülünay sağ, içeride işkence yaraları iyileştikten sonra gözaltına alındığını açıklayacaklar” bilgisini aldı ve kamuoyuyla paylaştı. Hasan Gülünay’la aynı tarihlerde İstanbul Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde sorguda olan bir tanık, yüzünü görmediği bir kişinin işkencede “Ben Hasan Gülünay’ım beni gözaltında kaybetmeye çalışıyorlar” diye bağırdığını açıkladı. Bu açıklamalarına rdından hem aile, hem tanıklık yapan kişi yoğun bir polis baskısı ve tehdidiyle karşılaştı. Başbakan, Dışişleri Bakanı ve TBMM başta olmak zere tüm mercilere başvuran aileye devletin cevabı “İddialarınız gerçek dışı, başvurularınız ise emniyet teşkilatını karalamaya yönelik” oldu. Kaybedenleri koruyan yargı da eşini arayan Birsen Gülünay’ı hapse mahkum etti. Savcı soruşturması, Hasan Gülünay’ın kaybedildiği İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’ne “Hasan Gülünay’ı gözaltına aldınız mı” diye sorması ve şube müdürlerinin “gözaltına alınmamıştır” cevabından ibaretti. 30 Ekim 2012’de 20 yıllık zamanaşımı süresi dolduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi. Karara yapılan itiraz reddedildi. Dosya Anayasa Mahkemesi’ne taşındı. Hasan Gülünay kaybedildiğinde; İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürü Reşat Alyat, Müdür Yardımcısı Ali Osman Akar, İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir, Müdür Yardımcısı Hüseyin Kocadağ, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, Emniyet Genel Müdürü Yılmaz Ergün, MİT Müsteşarı Teoman Koman, Milli Güvenlik Kurulu Başkanı Orgeneral Nezihi Çakar, İçişleri Bakanı İsmet Sezgin, Başbakan Süleyman Demirel ve Cumrhuabşkanı Turgut Özal’dı. |