Çocuk hakları teması çerçevesinde kendi haklarını, gündemlerini, ihtiyaçlarını konuşan Parlayan Çocuklar ekibinin bu haftaki konusu yerel seçimlerdi.
Çocuklar, seçim sonrası belediye başkanlarına çağrıda bulunarak; "Yüz yüze konuşmak istiyoruz" dedi.
Tarlabaşı Toplum Merkezi (TTM) Parlayan Çocuklar Kulübü'nde gerçekleşen atölye çalışmasında çocuklar, genel olarak belediyelerde çocuk sesine yer verilmemesi ve yönetimlerde kadınların az sayıda olmasının en büyük sorun olduğunu belirtti.
Özellikle her seçim öncesi adayların sözler verip tutmaması ise en kızgın oldukları konulardan biri oldu.
"Yapmayacakları şeyler hakkında konuşmasınlar"
"Yetişkinler seçim öncesi birçok konuda söz veriyorlar, ama başkan olduktan sonra hiç birini gerçekleştirmiyorlar. Onlara sözümüz, yapmayacakları şeyler hakkında konuşmasınlar.
"Bizi kandırmasınlar. Çünkü bizim güvenimiz sarsılıyor. Yetişkinlerin yalanlar söyleyerek başkan bile seçilebildiklerini görüyoruz ve insanları kandıranların başa geçmesini anlayamıyoruz. Bize yalan söylemenin iyi bir şey olduğunu öğretiyorlar, hiç hoşumuza gitmiyor."
Göreve başlayan başkanlara işleri yoğun olsa da çocuklarla yüz yüze görüşmeler yapmayı unutmamalarını önerdiler.
"Her çocuk belediye binasından içeri girmeye cesaret edemez ya da gelip görüşemez ama onlar mahallelere, sokaklara, okullara gelip bizi dinleyebilir, bizimle oyun oynayabilir, ihtiyaçlarımızı iletmemize ortam sağlayabilirler."
Ayrıca bu şehirde kendilerinin de yaşadığına ve belli ihtiyaçlarının olduğuna dikkat çeken çocuklar, belediye başkanlarından özellikle yönetime başladıklarında şehirle, ilçe ile ilgili kararlarda onlara da danışmalarını istediler.
"Boş alanlara ağaç dikilsin"
"Her boş bulduklara yere bina yapıyorlar. Yıkılmak üzere olan, artık kullanılamaz binaları da yıkıp hemen yenisini yapıyorlar ya da araba park ediyorlar ama bizim oyun alanımız yok.
"Ağaç çok az. Biz daha fazla park istiyoruz. Boş alanlara lütfen ağaç diksinler. Bize en yakın park bile o kadar uzak ki, ben gidemiyorum, kardeşimi götüremiyorum.
"Lütfen sokakların kokmasına izin vermeyin, çöpler yeterince temizlenmiyor. Çoğu zaman çöpün içinde oyun oynuyoruz"
Beyoğlu sakinleri olan çocuklar ayrıca ilçeleriyle ilgili de önemli konulara değindiler ve Beyoğlu'ndaki tarihi binalar üzerine şu fikirleri öne sürdüler:
"Yıkılmak üzere olan evlerden korkuyoruz"
"Tarihi binaları da yıkıyolar. Tarlabaşı'nda çok güzel evler vardı. Onları tamir edebilirler ama yıkıyorlar. Ayrıca sokaklar çok sıkışık ve yıkılmak üzere olan bina ile dolu.
"Korkuyoruz, çünkü içeriden çoğu zaman yıkılma, dökülme sesleri geliyor. Bazı eski binalar yanıyor. İçeride yaşayan evsizler zarar görüyor.
"Bina parçaları dışarıda biz oyun oynarken üstümüze düşer diye korkuyoruz, çok tehlikeli."
Sanata ulaşımın çok pahalı ve uzak olduğundan yakınan çocuklar belediyelerden ücretsiz sanat kursları, ücretsiz sinema ve tiyatro gösterimleri, kütüphaneler, ücretsiz geziler ve müze ziyaretleri ve ücretsiz festivaller yapmalarını istediler:
"Bazen okula tiyatro geliyor ama o bile 5 lira. Eğer yanında parası yoksa arkadaşımız izleyemiyor. Ailesi yoksul olan arkadaşlarımız dışarıda kalıyor.
"Belediyeler zengin yoksul ayrımı yapmasın, tüm eğlencelere birlikte gidebilelim." (AÖ)