Genelgenin, Kadına Yönelik Şiddet ve Töre/Namus cinayetlerinin önlenmesi konusunda atılmış bir adım olduğunu söyleyen 54 kadın örgütü temsilcisi "Kadın erkek eşitliğinin bir devlet politikası olacağı" vurgusuna dikkat çektiler.
Bakan Nimet Çubukçu'nun, kadın kuruluşlarının temsilcilerinin görüşme çağrısına olumlu yanıt vermesi üzerine Başbakanlık'ta gerçekleşen görüşmeye İzmir, Batman, Diyarbakır, Ankara, Çanakkale ve İstanbul'dan 35 kadın katıldı.
Kadın örgütlerinin temsilcileri, "ilk kez kadın örgütlerinin talepleri bir genelgeyle devlet politikası haline geliyor. Bu çok önemlidir," dediler. "Bundan sonraki süreç genelgenin yaşama geçirilip geçirilmediğiyle ilgili. Genelgenin takipçisi olacağız."
Çubukçu: Devletten yüksek beklenti içindeyiz
Çubukçu, kadınların "3 ayda bir bizimle toplanın" talebini olumlu karşıladı. Ancak daraltılmış bir toplantının daha yararlı olacağını bildirdi.
Ayrıca genelgenin koordinasyonunu üstlenen Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü'nün (KSGM) kuracağı danışma kuruluna bir ya da iki kadın örgütünün katılmasını da kabul etti.
Çubukçu, "Töre yerine namus cinayetleri kavramının kullanılması", "Bekaret", "Mal Rejimi ve "Kota" ve "Soyadı" konularına hiç değinmezken, "Devletin yüklendiği rol nedeniyle yüksek beklentiler içindeyiz biliyorum. Elimizdeki imkânlarla somut adımlar atmak için çalışıyoruz. Farklı fikirler içinde olabilirim, ama farklı duygular içinde değilim. Birbirimize teğet geçmek yerine, kesişen kümeler halinde çalışmanın yararına inanıyorum" dedi.
Toplantı sonrası genel bir değerlendirme yapan 54 kadın örgütü temsilcileri, "Toplantı çok yararlı geçti. Görüşlerimizi bir bildiriyle açıklayacağız" dediler.
54 kadın örgütünün gündemi
54 kadın örgütü toplantıya yedi maddelik bir gündemle katıldı. "Kadın-Erkek eşitliği", "Medeni Kanunu'ndaki Mal Rejimi", "Töre/Namus cinayetleri", 4320 sayısı Aile Yasası, Kadına Yönelik Şiddet", "Kota", "Kadın istihdamı", "Bekaret", "Kadın Sığınakları", "Sosyal Güvenlik Yasası" ve "kadın örgütleriyle işbirliği" konularındaki görüşlerini Çubukçu'ya ileten kadın örgütü temsilcileri "bu toplantıdan bir sonuç çıkmasını istiyoruz" dediler.
Çubukçu'nun açılış konuşması
Çubukçu açılış konuşmasında, Başbakan Erdoğan'ın genelgesine de atıfta bulundu.
"Kadın haklarını ve sorunlarını çok önemsiyorum. Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) giriş sürecinde kadın sorunlarının çözümlenmesinin önemine inanıyorum. Bu nedenle anayasanın 10. maddesinde, İş kanununda ve medeni kanunda yapılan değişikliklerin önemli bir adım olduğunu düşünüyorum."
Çubukçu, kadın örgütlerinin vurguladığı töre/namus cinayetleriyle ilgili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) kurulan Töre/Namus Cinayetleri Araştırma Komisyonunun raporu yayınlandı. Rapor bir kısmını yaptığımız, bir kısmını da yapmakta olduğumuz önlemleri içeriyordu. Bu doğrultuda iki gün önce Başbakan Erdoğan'ın yayınladığı genelge, sorunun en üst düzeyde sahiplenildiğinin göstergesidir" diye konuştu.
Acuner ve İlkkaracan işbirliği istedi
Çubukçu, 54 kadın örgütünün randevu taleplerine Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği (KA.DER) Ankara Şubesinden Dr. Selma Acuner aracılığıyla yanıt vermişti.
Toplantıda ilk sözü alan Acuner "Bu toplantı karşılıklı açılımlar için önemli bir adımdır. Kadın sorunlarının çözümünün bir devlet politikası olması kadar kadın politikası da olması önemlidir" derken, daha sonra söz alan Kadının İnsan Hakları (KİH) Yeni Çözümler Vakfı'ndan Pınar İlkkaracan "Buradan başlayacak olan işbirliğiyle yaratılacak mekanizmalar çözümde önemli olacaktır" dedi. Acuner ve İlkkaracan'ın vurguladıkları ortak konu, bakanlıkla kadın örgütleri arasında işbirliği kurulmasıydı.
Gülbahar: Namus kavramı hükümet düzeyinde kullanılsın
TCK Kadın Platformu ve İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi (KHUM) adına toplantıda söz alan Avukat Hülya Gülbahar, genelgenin kadın örgütlerinin yıllardır verdiği mücadelenin bir sonucu olduğunu söyledi. Gülbahar "Toplantıdan iki gün sonra çıkan genelge bize bir hediye gibiydi" diyerek şu talepleri dile getirdi: "Namus cinayeti kavramı hükümet düzeyinde kullanılsın, Periyodik bölge toplantıları yapılsın."
Türk Kadınlar Birliği'nden Sema Kendirci de, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi-CEDAW olarak bir rapor hazırladıklarını söyledi ve "Genelgede yer alanlar bizim raporumuzda da vardı" diyerek "Genelgede yer alan danışma kuruluna kadın örgütlerinden de temsilci alınsın, KSGM'de bir kadın meclisi oluşturulsun" diye konuştu.
Kadın sığınakları sorunu
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı'ndan Gülsun Kanat ve KAZETE'den Berrin Delikçi, şiddete uğrayan kadınların acil sığınak talebini dile getirdi: "8 yıldır sığınaklar kurultayı yapıyoruz. Her kurultay sonrası sonuçları ve taleplerimizi iletiyoruz ama hala sığınaklar çok yetersiz ve eleman sıkıntısı var."
KA.DER Başkanı Seyhan Ekşioğlu genelgenin tüm maddelerinin uygulanmasının mucize olacağına vurgu yaptı. Eksioğlu, 2Mal Rejimi", "Kota" ve kadın örgütlerine bütçe ayrılması konularını dile getirdi.
Işık: CEDAW her türlü ayrımcılıktan devleti sorumlu tutuyor
CEDAW Sivil Toplum Yürütme komitesi ve Eveksenli Çalışan Kadınlar Çalışma Grubu adına konuşan Nazik Işık, "CEDAW sözleşmesi, kadına yönelik her türlü ayrımcılıktan devleti sorumlu tutuyor. Genelge bu yönüyle çok önemli ama cek-cak ekleri nedeniyle genelgenin sahiplerini bulması zaman alır. Bu nedenle bu genelgenin uygulanması için siz elinizi uzatırsanız bizim de elimiz burada. Üç ayaklı bir koordinasyonun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ayrıca mevcut sosyal güvenlik reformlarının ciddi düzenlemelere ihtiyacı var."
CEDAW'dan Yıldız Tokmak da 2005 yılı CEDAW tavsiye kararının hala çevrilmediğini söyledi. "Bu metnin çevirisi ve tanıtımı devlete verilmiştir. Bu çok önemli bir belgedir" diye konuştu. Tokmak kamusal hayattaki eşitsizliklerin özel hayattaki eşitsizlikler olduğuna da dikkat çekerek, "Zihniyet değişikliği zamana bırakılamaz" dedi.
Ataman: Genelgeler bizi memnun ediyor ama...
İris Eşitlik Gözlem Grubu ve Kadın Eserleri Kütüphanesi (KEK) adına konuşan Narınç Ataman, genelgenin önemli olduğunu söyleyerek başka genelgelere vurgu yaptı.
"Daha önce de İçişleri Bakanlığı 4320 sayılı Aile yasası nedeniyle bir genelge yayınladı. O genelgede 'Şiddete uğrayan kadın için '4320 sayılı yasa uygulansın' dedi. Bu tür bir genelgenin 1977 yılında da yayınlandı. Başbakan Erdoğan'ın 'İş yamasında ayrımcılık yapılmasın' genelgesi de uygulanmıyor. Bu genelgelerde bizi memnun etmişti. Genelgenin izlenmesi çok önemli."
Çağlar: Dil sorunu genelgede yok
Kırk Örük Kadın Dayanışma Kooperatifi'nden Fatma Nevin Vargün, "Farklı siyasi görüşlerde olan kadınlarız, ama bizim katkımız devletin politikasını güçlendirecektir" diyerek, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) anayasayı değiştirecek gücü olduğuna işaret etti.
Diyarbakır Bağlar Belediyesi Kardelen Kadın Evi'nden Çağlar Demirel genelgede dil sorununa hiç değinilmediğine dikkat çekti. Demirel "Bu sorun yörenin değil tüm Türkiye'nin sorunudur" dedi.
Batman Selis Kadın Dayanışma Vakfı'ndan Gülistan Taşkın da bölgedeki kadın intiharlarına ve kadın sığınakları sorununu vurguladı. Taşkın "Şiddete uğrayan kadınları koruyan bizler bu nedenle şiddete uğruyoruz" diye konuştu.(AD/EK)