Beş yıl önce açılan davada, Çapa Tıp Fakültesi'nin iddiaları doğrulayan psikolojik raporunu, "geçici statüsünde" değerlendiren mahkemenin Adli Tıp Kurumu'ndan istediği rapor üç yıldır gelmiyor.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin başka dava örneklerinde, "İşkence davası sürerken ceza davalarında kesin hüküm verilemez" kararı olmasına karşın, iki gencin Adana Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde (DGM) görülen ceza davası ise iki yıl önce sona erdi.
Yargıtay'ın da onadığı bu davada Salmanoğlu ve Polattaş'a örgüt üyeliği suçlamasıyla hapis cezası verildi. İşkence ve tecavüz davasını sanıkları polislerden bazıları aradan geçen süre içinde başka illere tayin olurken o dönemde komiser olan Gürhan İlhan terfi ederek Kahramanmaraş Emniyet Amiri oldu.
Savcı işkenceyi kabul etmedi
1999'da gözaltına alınan Nazime Ceren Salmanoğlu ve Fatma Deniz Polattaş, sorgulandıkları İskenderun Yenişehir Emniyet Müdürlüğü'nde işkence, cinsel taciz ve copla tecavüze maruz kaldıklarını iddia etmişti.
İskenderun Cumhuriyet Savcısı İhsan Baştürk, iddialarla ilgili suç duyurusuna "işkence yoktur" diyerek takipsizlik kararı verdi.
Mağdur avukatı Bülent Akbay'ın, Hatay Ağır Ceza Mahkemesi'ne itirazı üzerine ise biri kadın dört polis hakkında TCK'nin 243. maddesi uyarınca işkence yapmak suçundan dava açıldı. Davanın savcısı ise, suç duyurusunda işkence iddiasını kabul etmeyen Baştürk oldu.
Psikilojik rapor iddiaları doğrulandı
O dönemde lise öğrencisi olan iki genç kızın İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Psiko Sosyal Travma Merkezi'ndeki muayenesinde de, mağdurların gözaltında işkence, tecavüz ve cinsel tacize maruz kaldıkları psikolojik raporla belgelendi.
Ancak aradan zaman geçtiği için tecavüz iddiasına ilişkin fiziki raporun alınması mümkün olmadı. İskenderun Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, sanık avukatları Çapa Tıp Fakültesi'nin verdiği raporun "geçici" olduğunu belirterek, mağdurların Adli Tıp Kurumu'nda muayene edilmesini talep etti.
Adli Tıp raporu istendi
Avukat Akbay'ın, söz konusu raporun kesin olduğunu, müvekkillerinin bu raporlar doğrultusunda bir yıl boyunca tedavi de gördüğünü belirterek itiraz etmesine karşın talebi kabul etti.
Mahkeme, davanın açılmasından yaklaşık iki yıl sonra, işkencenin yanı sıra coplu tecavüze uğradığını öne süren Polattaş ve cinsel taciz iddiasında bulunan Salmanoğlu'nun Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi'nde muayene edilip raporun gönderilmesini istedi.
Ancak avukat Akbay, 2. İhtisas Dairesi'nin işkenceye ilişkin fiziki bulguları inceleyen bölüm olduğunu aradan geçen zaman nedeniyle iddialar ilişkin fiziki bulguların bulunamayacağını söyledi.
Akbay muayenenin, işkencenin psikolojik etkilerini inceleyip rapor düzenleyen Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesi'nde yapılmasını talep etti.
"Bekaret" muayenesi
2. İhtisas Dairesi'nden, "Çapa Tıp Fakültesi'nin verdiği raporda belirtilen olguların tecavüz ve cinsel taciz nedeniyle olup olmayacağı" sorulmasına karşın, mağdurlara "kızlık muayenesi" yapılmak istendi.
Salmanoğlu'nun "kızlık muayenesini" reddetmesi üzerine düzenlenen 2002'deki raporda, "İşkence ve cinsel tacize ilişkin fiziki bulgulara rastlanılmadığı" belirtilerek dosya 4. İhtisas Dairesi'ne gönderildi.
Bu kurulun verdiği raporda ise Salmanoğlu'nun gözaltında tutulduğu dönemde yaşadığı olaylar nedeniyle "travma sonrası stersi bozukluğu geliştiği" belirtildi.
Tecavüz mağduru hala bekliyor
Coplu tecavüzün mağduru Polattaş'la ilgili de, 2002 ve 2003 yıllarında birer yıl arayla iki kez muayene edildiği anlatılarak, "Olayın üzerinden 5 yıl geçmesi nedeniyle fiziki delil bulunamadığı ve dosyasının 15 Ekim 2003 tarihinde 4. ihtisas Kurulu'na gönderildiği" belirtildi.
Ancak, 4. İhtisas Kurulu 26 Ocak 2004'te İskenderun Cumhuriyet Savcılığı'na bir yazı yazarak Çapa Tıp Fakültesi'nin Polattaş'la ilgili raporunu yeniden isteyerek tekrar muayene olması gerektiğini belirtti.
Halen Gebze Cezaevinde tutuklu bulunan Polattaş, tekrar muayene edilmeyi bekliyor. Davanın duruşması 27 Mayısta yapılacak.
"Dava kapatılmak isteniyor"
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne, "adil yargılanma ilkesinin' ihlali"yle ilgili başvurunun kabul edildiğini açıklayan avukat Akbay yargılamayı özetle şöyle yorumladı:
* İlk başta 'işkence yoktur' diyerek takipsizlik kararı veren savcı, davanın da savcısı oldu.
* Savcı yargılama sırasında savcı sanık vekili gibi davranarak, psikolojik raporların fiziki bulgular içermediğini söyledi. Olaydan bir yıl sonra yapılan muayenede fiziki bulgu nasıl olabilir ki?
* Adli Tıp süreci başlamış ve 3 yıldır bitmiyor. Davanın sürüncemede kalması cezaevinde bulunan müvekkillerimin aleyhinedir. Daha önce benzer davalarda da aynı yöntemlerle zaman aşımı doldurulmaya çalışılmıştı yine aynı şey yapılıyor. (MZ/BA)