Cumartesi Anneleri/İnsanları, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması için sürdürdükleri adalet arayışlarının 593’üncü haftasında bir kez daha Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi.
“Failler belli, kayıplar nerede” pankartının açıldığı eylemde, kayıpların fotoğrafları ve adalet arayışını simgeleyen kırmızı karanfiller taşındı.
Cumartesi Anneleri, ilk olarak Hurşit Külter’in akıbetinin açıklamasını talep ederek 93 yılında gözaltında öldürülen Özgür Gündem Gazetesi Bitlis muhabiri Ferhat Tepe’nin faillerini sordu.
Eyleme Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da katıldı.
Gözaltında kaybedilen Süleyman Cihan’ın kardeşi Ahmet Cihan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın halkı darbe girişimine karşı alanlara çağırdığını hatırlattı: "Demokrasi’ için alanlara çağıranlar hala Cumartesi Annelerini, kayıplarını görmüyor” diyen Cihan, Hurşit Külter’in 72 gündür kayıp olduğunu hatırlattı.
Eren: Özgür Gündem'e hala baskı yapılıyor
Gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in kardeşi ve DİSK/Basın-İş Sendikası Genel Başkanı Faruk Eren, ’90’lı yıllarda da çok sayıda gazetecinin öldürüldüğünü, gazetelerin kapatıldığını hatırlattı.
Bugün hala Özgür Gündem’e yönelik baskıların sürdüğünü söyleyen Eren, “Yine bir OHAL yaşıyoruz, yine gazeteler, gazeteciler baskı altında. Mizah dergileri matbaalardan toplatılıyor” dedi.
Gerçekleri öğrenmek, aldatılmamak için özgür basının önemine dikkat çeken Eren, “Yoksa daha çok aldatılırız” şeklinde konuştu.
“O gün duymayanlar, bugün gerçekleri itiraf ediyorlar”
Aksoy: Bugün gerçekleri itiraf ediyorlar
Özgür Gündem gazetesi adına Günay Aksoy konuştu.
Özgür Gündem’in ilk günden beri gerçekleri yazdığını, devletin faili meçhul cinayetlerine ışık tuttuğunu söyleyen Aksoy, “O gün duymayanlar, bugün gerçekleri itiraf ediyorlar” dedi.
Ferhat Tepe’nin yazdığını yazmaya, söylediğini söylemeye devam ettiklerini vurgulayan Aksoy, Tepe’nin katillerinin cezalandırılması için mücadele edeceklerini söyledi.
Tepe: Ağbeyim kaçırıldığının ikinci günü katledildi
Eylemde konuşan Ferhat Tepe’nin kız kardeşi Ayşe Tepe, “Ağabeyim kaçırıldığının ikinci günü katledildi. 10 gün sonra ise Elazığ kimsesizler mezarlığında olduğunu öğrendik. Ferhat’ı oradan alıp Bitlis dağlarının eteklerine defnettik. O günden bugüne de hukuk ve adalet arayışımız devam ediyor. Faillerinin bizzat devlet büyüklerinin olduğu bir ülke de bu arayışlar yıllar geçtikçe anlamını yitirdi” diye konuştu.
Ferhat’ın ölümünün üzerinden geçen 23 yılın ardından pek de bir şeyin değişmediğini vurgulayan Ayşe, şöyle devam etti:
“90’lı yılların acı hatıraları ile Hurşit Külter’i arıyoruz”
”Tehditler, cezaevleri, sindirmeler, Cizre, Sur, Nusaybin değişmeyen devlet aklının sonucudur. Özgür Gündem 23 yıl öncesinde olduğu gibi bugün halen tehdit ve baskı altındadır. Bugün hala 90’lı yılların acı hatıraları ile Hurşit Külter’i arıyoruz. Fakat bizler acılarımız ile birlik olarak, faşizme karşı dik durarak ve güzel insanlar büyüterek kendi hesabımızı soracağız.”
Ferhat Tepe’ye ne oldu?
Özgür Gündem gazetesi Bitlis muhabiri Ferhat Tepe, 28 Temmuz 1993’te şehir merkezinde silahlı telsizli 3 kişi tarafından kaçırıldı. Kaçırıldıktan sonra DEP Bitlis Şube Başkanı olan babası İshak Tepe’yi telefonla arayan bir kişi, oğlunun hayatına karşılık DEP il örgütünü kapatmasını ve fidye vermesini istedi.
Baba Tepe, telefondaki sesin daha önce kendisini tehdit eden Tatvan 6. Zırhlı Tugay komutanı General Korkmaz Tağma’ya ait olduğunu kamuoyuna açıkladı.
Baba İshak Tepe, Bitlis Asayiş Şube Başkanlığı’na, Emniyet Müdürlüğü’ne, Valiliğe, Savcılığa, Başbakan’a, İçişleri Bakanı’na ve OHAL Valisi’ne başvurarak oğlunun bulunmasını istedi.
Ailenin ve Gündem Gazetesi’nin ısrarlı arayışıyla gözaltına alındığı inkar edilen Ferhat’ın ağır işkence görmüş bedenine 9 Ağustos 1993’te “meçhul kişi” olarak gömüldüğü Elazığ Kimsesizler Mezarlığı’nda ulaşıldı.
Ferhat Tepe’yi Diyarbakır Jandarma Alay Komutanlığında işkenceli sorguda gördüğünü açıklayan 14 tanık ortaya çıktı ancak iç hukukta yürütülen soruşturmadan hiç bir sonuç alınamadı.
AİHM’e taşınan davada, “Şaşırtıcı eksiklikler” olduğu tespiti yapıldı, Türkiye mahkum edildi.
Son olarak başvurulan Anayasa Mahkemesi 16 Haziran 2016’da Ferhat Tepe dosyasında, savcılığın soruşturmayı genişletmek için somut hiçbir talimat vermediğini, olayı aydınlatacak işlem yapmadığını, delillerin toplanması konusunda gerekli özenin gösterilmediğini kaydederek, “etkili soruşturma yapılmadığı” için hak ihlali kararı verdi. Ancak, dosya zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle yeniden açılmadı. (HK)