Diyarbakır Sur Belediyesi'nin "çok dilli hizmet" verme kararının yürütmesinin durdurulması için valiliğin yaptığı başvuru idare mahkemesi tarafından reddedildi.
İçişleri Bakanlığı'nın başvurusu üzerine Danıştay'ın "çok dilli hizmet Anayasaya aykırı" diyerek görevine son verdiği belediye başkanı Abdullah Demirbaş "Bu karar hükümetin benim belediye başkanlığımın düşürülmesiyle sonuçlanan davada hukuki dayanağı olmadığının kanıtı" dedi.
"Bu bir usul skandalı ve hükümetin, yargının keyfi davrandığının göstergesi. Çünkü Danıştay'dan önce mahkemeye gidilseydi, başkanlığımın düşürülmesinin hukuki bir dayanağı olmadığı görülecekti."
"Hükümet DTP'li belediyelere partizanca yaklaşıyor"
bianet'e, göreve dönmesine izin verileceğini düşünmediğini söyleyen Demirbaş, "Dava muhtemelen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gidecek ve bir hukuki hata yapıldığı orada da ortaya çıkacak" dedi.
Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi'nin aldığı kararda, Sur Belediyesi Meclisi'nin "çok dilli belediyecilik" kararının yürürlüğe girebilmesi için valilik makamına sunulmadığı, sadece Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı'na sunulması nedeniyle ortada dava konusu edilebilir kesin ve yürütülmesi zorunlu bir idari işlem olmadığı belirtilerek, davanın reddine karar verdi.
Mahkeme kararının nihai olmadığını vurgulayan Demirbaş, "Bu karar hükümetin Demokratik Toplum Partili yerel yönetimlere nasıl partizanca yaklaştığının; Kürt diline tahammülsüzlüğünün kanıtı" diye ekledi.
Demirbaş bir de yargılandı
Demirbaş'ın kaleme aldığı ve Avrupa Sosyal Forumu'na sunulan, "Çok Dilli Belediyecilik Işığında Yerel Yönetimler" adlı makalesinden yola çıkılarak beldede bu yıl başından itibaren "Çok Dilli Belediyecilik Hizmetleri" başlatılmıştı.
Danıştay 8. Dairesi, 15 Haziran'da belediye Türkçe'nin yanı sıra Kürtçe ve Arapça gibi dillerde de hizmet verdiği gerekçesiyle Demirbaş'ın başkanlığının düşürülmesine ve belediye meclisinin feshine karar vermişti.
Sur Belediyesi mücavir alanında yapılan genel analiz anketinde belde halkının yüzde 24'ünün Türkçe, yüzde 72'sinin Kürtçe, yüzde 4'ünün Arapça ve yüzde 3'ünün de Süryanice-Ermenice konuştuğu tespit edilmişti. Bundan dolayı belediye, hizmetlerin farklı dil, din ve kültürlerde yapılmasının gerektiği kararına vardı.
Demirbaş'a, makalesinde "Terör örgütü veya amacının propagandasını yaptığı" iddiasıyla Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan dava 19 Eylül 2006'da beraatle sonuçlanmıştı.
Avrupa Konseyi, geçtiğimiz günlerde Türkiye'den Türkçe dışındaki dillerde de belediye hizmetine izin verilmesini; yerel yöneticilerin siyasi baskı ve yargı baskısından korunmasını istemişti.(EÜ)