Gazetecilere Özgürlük Platformu'nun (GÖP) hapisteki gazeteciler için başlattığı "Tanıklık Günleri"nin 16. gününde hapis gazeteciler Azadiya Welat'tan Ali Çat, Ali Konar, Hasan Özgüneş, Ozan Kılınç, Hawar Gazetesi'nden Bedri Adanır, DİHA ve Birgün muhabiri Ömer Çelik için Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi önünde tanıklık yapıldı.
Eylem, Etkin Haber Ajansı (ETHA) ve Atılım Gazetesi'ne sabah yapılan polis baskınlarının protesto edilmesiyle başladı.
"Muhalif gazeteci istemiyorlar"
Açılış konuşmasını yapan DİSK Genel Başkanı Erol Ekici, Türkiye'nin olağanüstü günlerden geçtiğini dile getirerek şunları söyledi:
"AKP'nin bu korku ve yıldırma kampanyasına karşı sus pus olan, buna destek verenler kendi meslektaşlarına saldırıyorlar. Ama umudumuzu diri tutan, gazeteciliğin halka karşı sorumluluğuna gölge düşürmeyen onurlu insanların sayısının az olmadığını görmek."
Azadiya Welat'tan Ali Çat adına tanıklık eden Tuğba Bulut, Kürtçe yaptığı konuşmasında, arkadaşının Kürtçe yazan bir gazetede çalıştığı için tutuklandığını belirtti.
Aram Yayınları ve Hawar Gazetesi'nden Bedri Adanır adına tanıklık yapan ablası Kadriye Adanır, hapisteki 100'ü aşkın gazetecini hepsinin kardeşi olduğunu söyledi.
"Hepsine tanığım, onlar iktidarın ve sermayenin kucağında değil, gerçeklerin peşindeydiler. Hepsiyle gurur duyuyorum."
DİHA ve Birgün muhabiri Ömer Çelik adına annesi Remziye Çelik ve babası Ahmet Çelik tanıklık yaptı.
Remziye Çelik Kürtçe yaptığı konuşmasında Yeter artık bıraksınlar çocuklarımızı. Çocuklarımızı bırakmıyorlar okusunlar. Okuduklarında da bırakmıyorlar ki çalışsınlar. Bu AKP'nin zulmüdür" dedi.
Ahmet Çelik ise şöyle konuştu: "Oğlumun tek silahı vardı, kalemiydi. Muhalif gazeteci istemiyorlar. Ya bizden olacaksın ya içeri gireceksin diyorlar."
Tanıklık Günleri 28 Haziran'da sona erecek. GÖP, 29 Haziran Cuma günü saat 19.00'da Tünel'den Taksim Meydanıı'na "Zindanlar Boşalsın- Gazetecilere Özgürlük" yürüyüşü düzenleyecek. Taksim Meydanı'nda saat 20.00'de basın açıklaması yapılacak.
ALİ ÇAT (AZADİYA WELAT):
Urfa'nın Hilvan İlçesi'nde 1983'de doğan Ali Çat, Mersin'de ikamet ediyordu. Evli ve üç çocuk babası olan Çat, gazeteciliğe 2007'de başladı. Bir bayram sabahı saat 05.00'te kapısı kırılırcasına açıldı. Evinde yapılan aramalarda, Çat'ın okuduğu gazetelere el konuldu ve "bana ait değil" dediği birtakım "örgütsel dokümanlar" bulundu. Yapılan incelemelerde bu kâğıtlar üzerinde herhangi bir parmak izi çıkmadı. Buna karşın Çat tutuklandı. Bu "örgütsel dokümanlar"dan dolayı 6 yıl 3 ay ceza alan Çat, evinde, çalıştığı Gündem gazetesinin eski sayıları da bulunduğu için 10 ay daha ceza aldı. İskenderun M Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunuyor.
ALİ KONAR (AZADİYA WELAT):
Azadiya Welat Elazığ Temsilcisi Ali Konar, 1972'de Bingöl'ün Genç İlçesi'nde doğdu. "Örgüt üyesi olmak ve örgüt propagandası yapmak" suçlamasıyla 27 Mayıs 2010'da tutuklandı. Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 16 Aralık 2010 günü yapılan dördüncü duruşmada -tutuklanmasından yedi ay sonra- 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Kararda, Konar'ın Elazığ Temsilciliği döneminde yaptığı basın çalışmaları "suç delili" olarak gösterildi. Konar'ın Azadiya Welat gazetesi bünyesinde bulunan arkadaşlarıyla yaptığı görüşmeleri bile "talimat" olarak değerlendirildi. O sıra Malatya Cezaevi'nde bulunan abisinin görüşüne gitmesi de Konar hakkındaki suçlamalar arasındaydı. Dosyası şu an Yargıtay'da olan tutuklu gazeteci Ali Konar, halen Malatya E tipi Cezaevi'nde bulunuyor. Konar, bianet'e yazdığı mektubunda şöyle diyor: "Ölümler, zulümler, baskı ve işkenceler, zindan ve hücrelerin en yoğun şekliyle dayatıldığı dönemde bile özgürlüğünü koruyan, kaleminin mürekkebinden bir damla bile taviz vermeyen özgür basının geleneğini devam ettireceğine inancımız tamdır. Zindanda bulunan bütün basın çalışanlarına geçmiş olsun temennilerimi iletiyorum."
BEDRİ ADANIR (ARAM YAYINLARI):
Bedri Adanır, 1983'te Diyarbakır'da doğdu. İlköğretim ve liseyi Diyarbakır'da okudu. Adanır, 2005'te girdiği Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Bölümü'nde öğrenimini halen sürdürüyor. Adanır, gazeteciliğe henüz 12 yaşındayken Yeni Politika gazetesini dağıtarak başladı. Yeni Politika'yı takiben, Yedinci Gündem'e kadarki gazetelerde dağıtımcılık yapmaya devam etti. Bir grup arkadaşıyla Aram Yayınları'nı 2008'de devraldı ve yayınevinin Yayın Yönetmenliğini yapmaya başladı. 8 Ocak 2010'da tutuklanana kadar da Yayın Yönetmeni olarak çalışıyordu. Adanır hakkında, 2008 sonlarında Ülkeye Bakış Gazetesi ve 2009'da evinde bulunan kitaplar ile Hawar Gazetesi nedeniyle davalar açıldı. Mayıs 2009'da 26 sayı yayımlanan günlük Kürtçe Hawar gazetesinden Bedri Adanır'a açılan üç davanın birinden beş yıl hapis cezası verildi. Bir diğerinden yine hapis cezası aldı. Üçüncü davası ise sürüyor. Hawar'la ilgili aldığı hapis cezaları da henüz onaylanmış değil. Diyarbakır D Tipi Cezaevi'nde bulunuyor. Dünyada bir ilk olma özelliğine sahip TUTUKLU GAZETE, Bedri Adanır'ın önerisiyle yayımlanmaya başlamıştır.
HASAN ÖZGÜNEŞ (AZADİYA WELAT):
Azadiya Welat gazetesi yazarı Hasan Özgüneş, 1957'de Şırnak Uludere'de doğdu. 1993'de Yurtsever Emekçiler dergisinde yazı yazmaya başladı. Tiroj, Zind ve Hawara Botan dergilerinde araştırma yazıları yazan Özgüneş, 2007'den itibaren düzenli olarak Azadiya Welat gazetesinde köşe yazıları yazmaya başladı. Özgüneş, KCK soruşturması kapsamında 17 Eylül 2011'de Mardin Nusaybin'de gözaltına alındı. Diyarbakır'da çıkarıldığı savcılık tarafından serbest bırakılan Özgüneş, 28 Ekim 2011 tarihinde ikinci kez gözaltına alındı. 30 saatlik sorgusunun ardından tutuklanan Özgüneş, halen Kocaeli Kandıra 1 No'lu F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunuyor. Özgüneş'e savcılık sorgusunda sorulan sorulardan bazıları şunlar: "Milletvekili Hasip Kaplan'ı tanıyor musun? 1 Eylül Dünya Barış Günü İstanbul Kadıköy'deki mitinge katıldın mı?" Kürtçe savunma yapma isteği reddedilen Özgüneş'in yargılanmasına 2 Temmuz'da Silivri'de başlanacak. Özgüneş, cezaevinden gönderdiği mektubunda şöyle diyor: "8 aydır tutukluyum. Hakkımda açılan dava siyasidir, kendimizi sürecin rehinleri olarak görüyoruz. Mahkeme-savcı da bu gülünç suçlamaların boş olduğunu biliyor. Ben ve diğer tutuklu arkadaşlarım kendimizi siyasi rehine olarak görüyoruz."
OZAN KILINÇ (AZADİYA WELAT):
Azadiya Welat eski Yazı İşleri Müdürü Ozan Kılınç, 1984'te Diyarbakır-Lice'de doğdu. Kılınç, hakkında verilen 21 yıl 3 ay hapis cezasından sonra 22 Temmuz 2010'de tutuklandı. Ancak verilen ceza Yargıtay tarafından bozulunca, 7 Nisan 2011 günü yeniden yapılan yargılamasında 6 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. Kılınç, halen Diyarbakır D Tipi Cezaevi'nde bulunuyor. Kılınç, Tutuklu Gazete'ye yazdığı mektubunda şöyle diyordu: "Her ne kadar tutuklamalar olsa da, özgür basın ve gerçekleri halka iletme mücadelemiz her zaman daha güçlü bir şekilde sürecektir. İçeriden de bu mücadelemizi sürdüreceğiz. DİHA'nın 'gerçeklerden asla taviz vermeyeceğiz' sloganıyla çalışmalarımıza her zaman devam edeceğiz. Hep gerçeğin sesi olup, haklının yanında haksızın karşısında duracağız."
ÖMER ÇELİK (DİHA-BİRGÜN):
Dicle Haber Ajansı ve BirGün Gazetesi İstanbul muhabiri Ömer Çelik, 1980'de Diyarbakır Lice'de doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu olan Çelik, 3 yıldır DİHA'da çalışıyordu. 24 Aralık 2011'de "örgüt üyeliği" suçlamasıyla tutuklanan Çelik, halen Kandıra 2 No'lu F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunuyor. KCK gazeteciler iddianamesinde, Çelik hakkında gösterilen "suç delilleri"; haberlerinden ve haber amaçlı görüşmelerinden oluşuyor. İddianamede 5 haberine yer veriliyor. Çelik'in, yayıncı Ragıp Zarakolu'nun cezaevinden yolladığı mektubu, Van'da deprem sonrası yaşanan sıkıntıları haberleştirmesi, basın açıklamasını izlemek için gideceği BDP Avcılar şubesinin adresini öğrenmek için BDP'yi araması, iddianamede "suç" delilleri olarak sıralanıyor. Çelik'in RojTv ve ANF'de haber yapması, "Kürt halkını provoke etmek" olarak değerlendiriliyor. (NV)