Siyasi nedenlerle gözaltında kaybedilenlerin yakınları, Cumartesi oturmalarının 241. haftasında, 1995 yılında Dargeçit'teki evinde gözaltına alınan ve bir daha kendisinden haber alınamayan Abdurrahman Coşkun'u andılar.
Cumartesi anneleri ve insanlarının her hafta yetkililerden yakınlarının akıbetini sorduğu Galatasaray Meydanı'nda bu hafta Coşkun'un annesi Hediye Coşkun de vardı.
Anne coşkun: Yaşadığımız acıları kimse görmedi
Alanda toplananlara Kürtçe seslenen anne Coşkun, "Gece 3.00'te yatağından uyandırarak götürdüler. Biz karşı çıkınca bize tepme attılar. Evin önüne iki asker bıraktılar ve oğlum karakola varana kadar orada durdular. Sonra geri çektiler. Biz aradığımızda, biz götürmedik dediler. Ardından gözaltında olduğunu ancak bırakıldığını söylediler. Artık barış olsun. Ben ağlamışım, kimse ağlamasın. Bizim gördüğümüz acıları kimse yaşamadı" dedi.
Keskin: Tarih önünde vereceğiniz hesabınız var!
Coşkun'dan sonra İnsan Hakları Derneği (İHD) Gözaltında Kayıplara Karşı Girişim adına kaleme alınan basın metnini okuyan hukukçu Eren Keskin, "Üstünü örtemezsiniz, failleri korusanız da kaçamayacaksınız! Tarih önünde vereceğiniz hesabınız var!" dedi.
Yetkililere emir verenlere de seslenen Keskin, tıpkı Şili ve Arjantin'de olduğu gibi onların da bu topraklarda yargılanacaklarını, bundan kaçamayacaklarını ifade ederek, "İyisi mi gelin, yıllardır adalet bekleyen kayıp yakınlarının sesine kulak verin! Toplu mezarları açın! Tüm bildiklerinizi kayıp yakınlarıyla ve kamuoyuyla paylaşın!" diye konuştu.
"Tarihle, gerçeklerle yüzleşin"
Devlet arşivlerinin ve gizli Genelkurmay arşivlerinin gün yüzüne çıkarılmasını ve adli tıp belgelerinin gizlenmemesini talep eden İHD yetkilileri, "Failleri korumayın, yargılayın! Şimdilik adaletten kaçsanız da kamu vicdanında mahkum olmaktan kaçamazsınız. Adaletten de uzun süre kaçamayacaksınız. Tarihle, gerçeklerle yüzleşin. Tanıkların ifadelerine başvurun, ifadelerini dikkate alın!".
"İntikam değil, adaletin peşindeyiz!"
Keskin, insanların kaybedilmesine tanıklık etmiş sivil ve askeri tüm yetkililere de seslenerek, susmamalarını, vicdanlarıyla yüzleşmelerini, tanıklıklarını kamuoyuyla paylaşmalarını istedi.
"Biz kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları olarak; bu topraklarda kaybedilen yüzlerce insanın faillerinin 'insanlığa karşı suç' işleyen sorumluların ortaya çıkarılmasını ve yargılanmalarını istiyoruz. Bizler intikam peşinde değil, adaletin peşindeyiz!". (EÖ)