Gözaltında kaybettirilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle her hafta Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri/İnsanları, eylemlerinin 1069’uncusu gerçekleştirdi.

30 AĞUSTOS ULUSLARARASI ZORLA KAYBEDİLENLER GÜNÜ
Cumartesi Anneleri/İnsanları: Kayıplarımızı nerede?
Karanfiller ve gözaltında kaybettirilen yakınlarının fotoğraflarıyla bir araya gelen Cumartesi Anneleri, bu hafta Hizbullah tarafından kaybedilen İbrahim ve Edip Çelik için adalet istedi. Eylemde hakikat komisyonlarının kurulmasının ertelenemez bir zorunluluk olduğuna vurgu yapıldı.
Eylemde basın metnini bu hafta okuyan kayıp yakını ve İHD İstanbul Şubesi Başkanı avukat Jiyan Tosun okudu.
Cumartesi İnsanlarının gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini öğrenmek için hala etkili bir başvuru mekanizmasının olmadığını belirten Tosun sözlerine şöyle başladı:
“Bugün bir kez daha hatırlatıyoruz: Hakikat ortaya çıkmadan adalet sağlanamaz. Yalnız kayıp yakınlarının değil, toplumun da gözaltında kaybedilenlere ne olduğunu ve geride kalan bizlerin neler yaşadıklarını bilmesi gerekir. Bunun için geniş yetkilerle donatılmış Hakikat Komisyonlarının kurulması artık ertelenemez bir zorunluluktur.”

Cumartesi Anneleri/İnsanları komisyona raporlarını sundu
31 yıl önce Batman'da kaybettirilen İbrahim ve Edip Çelik'in akıbetine ilişkin yaşanılanlar özetlendi:
“90’lı yıllarda Batman, özel harp stratejisi doğrultusunda faaliyet gösteren Hizbullah’ın merkezi haline getirilmişti. Hizbullah, yüzlerce kişiyi gündüz vakti, herkesin gözleri önünde infaz etti. Evlerinden aldığı ya da sokak ortasında kaçırdığı insanları işkence merkezlerinde sorgulayıp katletti, kaybetti. Tüm bunlar yaşanırken güvenlik ve idari bürokrasinin desteği, göz yumması ve koruması nedeniyle hiçbir engelle karşılaşmadı. Nitekim dönemin OHAL Bölge Valisi Ünal Erkan, 17 Şubat 1993 tarihli Milliyet gazetesine verdiği röportajda, ‘Hizbullah tipi örgütleri çözmeye niyetlerinin olmadığını’ açıkça söylemişti.”
Maskeli ve silahlı dört kişinin evine gelerek İbrahim Çelik’i “yer gösterme” bahanesiyle zorla yanlarında götürdüğünü ve durumdan şüphelenen 19 yaşındaki oğlu Edip Çelik’in, babasını yalnız bırakmamak için peşlerinden gittiğini aktaran Jiyan Tosun sözlerine şöyle devam etti:
“Baba ve oğul bir daha evlerine dönmedi. Endişelenen aile, Jandarma ve Emniyet’e başvurdu. Ardından olayla ilgili Hizbullahçılar hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Fakat tüm başvurular sonuçsuz kaldı; İbrahim Çelik ve Edip Çelik’ten bir daha haber alınamadı. O günden bu yana tam 31 yıl geçti; tüm başvurulara rağmen etkin bir soruşturma yürütülmedi, failler korunarak cezasızlık zinciri sürdürüldü. Kaç yıl geçerse geçsin İbrahim Çelik ve Edip Çelik için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.”

KOMİSYON SİVİL TOPLUMA AÇILIYOR
Cumartesi Anneleri'nden İkbal Eren: Devlet işlediği suçlarla yüzleşmeli
Açıklamanın ardından aile adına İbrahim Çelik’in torunu Berfin Çelik konuştu.
Çelik, gençlerin acıların izini sürmediği, hayatın güzelliklerini yaşadığı bir ülke özlemiyle Galatasaray Meydanı'nda olduklarını belirterek dedesi, dayısı ve tüm kayıplar bulunana kadar o meydanda adalet istemekten vazgeçmeyeceklerini söyledi.
Eylem abluka altındaki meydana karanfil atılmasıyla son buldu.
(NÖ)



