Özyönetim, yerinden yönetim, ademi merkeziyetçilik…
Gündemdeki bu kavramı farklı deneyimlerle ele alıp Türkiye halklarını anlatmayı hedefleyen Çözüm Yerinde İnisiyatifi bugün İstanbul’da kuruluşunu ilan etti.
İnisiyatif, özyönetim, yerinden yönetim ya da ademi merkeziyetçiliğin yalnızca bir kesimin değil tüm Türkiye’nin doğrudan demokrasi ve eşitlik meselesi olduğunu belirtiyor.
Yerinden siyasal deneyim örneklerini tanıtma, kamu yönetimlerinin yerelleşmesi için kampanyalar yapma gibi amaçları olan İnisiyatif herkesi yerelleşmeci bir yönetim anlayışını tartışmaya çağırdı.
Toplantıya katılan Korhan Mimar Gümüş, yerel yönetimlerin merkezi yönetimin bir şubesi gibi çalışmasının Türkiye rejiminin ana sorunsalı olduğunu söyledi.
Yönetmen Ezel Akay da yerel yönetimin demokrasi sorunu olduğuna dikkat çekerek İnisiyatif’in örnekler, araştırmalarla yerel yönetim konusunda ikna edici olmasını beklediğini aktardı.
“Yerel yönetim ihtiyaçlara cevap olabilir”
Çözüm Yerinde İnisiyatifi’nin kuruluş metnini okuyan Zeynep Öztürk, merkezi zihniyete karşı söz yetki ve karar hakları etrafında birleştiklerini anlattı.
“Tek adam yönetimi dayatmasına karşı demokratik alternatif olarak yerinden yönetim modelinin tüm toplumsal kesimlerin ihtiyaçlarına cevap olabileceğini düşünüyoruz.
“Merkeziyetçilik Türkiye'nin yerel dinamiklerini felç ediyor, kamu politikalarını etkisizleştiriyor, çatışma yaratıyor, kamuyu ayrıcalıklı piyasa aktörlerinin işgaline açıyor. Yönetim erkinin merkezde toplanması ve toplumu tasarlama idealleri devleti kutsallaştırıyor, yereli araçsallaştırıyor, siyaseti bir rant dağıtma faaliyeti haline getiriyor.
“Yerelleşmeci siyasetle barış gelişir”
“Bizler, yerelleşmeci bir siyasetin ve özyönetimlerin, toplulukların kendi gelecekleri üzerinde söz sahibi olması için demokratik bir yönetimin zorunlu koşulu olduğunu düşünüyoruz. Eğer yerelleşmeci bir siyaset gerçekleşirse, çatışmalar, yolsuzluklar, yağmalar, yıkımlar engellenebilir, toplumsal refah ve barış gelişir.”
“Hayatımızın akışını belirleyen tüm toplumsal kararları bizler alabiliriz. Nefes aldığımız, emek verdiğimiz, ürettiğimiz her alanda kendi kendimizi yönetebiliriz.
“Demokratik Toplum Kongresi’nin özyönetimler deklarasyonunun tüm Türkiye halklarına sunulan birlikte yaşam ve demokratikleşme teklifi olarak tartışılmasını önemsiyoruz. Savaş politikalarına karşı Kürt halkının ortaya koyduğu özyönetim iradesini ve demokratik özerklik fikriyatını barış siyasetinin doğal bir parçası olarak görüyoruz.”
Gümüş: Türkiye’de yerel yönetimler merkezin şubesi gibi
Korhan Gümüş, Türkiye’de yerel yönetimlerin merkezi yönetimin çöp toplamak ve imarla ilgilenen bir şubesi gibi çalıştığını söyledi.
Güvenlikçi ve ulaşım perspektifleriyle şehre yaklaşmanın mümkün olmadığını anlatan gümüş, en basit ulaşım kararının bile şehirde büyük etkiler yarattığını anlattı.
Akay: Yerinden yönetim etnik sorun değil demokrasi sorunu
Ezel Akay da “Yerinden yönetimler konusunu Kürt siyasi hareketi başlattığı ve bizi üzerinde konuşmaya zorladığı doğru ama aslında etnik mücadeleden çok farklı” diyerek yerinden yönetimlerin etnik sorun değil demokrasi sorunu olduğunu söyledi.
İnisiyatif’in yerinden yönetim nasıl olur, bir takım sorunlar yerinden nasıl çözülür konusunda örnekler ve araştırmalarla konuya katkıda bulunarak tartışma argümanları yaratması gerektiğini anlattı.
“bu bir ikna süreci. Yerelden yönetmek bize benzemeyenlerle bir arada problemlerimizi çözmek demek. Bunun için ikna dilinin oluşması ve ikna olmaya da hazır olmamız lazım. İnisiyatif Türkiye ve dünyadan örneklerle bu ikna gücünü kazanacak." (BK)