Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, dün (24 Eylül) başlayan yeni eğitim yılının ilk dersini İstanbul 4. Levent'teki İsmail Tarman İlköğretim Okulu'nda çocuklara ayrımcılığı anlattı.
Çubukçu, "Cinsiyet ayrımcılığına maruz kalmadığı için bulunduğu konuma gelebildiğini" söyledi. ''Benimle aynı şansa sahip olmayan sayısız kız çocuğu var bu ülkede'' dedi.
"Birlik ve beraberliğin, birlikte yaşamanın filizlendiği yerin okul olduğunu" belirten Bakan Çubukçu, çocuklara ''Yanınızda oturan arkadaşınızı, çevrenizdeki insanları, size benzeyen ve benzemeyen yönleri ile kabul etmek, farklılıkları kabul etmenin yoludur. Farklılıklarımızı bir zenginlik olarak görmek ve herkese kendimiz gibi bakabilmek, bizim esas amacımız olmalıdır'' diye konuştu.
"Türk toplumunun binlerce yıldır bir arada yaşama, barış, hoşgörü ve adalet anlayışının yerleşmesinde ve uygulanmasında örnek olduğunu, ancak bu geleneğin geleceğe aktarılmasında gençlere büyük sorumluluk düştüğünü" anlatan Çubukçu, konuşmasında şunları söyledi:
"Bu topraklarda farklı yaşam biçimleri ve farklı inançlar, ancak hoşgörü sayesinde bir arada yaşayabilmişlerdir. Toplumlar ne zaman hoşgörülerini yitirmişse, binlerce insanın ölümüyle sonuçlanan kanlı savaşlar yaşanmıştır. Bugün insanlık için su ve ekmekten daha elzem hale gelmiş sevgiden, hoşgörüden, dostluktan, barıştan ve kardeşlikten söz edebiliyorsak, bunu Yunus Emre'nin, Mevlana'nın, Hacı Bektaş Veli'nin bu topraklara saçtığı sevgi ve hoşgörü tohumlarına borçluyuz."
Çubukçu, "Öfkeye kapılmadan birini dinleme becerisi göstermenin, farklı düşünen insanlara tahammül etmeyi öğrenmenin hoşgörü olduğunu ve bu erdemi öğrenmeye önce aileden ve okuldan başlandığını" söyledi.
Barış, hoşgörü, birlikte yaşama gibi kavramları içselleştirip hayata geçirmenin önündeki engellerin ise kendimizden farklı olanlara ilişkin ön yargılar, dışlayıcı tutumlar, bilerek ya da bilmeyerek yapılan ayrımcılık olduğunu ifade eden Çubukçu, şunları kaydetti:
"İnsanların birbirlerini konuştukları dil, ten rengi, kadın ya da erkek olmak gibi sebeplerle kötü muameleye maruz bırakması, dışlaması, reddetmesi ve ötekileştirmesini ayrımcılık olarak tanımlayabiliriz. Hiçbirimiz dışlanmak istemeyiz. Selam vermemek, görmezden gelmek, sırtımızı dönmek, alay etmek de karşımızdakini dışlamamızın bir yolu. Böyle yaparak kardeşliği değil çatışmayı, hoşgörüyü değil tahammülsüzlüğü, sevgiyi değil sevgisizliği beslemiş oluruz... Ve böyle bir ortamda yaşamak hiç kimseyi mutlu etmez."
"Demokrasinin bir yaşama kültürü olduğunu" söyleyen Çubukçu konuşmasını şu sözlerle noktaladı:
"Bilgiye erişmek merak ve zahmet işidir. Bu süreç size en başta önyargılarınızdan vazgeçmeye iter. Bilmeye, öğrenmeye, tanımaya, keşfetmeye devam edin. Hayata açılan birçok pencereniz olsun. O zaman göreceksiniz ki her pencereyle ufkunuz genişleyecek, dünyayı, hayatı, insanları başka açılardan görüp değerlendireceksiniz, tanıyabileceksiniz."
Milli Eğitim Bakanı nimet Çubukçu'nun 2009-2010 eğitim yılı açılış konuşmasını dinlemek için tıklayınız.(BÇ)