Silvan'da çocuklara patlayıcılar konusunda ders verilmesini bianet'e değerlendiren Cumhuriyet Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Serdar M. Değirmencioğlu, eğitimin Silvan'daki okullarda yapıldığına dikkat çekti ve bunları konuşmanın azap verici olduğu söyledi.
"Çocukların etrafında silahların bol bol bulunacağının kabul edilip sonra çocukların bunların arasından kendilerine düzenli ortam ayıklamaya kalkmaları üzerinden konuşuyor olmak aslında abesle iştigal."
Değirmencioğlu basına yansıyan bilgilerden hareketle bu çalışmanın problemli olduğunu ifade etti. "Bu çalışmanın sırf eğitim içeriği açısından bakıldığında falsolu olduğunu, farklı sınıflara yönelik olarak ayrıntılandırılmamış, çocuklara yukarıdan bakan, basmakalıp bir yaklaşım olduğunu söyleyebilirim."
Patlayıcıların çocukların çevresinde bulunmaması gerektiğini anlatırken bireysel silahsızlanma üzerine yapılan çalışmalardan da örnekler verdi. Bu çalışmalarda, çocuğun silahı tanıyıp silahtan uzak durmasının veya çocuğun tetiği çekemeyeceği bir düzenek gibi önlemlerle güvenilir hale getirilmesinin kabul edilemez olduğunu belirtti.
"Tek çözüm olarak evden silahın çıkarılması gösterilmiştir. Aynı şey konuştuğumuz konuda da geçerli."
Prof. Değirmencioğlu çocuklara silah, patlayıcı gibi konularda eğitim vermekten söz edilmesinin ancak devlet eğer bu çevrede bir silahsızlanma başlattıysa kabul edilebileceğini vurguladı.
"Çocukların mayınlardan, patlayıcılardan uzak durmasını sağlamak üzere ortalığı güvenli hale getirmek için devlet bir çaba gösteriyorsa kabul edilebilir. Yoksa tek başına çocukların bu konuda sanki nezleden sakınmak gibi bir bilgilendirmeyle korunabileceklerini söylemek tümüyle insanların kendini aldatması anlamına geliyor."
Farklı yaşların farklı algısı
Bu eğitimin hangi sınıflara yönelik olarak yapılan bir çalışma olduğunun da önemli olduğunu anlatan Değirmencioğlu, herhangi bir konuda eğitim verilecekse bunun için sınıfların da ayrılması gerektiğini, birinci sınıf öğrencisiyle sekizinci sınıf öğrencisinin aynı şekilde anlamayacağını söyledi. Birinci sınıf öğrenci gibi küçük çocuklardan silahları, patlayıcıları tanımaları, akıllarında tutmaları, bunlardan sakınmaları gibi hareketler beklemenin aslında yapamayacakları şeyleri beklemek anlamına geldiğini ifade etti.
"Birinci sınıflar bu konuda yapacağınız bir eğitimde konuyla daha fazla ilgilenecektir ama alınması gerektiği söylenen mesajları almak ve uygulamakta büyük zorluk çekeceklerdir. Çünkü sözü edilen çok sayıda patlayıcının hepsinin çocuklar tarafından, özellikle de birinci, ikinci sınıftaki çocuklar tarafından bilinmesi ve her biri için neyin nasıl yapılacağına ilişkin yolları akıllarında tutmaları oldukça zor."
Bu eğitimlerin silahlara, patlayıcılara yönelik olarak ilginin ortaya çıkmasının da mümkün olduğunu ifade eden Değirmencioğlu bir temennisini de dile getirdi:
"Türkiye'nin birçok yerinde mayınlar ve patlayıcılar bulunuyor. Eğer bir şekilde çatışmalar biterse, bitmesiyle birlikte bunlardan nasıl arındırılacağı ülkenin konuşulmak zorunda ve kaçınılmaz olarak da bu konuda çocuklar konuşulacak. Gönül istiyor ki sözünü ettiğimiz şeyler silahsızlanma ve ülkenin barışa gitmesi için bir tartışma olanağı sağlasın."
Patlayıcı eğitimi
Diyarbakır'da Silvan İlçe Jandarma Komutanlığı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne başvurarak çocukların özellikle açıkta bulunan patlayıcılar konusunda bilinçlendirilmesi için bomba ve silahları tanıması yönünde eğitim verilmesini istedi.
Habetürk'ün haberine göre, el bombası, havan topu, roketatar, mermi ve çeşitli mayın tiplerinin yer aldığı 22 ayrı patlayıcının fotoğrafının da bulunduğu sunum Milli Eğitim'e gönderildi.
Milli Eğitim Müdürlüğü'nün teklifi kabul etmesi üzerine 125 okulda 27 bin öğrenci için bomba ve silahları tanıtan eğitime başlandı. (YY)