|
Gündem Çocuk, medyanın çocuğun istismarı ile sonuçlanabilecek, insanlar arasında ayrımcılığa, kine, nefrete, gereksiz endişeye yönlendirebilecek yayınlardan kaçınması gerektiğinin altını çiziyor.
Medya kuruluşlarının öncelikle yayın ilkelerini okuyucularına ilan etmesini ve medya içinde çocuğun katılımına olanak tanıyan alanların yaratılmasını istiyor.
Gündem Çocuk'la çocuk haklarını gözeten bir medyanın olanakları üzerine konuştuk.
Nasıl bir medya istiyorsunuz?
Her çocuk dünyaya geldiği günden itibaren temelden çatıya bir bina inşa eder gibi, gördükleri ve duydukları ile kendisine bir dünya kurar. İçinde bulunduğumuz çağda bu dünyanın yapı taşlarını oluşturan görsel ve işitsel verinin hatırı sayılır bir bölümü "medya" kaynaklı.
Pek çok çocuk yakın çevresi dışındaki dünyayı, o dünyanın kavramlarını, varlıklarını, olanaklarını, değerlerini medya aracılığıyla öğreniyor. Unutulmamalıdır ki medya, çocukların yaşantısına örgün eğitimden çok önce giriyor. Bu nedenle medya, çocuk hakları ile ilgili konumunu belirlerken öncelikle bu sorumluluğunun farkında olmalı.
Ancak konuyu "çocuk hakları" açısından özel olarak değerlendirmeden önce "insan hakları" açısından bakılmalı. Çocuk Hakları öncelikle "İnsan Hakları"dır. Çocuk haklarına saygılı ama insan haklarını ihlal eden bir yapı düşünülemez.
Buradan hareketle medya kuruluşları öncelikle yayın ilkelerini okuyucularına ilan etmiş olmalı. Muhatap olunacak zeminin belli olması açısından bu çok önemli. Tabii ki bu yayın ilkeleri evrensel insan haklarıyla uyumlu ve hatta bu değerleri geliştiren standartta olmalı.
Bu ilkeler konusunda bünyesindeki basın mensuplarına gelişen bir düzen içinde ve sürekliliği sağlanmış bir eğitim verilmesi şart. Ancak bu öncelikli standartlar yakalandıktan sonra konuya özel olarak "Çocuk Hakları" açısından bakılabilir.
Bu durumda ise yöntem iki ana başlık altında toparlanabilir:
Kaçınılması gereken durumlar
* Çocuğun istismarı ile sonuçlanabilecek yayınlardan kaçınılması
* Haberin/yayının/reklamın konusu/katılımcısı olacak çocukların haklarının ve onurunun gözetilmesi
* Çocukların haber/yayın/reklam aracılığıyla araçsallaştırılmasına(dekorasyon nesnesi ya da maskot olarak kullanılmalarına) izin verilmemesi
* Çocukların konu/konuk edileceği kurgulu yapımlarda ebeveynlerin ve çocuğun rızasının alınması (yayına konu/konuk olan çocuğun ve ebeveynlerinin rızası olduğu durumlarda bile yayının, çocuğun hakları, onuru ve gelişimi açıcından olası sonuçları özenle değerlendirilmeli. Böylesi durumlar için değerlendirme süreci önceden tanımlı olmalı.
* Çocukların gelişimlerini kötü yönde etkileyecek; onları insanlar arasında ayrımcılığa, kine, nefrete, gereksiz endişeye yönlendirebilecek yayınlardan kaçınılmalı. Bununla beraber çocukların ifade ve bilgi alma özgürlükleri de gözetilmeli ve çocukları koruma ve onları doğru bilgilendirme arasındaki denge iyi kurulmalı.
Desteklenmesi gereken durumlar
* Çocuğun bir birey olarak kendini gerçekleştirebilmesi için ihtiyaç duyacağı yaratıcılık, özgüven, açık fikirlilik, barışçıllık yönlerinin gelişimine yardımcı olacak yayınlara yer verilmesi...
* Medya içinde çocuğun katılımına olanak tanıyan alanların yaratılmış olması (medyanın biçimine ve hedef kitlesine göre değerlendirerek)
* Memnuniyet ve rahatsızlıklarını dile getirebilmelerini sağlamak ve tabii ki gelen görüşleri dikkate almak
* Gerekli ve ilgisi olduğunda doğrudan ya da dolaylı katılımlarına olanak sağlamak.
Gerçekleşmesi nasıl mümkün?
Çocuk haklarının önemli olduğunun medyada öncelikli kabulü şart. Bu da ancak öncü yapıdaki medya kuruluşlarının bu işi sahiplenmesi ile olabilir. (Örneğin BBC'nin yayın ilkelerini Türkçe'ye çevirerek yayınlaması ve bunu ilan etmesi önemlidir.)
Ne engelliyor?
Temel neden medyanın konuya olan ilgisizliği ve çocuk hakları ile ilgili yaygın bilgi eksikliği. Yapılan yayının içeriğinde ya da yaklaşımın temelinde bir hak ihlali olup olmadığı bilinmiyor veya daha vahimi ihlal olup olmaması önemsenmiyor.
Yayının takip edilirliğini artırmak için girişilen çaba içinde "hak ihlalinin" araç olarak kullanıldığını dahi görüyoruz çoğu kez. Çok sık rastlanan ve çocuğun bir dekorasyon nesnesi ya da maskot olarak kullanıldığı yayınların temelinde bu ilgi ve bilgi eksikliğinin yattığını düşünüyoruz.
Çocuk haklarını gözeten bir medyanın hayata geçmesi için siz ne katkıda bulunabilirsiniz?
Dernek olarak varlık sebeplerimizden birisi çocuk hakları konusunda bir izleme ve müdahale sistemi kurmak. Çocuk hakları ihlallerini elimizden geldiğince takip etmekte ve bu konuda hak ihlali yapanlar ile ilgili gerekli girişimlerde bulunmaktayız. Bu konuda ilerleme sağlamak isteyen medya kuruluşlarına doğrudan destek verebilir; yayın ilkelerinin ve eğitim içeriklerinin oluşturulmasında ve uygulanmasında yardımcı olabiliriz.
Somut önerileriniz neler?
Yukarıda belirttiğimiz önerilere ek olarak;
* Medya kuruluşları yayın ilkelerini oluşturabilir ve bu ilkelerin hayata geçebilmesi için bünyelerinde bulundurdukları medya mensuplarına eğitim verilmesinin sağlayabilirler.
* Çocuğu doğrudan ya da dolaylı olarak ilgilendiren konularda yayın yapılırken onların bu konudaki görüşleri öğrenilerek, bu görüşler kamuoyuna sunulabilir.
* Çocukların yaşadıkları sorunlar hakkında onlardan bilgi alarak bu konuların gündeme gelmesi sağlanabilir.
* Çocukların kendi medya ürünlerini ortaya çıkarmalarına olanak sağlanabilir.
* Medyada çocuklar için düzenli yer ayrılabilir.
* Çocuk haklarının medyada daha çok gündeme gelmesi sağlanabilir.
* Çocuklara yönelik bir yayın hazırlamadan önce ve hazırlarken çocukların görüşleri alınabilir.
* Çocukların kendi haklarını öğrenebilecekleri yayınların sayısı artırılabilir.
İstediğiniz medyaya yakın, iyi örnekler var mı?
Ulusal alanda ideale yakın bir örnek maalesef yok. Ancak "iyi niyetli" diye nitelendirilebilecek çabalar var. Milliyet'in ombudsmanlık sistemi ve bianet'in idealine aldığı genel yaklaşımı bunlardan bazıları. Bunun yanında yapılan yayınlar ile ilgili okur/izleyici görüşlerine yer veren medya kuruluşları var ancak çocuğa özel bir duyarlılığın çok sınırlı olduğunu belirtmek gerekir. Uluslararası alanda ise BBC'nin yayın ilkeleri bu anlamda temel alınabilecek bir veri olarak ele alınabilir.
Ancak bu noktada çocuğu istismara ve zarara karşı korumaya çalışırken onu yabancılaştıran ve yalnızlaştıran bir tavırdan da kaçınmak gerekir. Çocuk haklarına saygı duyan bir yayın anlayışının temelinde sadece çocuğa ve çocuk haklarına verilen önem yatmalıdır, bu anlayış temelinde çocuğu ele almaktan dolayı üstlenilen hukuki sorumluluğun yarattığı endişenin yer edinmesine izin vermemek gerekir. (KÖ/EÖ)