* Görsel: mrmondialisation.org.
Her yıl onlarca ülkenin katılımıyla düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'na bu yıl Mısır ev sahipliği yapıyor. Ülke böylece, iklim krizinin ve krizle mücadele yollarının ele alındığı konferansa ev sahipliği yapacak ilk Afrika ülkesi olacak.
Mısır yönetiminin 27. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP27) için yaptığı bazı hazırlıklar ise, Mısırlı çevre ve insan hakları aktivistleri tarafından eleştiriliyor.
İklim ve insan hakları aktivistleri, iklim zirvesi ile eş zamanlı olarak başta Mısır olmak üzere bazı ülkelerin iklim politikalarına karşı protestolar düzenliyor. Protestolarda genellikle ekokırım suçları, yakıt emisyonu tartışmaları, insan hakları ve ifade özgürlüğü konuları gündeme getiriliyor.
Mısır'daki muhalifler ise protestoların, COP27 sonrası kendilerine karşı kullanılması ihtimalinden dolayı endişeli.
Güney Sina Valisi Halid Fude ise bu endişeleri gidermek için, yerel bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada, iklim konferansına katılacaklar için yetkili makamlar tarafından belirlenen protesto mekânları tahsis edileceğini söyledi.
Fude, belirlenen mekânlarda, BM'nin kurallarına uygun olarak hükümet yetkililerinin protestolara izin vereceğini belirtti.
Coca-Cola sponsorluğu
Konferans öncesi tartışılan konulardan bir diğeri ise, konferansın resmi sponsorlarından birinin Coca-Cola olması.
Coca-Cola'nın faaliyetlerinin, iklim zirvesinin hedeflerine uymaması ve şirketin diğer bazı politikaları nedeniyle sponsorluk onayı, iklim aktivistleri tarafından eleştirildi ve hükümet, bu karardan vazgeçmeye çağrıldı.
Sponsorluk tartışmaları, Coca-Cola'nın ürettiği plastiklerin çoğunun fosil yakıtlardan imâl edilmesi üzerinde yoğunlaşıyor. Coca-Cola ise kendini "Biz de atıkları ortadan kaldırma hedefini paylaşıyoruz," diye savunuyor.
Şarm el-Şeyh'in uzaklığı
Zirvenin, Sina Dağı ile Kızıldeniz arasındaki bir sahil kenti olan Şarm el-Şeyh'de düzenlenmesi de tartışılan bir diğer konu.
Şarm el-Şeyh seçimi, kentin başkent Kahire'ye ve düşük maliyetli ulaşım araçlarıyla ulaşılabilecek diğer kentlere uzak olması açısından eleştiriliyor.
Güvenlik güçlerinin ve devriyelerin yoğun olarak bulunduğu Sina Yarımadası üzerinden karayoluyla kente ulaşmak son derece güç.
Mobil uygulama
Mısır, zirveye katılanlar ve ziyaretçiler için bir de cep telefonlarıyla uyumlu bir mobil uygulamayı hayata geçirdi.
Söz konusu uygulama kullanıcılara, sağlık, turizm ve lojistik alanında pek çok hizmet sunuyor ancak "Uygulamanın kullanıcıları izlemek için kullanılacağı" iddiası da yine insan hakları aktivistleri tarafından eleştirildi.
Aktivistlerden açık mektupÖte yandan, COP27 zirvesinin Şarm El-Şeyh'te başlamasından 100 gün önce, bir grup iklim ve insan hakları aktivisti, binlerce düşünce suçlusu cezaevinde kalırken Mısır'ın insan hakları konusundaki zayıf sicili nedeniyle etkinliğe ev sahipliği yapma konusundaki endişelerini dile getirdi. "Mısır hükümetinin baskıcı eylemleri nedeniyle başarılı bir konferansın mümkün olmayacağı konusunda büyük bir endişe duyuyoruz. Aslında bu noktada konferansın ülkedeki insan hakları ihlallerini örtbas etmek için kullanılması daha olası görünüyor. "COP27 başarılı olacaksa, sivil seferberliğin yarattığı görünürlük ve pozitif baskı hayati olacak ve bu, konferans çevresinde toplanma, örgütlenme ve ifade özgürlüğünün tüm haklarını içermelidir. "Mısır'ın uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklerine göre, ifade özgürlüğü hakkını kullandıkları için gözaltına alınan herkesi derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakmak da dahil olmak üzere, insan hakları örgütlerinin açıklamalarında ortaya koydukları tüm eylem çağrılarını yineliyoruz. "Bu, Mısır hükümetinin COP27'deki katılımcılara misilleme korkusu olmadan konferansta özgürce konuşmalarını ve bir araya gelmelerini sağlamaya kararlı olduğunun bir işareti olacak. "Bu bağlamda ise, 100 günü aşkın süredir açlık grevinde olan ve ölüm tehlikesiyle karşı karşıya olan tanınmış İngiltereli-Mısırlı aktivist ve yazar Alaa Abdel Fattah'a öncelik verilmelidir. Tüm iklim elçilerimizi ve siyasi temsilcilerimizi bu koşulların yerine getirilmesi için ivedilikle baskı yapmaya çağırıyoruz." • DETAY: Mısır Devlet Başkanı Abdulfettah es-Sisi, 2013'te askeri darbeyle iktidara geldiğinden beri, muhalefeti, yerli ve yabancı medyayı ve sivil toplumu hedef alarak insan haklarına yönelik geniş bir baskı uyguladı. Arap İnsan Hakları Bilgi Ağı, Mısır hapishanelerinde en az 65 bin siyasi mahpusun olduğunu tahmin ediyor. |
* Uluslararası Af Örgütü'nün, Mısır'daki insan hakları ihlallerine dair hazırlanan "Gerçeklikten Kopuk: Mısır'ın Ulusal İnsan Hakları Stratejisi İnsan Hakları Krizini Örtbas Ediyor" başlıklı raporunu okumak için tıklayın.
** Kaynak: Anadolu Ajansı, Polen Ekoloji, freealaa.net, anhri.info.
(TY)