İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan "terör ve şiddet olayları kapsamında yaşam hakkı ihlallerinin incelenmesi" alt komisyonunda konuştu.
Türkdoğan, bianet'e yaptığı açıklamada, Türkiye'deki tüm insan hakkı ihlallerini kapsayan bir sunuş yaptığını ve özellikle Kürt sorununun çözümü konusundaki görüşlerini paylaştığını söyledi.
Görüşmenin iki taraf için de faydalı olduğunu söyleyen Türkdoğan, sorununu çözümü için öncelikle kalıcı çatışmasızlık sürecinin başlaması gerektiğini belirttiğini ifade etti.
"Yüzleşme sürecinin başlaması için önce kalıcı çatışmasızlık konusunda anlaşma sağlanmalı ve çatışılıyorsa onunla görüşülmeli. PKK lideri Abdullah Öcalan'la kesinlen müzakereler tekrar başlamalı. Diğer yandan, Adalet ve Kalkınma Partisi de Barış ve Demokrasi Partisi'yle Meclis'te bu sorunun çözümü için görüşmeli."
Türkdoğan, sunumunda, barışçı ve Kürt sorununu çözümüme yönelik Anayasa değişikliklerinin de bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
"İstenirse çözüme kolayca ulaşmak mümkün. Parlamento irade koyarsa sorun çözülür."
Türkdoğan, hak ihlalleriyle ilgili yaptığı sunumunda değindiği başlıkları şöyle sıraladı:
"Silahlı çatışmalarda ölenler, sivillere yönelik saldırılarda ölenler, yargısız infazlar, faili meçhul cinayetler, cezaevinde ölümler, kayıplar ve akıbetlerinin belirsizliğini koruması, kara mayınları ve patlayıcılar nedeniyle hayatını kaybedenler, şüpheli asker ve polis intiharları."
Ayrıca, köy koruculuğu sisteminden kaynaklanan hak ihlalleri ve sorunlardan da bahsedildi.
Türkdoğan, derneğin 1993-2011 yılları arasındaki verilerine göre, 22 bin 971 kişinin silahlı çatışmalarda yaşamını yitirdiğini ifade etti.
Türkdoğan, silahlı çatışma ortamından kaynaklanan süreçte sivillere yönelik eylemlerde 1993-2011 yılları arasında 2 bin 295 kişinin, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde kara mayınları, serbest patlayıcılar sonucunda da 2002-2010 yılları arasında 293 sivilin öldüğünü söyledi.
"Faili meçhul cinayet vakalarının 1990-2011 döneminde 2 bin 872 kişiyken, yynı dönemde yargısız infaz sonucu 1945 kişi hayatını kaybetti. 12 Eylül 1980'den 2011'in sonuna kadar hapishane ve gözaltı merkezlerinde 1147 kişi öldü."
Akıbetini araştırdıkları, "zorla kaybedilenler" diye adlandırdıkları 940 kişi bulunduğunu söyleyen Türkdoğan, bu sayının 1980-2004 dönemini kapsadığını açıkladı.
Hakikat komisyonu ve yüzleşme
Komisyonun sunumundan etkilendiğini söyleyen Türkdoğan, "İHD olarak sürecin ancak yüzleşme süreci ve hakikat komisyonuyla olacağını bir kez daha belirttik" dedi.
"Şu anda devlet içinde sorumluğu bulunan bazı bürokratlar, bazı siyasetçiler, 1990'lı yıllarda yine resmi görevliydi. Bu nedenle vaka bazında sağlıklı soruşturma ve kovuşturma ihtimalini zayıf görüyorum. Toptan yaşanan bu kadar büyük kirlilikten sonra arınmak, temizlenmek gerekiyor. Bunun da yolu 41 ülkenin yaptığı gibi hakikat komisyonu kurulmasından geçiyor."
"Mağdurların tatmin edilmesi, resmi olarak özür dilenmesi, bir daha bu tip vakalarını yaşanmaması için güvence verilmesi gerekiyor."
"Eski süreçle yüzleşmeden bugünkü ihlallerin de tam olarak çözülmesi mümkün değil."
Türkdoğan, kendisine "tüm yaşam hakkı ihlalleriyle ilgilenip ilgilenmediklerinin" sorulduğunu söyledi.
"Çeteler ve yasadışı örgütler de dahil, yaşam hakkı başta olmak üzere nerede yaşanırsa yaşansın tüm hak ihlallerinin İHD'de konu edildiğini belirttim."
Görüşmede ayrıca, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) yargı yetkisinin kabul edilmesinin yanı sıra Birleşmiş Milletler (BM) Kayıplar Sözleşmesi'nin de imzalanması gerektiğinin de altı çizildi.
"Toplu mezarlar için acele etmeyin"
Kayıp vakalarının bazılarının toplu mezarlarda olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu söyleyen Türkdoğan, 253 toplu mezarda, 3 bin 248 kişinin gömülü olduğunu düşündüklerini komisyona iletti.
Mezarların açılmasında ailelerin acele etmemesini isteyen Türkdoğan, altyapının, adli tıp uygulamalarının yetersizliği nedeniyle kaybolan, açıkta kalan kemik parçaları, eşleşmeyen DNA örneklerinin bulunduğunu belirtti.
Türkdoğan, gerekirse Adalet Bakanlığı'nın merkezi bir birim oluşturarak bütçe ve uzman tahsis etmesini, Bosna'da nasıl yapılıyorsa, Türkiye'de aynı şekilde yapılmasını önerdi. (AS)
* İHD'nin yıllara göre yaşam hakkı ihlallerini sıraladığı ve komisyona sunduğu rapora buradan ulaşabilirsiniz.