Enfeksiyonlarda geçen yıllara oranla belirgin artış olduğunu söyleyen hekimler, durumun kendilerini de şaşırttığını belirtirken, "Çocuklar iki aydır kırılıyor" diyor.
Solunum yolu hastalıklarında görülen bu artışın tam nedeni çözülemezken, bazı doktorlar bu kış, bahar gibi seyreden havaların etkili olduğu düşüncesinde.
Kayıt dışı hastalık!
İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü, solunum yolu enfeksiyonlarında artış gözlenmediğini açıklarken, bunun nedenini hastalıkların bildiriminin zorunlu olmamasına bağladı.
İl Sağlık Müdürlüğü'nde veri bulunmadığından hastalık boyutu ve nedenleri ortaya konamadı. Hastanelerin çocuk servislerinde çalışan doktorlar ise ciddi artış olduğunu söylüyor.
Uzmanların görüşleri şöyle:
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Haluk Çokuğraş:
"Özellikle viral ve solunum yolu hastalıklarında bu sene ciddi bir artış var. Her sene kış aylarında bu artış olurdu ancak bu sene çok daha belirgin. Kış aylarında yuva, kreş ve okula yeni başlamalar nedeniyle enfeksiyonlar artar. Bu sene o kadar üst üste geldi ki bazı okullarda hastalık nedeniyle sınıf mevcutları ciddi derecede azaldı.
Zatürree, astım krizi gibi bütün alt solunum yolu enfeksiyonlarında göreceli bir artış olduğu görülüyor. Gribal enfeksiyona pek benzemiyor bu. Hava koşulları ve kirliliğin yanı sıra kışın toplu alanlarda bulunma da hastalığı tetikliyor. Hastalanmamaya yönelik koruyucu önlemler almak gerekiyor. Özellikle çocuk hastalandığında yuva, kreş ve okula gönderilmemeli. Hastalandığında veya hastalık ortamlarında maske takılabilir.
Sadece solunum yoluyla bu hastalıklar geçmiyor. Öpüşme, tokalaşma gibi dokunmalar da bulaşmaya neden. O yüzden öpüşmemek, hastalık ortamlarından uzak durmak, özellikle elleri çok iyi yıkamak koruyucu olabilir. 48 saat süren yüksek ateş (39 dereceyi geçen), hırıltılı soluma, çocuğun uyumasını, beslenmesini ve sosyal aktivitesini etkileyen öksürük, çok hızlı nefes alıp verme gibi belirtiler olduğunda doktora danışılmalı".
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Nuran Salman:
"Solunum yolu enfeksiyonlarında göreceli bir artış var. Ancak bu hastalıkların verem, HIV gibi bildirimi zorunlu olmadığı ve kayıt sistemi kötü olduğu için sayısal olarak bu artışı destekleyemiyoruz. Araştırma yapılmadığı için bilinmiyor. Bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlarda artış gözlemliyoruz.
Bunun nedeni de gelişigüzel ve bilinçsiz antibiyotik kullanımı. Hastalık normal geçirilebilecekken daha kötü seyrediyor. Bir de alerjik krizler genellikle eylül, ekim aylarında başlardı. Bu sene aralıkta görüldü".
Acıbadem Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Aslı Sağlam:
"Bu sene çocuklarda uzun süreli öksürük ve üst solunum yolu hastalıklarına daha sık rastlıyoruz. Özellikle geçen aya kadar çok görüldüğünü söyleyebilirim. Bu ay biraz daha az var. Havaların dengesiz gitmesi de çocukları etkiliyor. Halsizlik, bitkinlik, ateş ve öksürükle görülüyor hastalık. Çocuktan çocuğa farklılık gösteren belirtiler bulunuyor.
Hasta kişilerle direkt temas etmemek, kalabalık ortamlardan uzak durmak ilk akla gelebilecek korunma yöntemi".
Memorial Hastanesi Pediatri Koordinatörü Dr. Seydi Battal Gölgeli:
"Kasıma kadar olan hasta sayısıyla aralık ve ocak ayları arasında yüzde 28'lik bir artış var. Bu artışın yüzde 90'ını üst solunum yolları enfeksiyonu, yani nezle, grip, faranjit, sinüzit oluşturuyor. Yüzde 10'u ise alt solunum yolu enfeksiyonu dediğimiz zatürree ve bronşit gibi hastalıklar. Hastalık tablosuna baktığımızda diğer yıllara oranla fazla bir fark yok".
Amerikan Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Arzu Özgeneci:
"Bu yıl diğer yıllara oranla hasta çocuk sayısında ciddi bir artış var. 10 yıllık hekimim ilk defa böyle bir şey görüyorum. Kasım-aralık aylarında çok fazla bronşit vakasına baktım. Ateş, kuru öksürük belirtisiyle bize getiriliyor çoçuklar. Akciğer filmi çektiğimizde bronşit olduğunu görüyoruz bu çocukların. Ben vaka sayısının artmasını iklim değişikliği ve hava kirliliğine bağlıyorum. Bu sene diğer kışlara göre bahar gibi geçiyor.
15-16 derecelerde seyreden hava sıcaklığı virüsler için elverişli ortam sağlıyor. Bu da hastalığın uzun sürmesine ve hasta sayısının artmasına neden oluyor. Çocuklar genetik açıdan alerjiye yatkınlarsa hastalığa daha çabuk yakalanıyor. Özellikle üç-dört günden fazla süren enfeksiyonlarda, uzun süren ve geçmeyen öksürüklerde doktora gidilmesini öneriyoruz. Aileler kendi kendilerine antibiyotik kullanmamalı.
Çünkü bilinçsiz antibiyotik kullanımı da beraberinde hastalık getiriyor, bünye bu ilaçlara karşı direnç geliştiriyor. Hastalanan çocuklar okula, kreşe gönderilmemeli. Bu da hastalığın yayılımını hızlandırıyor.
Şehir çocuklarının kaderi gibi oldu bu hastalıklar. O yüzden grip aşısı yapılmalı. Doktor uygun görürse zatürree aşısı da yapılabilir".
"Ellerinizi sık sık yıkayın"
Doktorlara göre bulaşıcı hastalıkları önlemenin birinci koşulu çevrede hasta kişi varsa onunla temas etmeyi önlemek. Hastanın maske kullanması başkalarına bulaşmayı önler. Evde hastalığa yakalanan biri varsa en kısa sürede tedavisi yapılmalı. Kış günlerinde öpüşme ve tokalaşmayı en aza indirmek gerekiyor. Temizliğe dikkat etmek, özellikle elleri yıkamak hastalıktan korumayı sağlayan önemli bir faktör. Elleri sık sık yıkamakla bulaşıcı hastalıkların yüzde 50'si önlenebiliyor.
Bol vitaminle daha güçlü bünye
C vitamini açısından zengin olan portakal, kivi, mandalina, greyfurt, yeşil yapraklı sebzeler ve protein ağırlıklı beslenmek koruyuculuk sağlar. Eylül, ekim aylarında grip aşısı yapılması kışı hastalıklardan olabildiğince uzak geçirmeye yardımcı. Ayrıca bütün bebeklik ve çocukluk çağı aşılarının yapılması gerekiyor. Gelişigüzel antibiyotik kullanılmamalı. Gereksiz antibiyotik kullanımı vücudun direnç kazanmasına ve hastalıkların daha ağır geçirilmesine neden oluyor.(EÜ)