Oysa, bianet'in daha önce görüştüğü çocuk hakları savunucuları parmak izli denetimin çocuk haklarının ihlali olduğunu söylemiş, hukukçular da kimsenin parmak izi vermek zorunda olmadığını belirtmişlerdi.
Halkla ilişkiler bülteni savları, gerekçe oluyor
Çallı, sistemin yararlarını, üreticisi Yüce Bilgi Sistemleri'nin halkla ilişkiler bülteninde kullanılan savlarla savundu; öğrencilerin okula geliş gidiş saatlerinin izlenebileceğini, velilerin, çocuklarının yemekhane ya da kantinde yemesini istemediği yiyecek ve içecekleri buralara konulacak parmak izi okuyucular sayesinde sınırlayabileceklerini söyledi.
"Kimse parmak izi vermek zorunda değil"
İzmir Barosu avukatlarından Ali Koç'sa, geçen yıl sonunda bianet'in gündeme getirdiği sistemle ilgili, "İnsanlar bu tür bilgilerini vermek zorunda değil. Bu, işe ya da okula devam için bir zorunluluk değil. Benim önerim, bilgilerini vermesinler ve hukuki girişimde bulunsunlar" demişti.
"Savcılıklar suç duyurusunda resen işlem yapmak durumunda. Yani kişilerin takip etmeleri gerekmiyor. Bulundukları barolara başvururlarsa kendilerine ücretsiz avukat da sağlanacaktır."
"Kurum parmak izine zorlayamaz"
Ali Koç, "Bu işlemleri yapanlar hakkında kişisel verilerin hukuka aykırı toplandığı gerekçesiyle suç duyurusu yapılabilir"demişti.
"Böylece hem kayıtlar imha edilir hem de işlem yapanlar hakkında ceza davası açılır; büyük olasılıkla da mahkum olurlar."
Koç, kurumların kişileri bu bilgileri vermeye zorlaması halinde ikinci bir dava açılabileceğini söylüyor:
"Hukuka aykırı bir iş yapıp buna bir de yaptırım uygularlarsa, kişinin tazminat hakkı da doğar."
İstanbul Barosu avukatlarından Hilmiye Arslan da "Okulda, çocuklar adına veliler karar verebilir. Veliler izin vermediği sürece okulların çocukların parmak izi alma hakkı yok. Bir de yaptırım uygulanırsa, kişinin mağduriyeti doğar" demişti.
Çocuk haklarının ihlali
Çocuk Hakları Koalisyonu Koordinatörü Doç. Dr. Serdar Değirmencioğlu, çocukların okullarda parmak izleri üzerinden izlenmesi ve denetlenmesinin, çocukların katılım hakkının ihlali olduğunu söylemişti.
Uygulamaya itiraz edecek anne babaların, Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne dayanarak okulla tartışmalarını ve birlikte iptal ettirmelerini önermişti.
"Çocukların neyi, nasıl yapacağı başkaları tarafından kararlaştırılıyor. Anne baba odaklı bir sistem bu.
"Böylece çocukların en temel haklarından katılım hakkını dışarıda bırakıyor. Çocuklar ikna oldukları için değil, alamadıkları için asitli içecek alamıyorlar. Bu durum yasaklananı daha da çekici hale getirebilir."
Değirmencioğlu, Sistemin George Orwell'ın 1984 romanını çağrıştırdığını da söylemişti.
" "Nerede, ne yapacağımı birileri denetliyor. Nerede, ne kadar zaman geçirdiğim sürekli izlenecek.
"Oysa, bütün araştırmalar ve demokrasi pratikleri, insanların denetledikleri sürece bir şey öğrenmediğini gösteriyor. Bireylerin kendi kararlarını vermeleri ve daha iyi karar vermeleri esastır. Eğitim de daha iyi karar verebilen bireylerin ortaya çıkmasını sağlamalı. Bu taban tabana zıt bir yaklaşım."
Veriler paylaşılırsa suç ağırlaşıyor
"Bence bu tür verileri toplayanlar, kim olursa olsun, yeni Ceza Yasası'nın (TCK) 'kişisel verilerin hukuka aykırı elde edilmesine ilişkin hükümlerini' ihlal ediyorlar."
Okullarda ve işyerlerinde kullanılan parmak izi temelli sistemlerin hepsi, bir başka kurum tarafından kurulup yapılandırılıyor. Kısacası, sistemi kuran teknoloji şirketleri, isterlerse, bu verilere erişebilir ve derleyebilir durumda.
Ali Koç, "Bu verileri üçüncü şahısların kullanımına açma, yani alenileştirme halinde, TCK'ye göre, suçun nitelikli hali oluşuyor. Bu durumda ceza ağırlaşır" demişti. (TK)