Gerçekleştirdiği "hak haberciliği" faaliyeti sırasında çocuklara özel bir önem veren BİA'da bununla ilgili birkaç noktaya değinmek benim için de bir görev.
Bunlardan ilki Sosyal Pediatri Derneği tarafından 24 Ocak 2007'de Ankara Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesinde gerçekleştirilen "Basın-Yayında Çocuk Sağlığı" konulu sempozyumun sonunda yayımlanan sonuç bildirgesi.
İkincisi ise uzun yıllardır çocukluk çağında görülen diabet (şeker) hastalığıyla uğraşan arkadaşım Prof. Dr. Şükrü Hatun'un "çocukları akıllı kılan" bir "gıda(?)"yla ilgili yazısı, daha doğrusu uyarısı.
Sosyal Pediatri Derneği özet olarak "çocuklar reklam malzemesi olarak kullanılmasın" diyor ve Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nu (RTÜK) uyararak bu konudaki yasanın daha işler duruma getirilmesini ve gerekli değişikliklerin ivedilikle yapılmasını istiyor. Bu bildirgeyi herkes kendisi için bir "rehber" saymalı.
Amacını "çocukların ve gençlerin sağlığını korumak için neler yapılmasını ortaya koymak" olarak belirledikleri sempozyumun sonuç bildirgesinde ana hatlarıyla şu noktalara dikkat çekiliyor:
RTÜK, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Reklâm Özdenetim Kurulu, Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı'na yönelik olarak;
* İnternet ve televizyon kanallarının kullanımı konusunda ulusal güvenlik duvarı oluşturmalıdır.
* Okullarda medya eğitimi yer almalıdır.
* Anne sütü yerine kullanılan ürünlerin, reklâmları yasaklanmalıdır. Bunun için Dünya Sağlık Örgütü tarafından hazırlanan ve ülkemizin de imzalamış olduğu uluslar arası yasa ve Umumi Hıfzısıhha Kanunu gibi mevcut kanunlar göz önüne alınarak gerekli yaptırımlarda bulunulmalıdır.
* Çocuk sağlığını ilgilendiren konularda reklâm yapılmamalıdır.
* Reklâmlar şiddet, tüketim sömürüsü, duygusal ya da cinsel istismar içermemelidir.
* Çocuklar reklâm malzemesi olarak kullanılmamalıdır.
* Video oyunlarında insan ve diğer yaşayan hedefler yer almamalı, ölüm için ödül puanı verilmemelidir.
* Şiddet içeren video oyunları yasaklanmalıdır.
Bunlar çok net ve haklı istekler. Yalnız bizde bu işlerin bir otorite, özellikle de "devlet otoritesi" aracılığıyla yapılması genellikle özgürlüklerin kısıtlanması anlamına gelebiliyor.
Buradaki güvenlik "sübabı" da bence bu alanın sivil örgütleri ve yasal hak arama mekanizmalarıdır. Dolayısıyla bu işlerin ne olacağına ve nasıl yapılacağına karar verecek grubun içine yalnız resmi devlet kurumları değil, "bu alanların sivil örgütleri"yle, bu konularda çalışan kesimlerin de "örgütleri" aracılığıyla katılmaları gereklidir.
Bildirgede "Çocuk sağlığı ve çocuk eğitimi alanında çalışanlar"ın da yapmaları ve dikkat etmeleri gereken konular sıralanmış; şöyle deniliyor:
* Basının çocuk ve ergenlerin fiziksel ve zihinsel sağlığı üzerindeki büyük ve yayılmacı etkisinin farkında olmalıdırlar
* Çocuk sağlığı izlemleri sırasında medya öyküsünü özellikle sorgulamalı ve aileler için aşağıda belirtilen önerileri iletmelidirler.
* Ailelere 'Büyükler çocuklara zarar veren şeyleri satın almaz ve kullanmazsa bunların üretiminin de mutlaka ortadan kalkacağı' iletisini vermelidirler.
Sosyal Pediatri Derneği yayınladığı bildirgede diğer kesimlerin yanında "topluma ve bireyler"e de yönelerek, onların da yapmaları gerekenleri ortaya koyuyor.
Buna göre "aileler ve çocuk bakımından sorumlu kişiler" de şunları yerine getirmeli:
* Çocuğa iki yaşından önce televizyon izletmemeli ve televizyon bebek bakıcısı olarak kullanılmamalıdır.
* Bebeklerin beyin gelişimi için televizyondan gelen mekanik ve edilgen uyarı yerine temel bakım veren kişi (anne, bakıcı vs) çocukla göz teması kurarak konuşmalı, oyunlar oynamalı, şarkı söylemeli ve birlikte kitap okumalıdır.
* Televizyon programları çocuk ya da ergen ile birlikte izlenmeli ve içeriğin olumlu ve olumsuz yönleri birlikte tartışılmalı ve gerçek yaşamda olamayacak yönler anlatılmalıdır.
* Ana babalar kendi medya seçimleri ile çocukları için iyi bir örnek olmalıdırlar.
* Çocukların fiziksel etkinlikleri, arkadaşları ile grup oyunları desteklenmeli ve bunların yapılabileceği ortamlar sağlanmalıdır.
* Ana babalar da televizyon izlemek yerine kitap okuyarak, müzik dinleyerek, aile içinde hep birlikte oynanabilecek oyunlar bularak çocuklara örnek olmalıdırlar.
* Anne ev işleri ile uğraşırken çocuğu da televizyon karşısında oyalamaya çalışmamalı, gerektiğinde mutfakta kendisine ufak yardımlar yapmasını desteklemeli ve istemelidir.
* Çocuğa bakan kişiler televizyon izleme süresi ve seçilecek programlar konusunda fikir birliğine varmalı, kararlı ve tutarlı davranmalıdırlar.
* Çocuk bulunan evde müzik dinlemek amacıyla da olsa televizyon sürekli açık tutulmamalıdır.
* Çocuğun reklâmlarda görerek istediği ama ona uygun olmayan şeylerin neden uygun olmadığı ve alınamayacağı çocuğa açıklanmalı, almama konusunda kararlı ve tutarlı olunmalıdır.
* Çocukların yatak odalarında televizyon ve bilgisayar bulundurulmamalıdır.
* Medyada çocuk gelişimine zararlı etkisi olacak bir program görüldüğünde mutlaka Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'na (RTÜK) bildirilmelidir. Bu bir reklâm ise www.sanayi.gov.tr adresinden Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Reklâm Özdenetim Kuruluna da başvurulmalıdır.
Tabii ki bu bildirgenin asıl muhatabı "Basın yayın kuruluşları"dır. Onlardan istenenler ise şunlar:
* Çocukları ve gençleri koruma ilkelerini belirlemeli ve açıklamalıdır.
* Kamuyu bilinçlendirme görevlerini yerine getirmelidir.
* Çocukların dil gelişimine etkisi göz önüne alınarak Türkçe Dilinin özenli ve güzel kullanılmasına dikkat etmelidir.
* Çocuk sağlığına katkı yapmalı ve bu amaçla konunun uzmanlarından oluşacak bir uygulama grubu oluşturmalıdır.
* Çatışmaların çözümünde şiddetin normal bir davranış olarak algılanabileceği ve silah taşımanın abartıldığı görüntülerden kaçınmalıdır.
* Şiddetin komik, cinsellik ile birlikte, eğlenceli ya da önemsizmiş gibi gösterildiği her hangi bir durumdan kaçınmalıdır.
* Eğer şiddet kullanılacaksa da ciddi drama içinde suçluların cezalandırıldığı vurgulanmalıdır.
* Akıllı işaretlerin kullanımına özen göstermeli: 7+ simgesi konarak her program her saatte yayınlanmamalı, programların içeriklerinin işaretlere uygunluğu uzmanlardan oluşan bir kurul tarafından denetlenmelidir. Geç saatlerde yayınlanacak olan çocuklar için uygun olmayan filmlerin bölümleri erken saatlerde kanallarda yer almamalıdır. (MS/EÜ)
** Sürecek