"O zamanlar çok farklı bir Diyarbakır vardı. Herhangi bir namaz vakti, (namaz vaktinin dağılış saatini kastediyor - Ş.D.)Ulu Camii'nin önüne gelip iki kolunuzu açın. Kucaklayabileceğiniz kadar kalabalığı kuşatın. Gözlerinizi kapatıp içinden birini çekip çıkarın. Bu tutuğunuz adam, ya şairdir, ya müşir (yazar)".
Yine hafızam beni yanıltmıyorsa Diyarbekir Salnameleri'nde okumuştum. Osmanlının son demlerinde nüfusuna göre en çok şair, yazar, edebiyatçı yetiştiren bir şehir(miş) Diyarbakır. Bu sebepten olsa gerek İstanbul'un edebiyatçıları eskinin Diyarbakır'ının edebiyat şahsiyetlerini birine tanıştırdığında "Diyarbekir Okulundan mezundur"* derlermiş.
Bugün bu anlatılan ve yazılanların boşuna olmadığının bir kanıtını sizinle paylaşacağım. Aşağıdaki yazı üyesi olduğum ve sizlere daha önce de sözünü ettiğim Internet'teki [email protected] üzerinden Diyarbakırlı bir dostum, bir işadamı yazar olmayan bir arkadaşımdan Newroz sonrası bir izlenimini aldım. Aynen paylaşıyorum.
"Selamlar,
Ben de tüm grubun Newroz'unu kutluyorum. Bu arada, bu Newroz'da yaşadığım ve unutamayacağım bir küçük tanıklığım var:
Dün akşam (21 Mart) Diyarbakır'dan Elazığ yolu üzerindeki Organize Sanayi Bölgesine doğru bir arkadaşın arabasıyla gidiyoruz. Saat akşamın 8'ini geçmiş durumda. Kutlamalardan çöpler dışında ortalıkta bir şey kalmamış.
Altındağ Dinlenme Tesislerini epeyce geçtikten sonra (yani Diyarbakır'dan 18 km. falan sonra) yolda iki küçük çocuk gördük. Diyarbakır istikametinden Elazığ istikametine doğru yürüyorlardı. Yanlarından geçtiğimiz sırada küçük olanı otostop yaptı bize. Yanlarında durduk, o soğukta pikabın arkasına binmeye çalıştılar, ısrarla öne aldık. Biri 13-14 yaşlarında diğeri de 6-7 yaşlarında iki kardeş! İkisinin de üzerinde doğru dürüst giyecek bir şeyleri yok. İkisinin de yüzünde gariban, masum ve tatlı bir ifade var, sempatik çocuklar.
Sorduk:
"Xvarze hun lıku tén?". (nereden geliyorsunuz)
Küçük olanı tatlı bir dille:
"Em.. Jı çike.. nevrozé tén". (biz.. şeyden.. nevrozdan geliyoruz)
"Key Hun tené çubun?". (niye siz yalnız mı gittiniz)
"Eré". (evet)
"Hun derén kéré". (nereye gidiyorsunuz?)
"Em derén malé". (eve gidiyoruz)
Biz de onların Elazığ yolu üzerindeki bir köye gittiklerini düşündük doğal olarak..
"Hûn lı kijan gundén". (hangi köydensiniz?)
"Em lé birék'éne". (Birık köyündeniz-sonra anladık, Mardin'in Mazıdağı ilçesine bağlı bir köymüş)
Bir süre sustuk, sonra büyük olanına köylerinin yol üzerinde ise bize hatırlatmasını söyledik, o da ne dese iyi:
"Maléme lı Kuriçeşmeye me lı vére deyne". (Evimiz Kuruçeşmede, bizi orda indir.)
Kuruçeşme'nin de Diyarbakır Merkez Bağlar semtinin bir mıntıkası olduğunu bilmeyenlere söyleyeyim bu arada.
"Çı?.. Kuriçeşme!?. lavo Kuriçeşme lı Diyarbekırédaye, hun derén kére!?". (ne!Kuruçeşme mi? Kuruçeşme, Diyarbakırda oğlum nereye gidiyorsunuz siz!?") dedim.
Meğer çocuklar Newroz kalabalığı dağılırken Elazığ istikametine giden bir kalabalığın peşine takılmışlar, Diyarbakır'ın o tarafta olduğunu sanıyorlar. Gariplerim 10 km kadar yol da yürümüşlerdi zaten, belki sabaha kadar git git bitmeyecekti..
"Welle abé em xelkére mézekırın gış dıhat wé aliye, emji hatın, em tableaji ditin". (walla abi millete baktık herkes bu tarafa geliyordu, tabelayı da gördüm)
Diyarbakır il sınırının bitişini gösteren tabelayı görüp Diyarbakır girişi sanmışlar.
"Hun kinga hatén Diyarbekir". (Diyarbakır'a ne zaman geldiniz) dedim,
"Gundéme şevıtandın abé, em zuda hatıne..". (Köyümüzü yaktılar abi, çoktan geldik.)
Yanımdaki arkadaşım dayanamadı "wey malamın, ez bımrım tera" (evim yıkılsın, ölürüm sana) dedi.
Ciğerim öyle bir yandı ki anlatamam. İki küçük çocuk, gecenin karanlığında düşmüşler bilmedikleri yollara eve gidiyorlar.
15 kilometre yol yürümeyi zaten göze almışlar, birileri görmese belki sabaha kadar yürüyecekler..
Köyleri yakılmış, hayatın dehşetini iliklerine kadar hissetmişler küçük yüreklerinde. Ama hala ne kadar da sevimliler.
Newroz'u bir kurtuluş olarak görüyorlardı belli, eğlenmeye falan gitmemişlerdi. Dönüp çocukları evlerine bıraktık. Küçük olanı yolda uyudu tatlı tatlı.
Netice itibariyle,
Baharın tüm iyi insanların yüreklerine de biraz olsun bahar getirmesini diliyorum,
Newroz'unuz kutlu olsun.
Necmettin Aslan".
Evet, sevgili Necmettin'in guruba yollayıp paylaştığı ileti böyle, tekrar iyi Newroz'lar olsun.(ŞD/EÜ)