Çocuk işçi ölümleriyle birlikte gündeme gelen Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) yıl boyunca eleştirilerin odağında yer aldı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Hanehalkı İşgücü Araştırması 2024 yılı sonuçlarına göre, 15-17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma oranı %24,9. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin (İSİG) yaptığı araştırmaya göre, bu yıl bilinen 91 çocuk işçi çalıştırılırken öldü. Eğitim Reformu Girişimi'nin "Eğitim İzleme Raporu 2025" bulgularına göre ise, 15-17 yaş grubundaki çocukların yüzde 24,9’u yani her dört çocuktan biri işgücüne katılıyor. Çocuk işçiliği bu verilerin yanı sıra saha çalışmaları ile de karşımıza çok boyutlu şekilde çıkıyor.

MESEM: Çocukların eğitim adı altında işçileştirilmesi
MESEM programının daha görünür olmasının sebeplerini ve çocukların işçileştirilmesinin diğer alanlardaki görünmeyen yönlerini İSİG Meclisi’nden Murat Çakır ile konuştuk.
“MESEM eleştirisinin kolektif şekilde örülmesi için mücadele veriyoruz”
MESEM’lerin çocuk iş cinayetlerini görünür kılmasının sebepleri nelerdir?
"Gündeme gelmesinin nesnel ve öznel olarak iki nedeni var. Birinci olarak MESEM’ lerin 2016 yılından sonra Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bünyesinde mesleki eğitimin içine alınması ve eskiden işyerlerinde ‘çırak’ olarak bildiğimiz çocukların ‘öğrenci’ adı altında çalıştırılması. En son Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in açıklamasına göre, 420 bin MESEM’li çocuk var. Yine Mesleki Teknik Anadolu Liseleri (MTAL)’lardan MESEM’e yönlendirmelerin yoğunlaştı. Bunun sonucunda hepimizin ailesinde veya çevresinde veya gittiğimiz her yerde MESEM adı altında çalıştırılan çocuklara rastlamamız mümkün. Bu ‘kitlesel işçilik’ nesnel nedeni oluşturuyor. Ancak bu durumun farkına varmamızı sağlayan ise MESEM’li çocukların çalışırken ölmesi.


20 KASIM DÜNYA ÇOCUK HAKLARI GÜNÜ
16 yaşındaki MESEM öğrencisi anlatıyor: Isınmak için sobaya yağ döküp, çöp yakıyoruz
Bu ölümleri 2023 yılının Eylül ayından itibaren öne çıkarmaya başladık ve MESEM eleştirisinin kolektif-anonim bir şekilde örülmesi için mücadele veriyoruz. Böylece gidilen bir AVM’ye, oto kaportacıya, atölyeye, inşaata farklı gözle bakılmasını sağladık zira burada çocuklar hep çalışıyordu ancak bu süreç sonunda farkına varıldı.
“Her şehirde her ana caddede çalışan çocuklar var”
MESEM öncesindeki çocuk işçiliğini anlatabilir misiniz? MESEM’ler dışındaki çocuk işçiliği alanları nelerdir?
"MESEM=Çocuk İşçiliğin Tamamı’ demek değil. Bu bir biçim ve ‘eğitim’ adıyla devlet yönlendirmesiyle yapıldığı ve çocuk işçiliğin en kötü biçimlerinden biri olduğu için öne çıkması normal. Ancak MESEM evveli de Çıraklık Eğitimi Merkezleri vardı ve yine çocuklar çırak adı altında çalışıyordu. Diğer yandan tarım sektöründe; mevsimlik işçi, gezici mevsimlik işçi (tarımda en kötü çalışma biçimi), bulunduğu bölgede çalışan tarla işçisi, çoban, besi çiftliği işçisi, orman işçisi, balıkçı ve çiftçiler olmak üzere çocukların birçok farklı çalışma biçimi bulunuyor."
"İnşaat sektöründe; sıvacı, duvarcı, ortacı gibi çırak ve kalfa adıyla çalışan ama iş yükü bakımından yetişkinlerle aynı şekilde çalışan genellikle ailenin diğer üyeleriyle ya da akrabalarıyla gelen çocuklar var. Yine hizmet sektöründe; son dönemde özellikle moto kurye olan, AVM’lerdeki her dükkanda, yemek satılan her yerde satışta veya mutfakta yer alan, ayrıca sokakta; ayakkabı boyacılığı, seyyar satıcılık, araba camı silme, atık toplama gibi işlerde çalışan; her şehirde her ana caddede çalışan çocuklar var."
"Ayrıca sanayi sektöründe; merdiven altı işyerlerinde, atölyelerde, eskiden büyük kentlerde iken şimdi Anadolu kentlerinin tamamına yayılan organize sanayi bölgelerinde (OSB), metalde, deride, kimyada, ağaçta çalışan çocuklar var ve içlerinde kayıt dışı olanlar da var. Tarihsel olarak baktığımızda da Osmanlı’dan beri çocuk işçiliği var. Cumhuriyet ile birlikte ağırlıkla tarımda olan çocuk emeği 1930’lardan başlayarak kentlerde de var oluyor ve 1970’lerle birlikte artıyor. Ancak çocuk işçiliğinin bugün bu kadar gündeme gelmesi son 20 yıldaki eğitim ve ekonomi politikalarının bir sonucudur. Şu an çocuk işçiliğinin kitleselleşmesinin sonuçlarını tartışıyoruz."
“Bir sonuç olarak iş cinayetleri öne çıktığı için bütün resim geri planda kalıyor”
Biz genel olarak sanayide çalıştırılan çocuklar üzerinden MESEM’leri görüyoruz. MESEM içerisindeki diğer alanlar ve buradaki çocuk hakkı ihlalleri nerelerdir?
"MESEM uygulaması, çocukların haftada bir okula diğer dört günü işyerine gittiği, ‘mesleği işçilik yaparak öğrendiği’, her türlü şiddete; iş cinayeti, yaralanma, hastalık, taciz, dayak vs. maruz kalabildiği, denetimi yapılmayan, kuralsız bir işçileştirme biçimidir. Çocuk işçiliğinin kitleselleştirilmesinin bir biçimi olan MESEM uygulamasında ‘bir sonuç olarak ölümler’ MESEM’in gündem olmasını sağladı. Emek hareketinin de sadece ölümlere değil bizzat bu işçileştirme politikasına ve görüntülerine karşı bir bütünsel mücadele vermesi gerekiyor."
"MESEM’li çocuk işçilerin ölümleri metal, ağaç, elektrik, inşaat gibi işkollarında yoğunlaşıyor. Çünkü bu işyerleri tehlikeli-çok tehlikeli işyerleri ve genel olarak da iş cinayetlerinin yoğunlaştıkları işkolları. MESEM’in sayfasını incelediğinizde çocukların her işkolunda çalıştığını görebilirsiniz; kuaförlükten garsonluğa, otel çalışanından bilgisayar programcılığına vb. Bir sonuç olarak iş cinayetleri öne çıktığı için bütün resim geri planda kalıyor. Oysa işyerlerinde işçi olarak çalıştırılmanın eğitim adıyla yapılması, 4-5-6 gün 8 ila 12 saat çalıştırma, asgari ücretin üçte birini ya da yarısını alarak ücret sömürüsü, bedenine uygun olmayan çalışma sonucu uzun vadede ortaya çıkacak hastalıklar, beslenme-ısınma-ulaşım sorunları gibi birçok gündeme getirilmesi gereken mücadele başlığı var."

ANADİLİNDE ÇOCUK SESLERİ
"Siz bu yazıyı Çocuk Hakları Günü’nde okurken, ben bir günümü 200 TL’ye satmış olacağım"
“Kentlerdeki çocuk işçilerin ölümleri temas noktamızda”
“Çocuk işçiliğinin kentleşmesi” ve “çocuk ölümlerinin kentleşmesi” kavramlarını açıklayabilir misiniz?
"Tarım işçisi çocuklar görünmez kılınır. Yaşadıkları şehirden çalıştıkları şehre giderken ya da tarlaya götürülürken devrilen minibüsler, traktörler trafik kazası olarak habere konu olur. Hijyen koşulları olmadan yaşarken ve 40-50 derece sıcakta çalışırken serinlemek için girdikleri dere veya su kanallarındaki ölümleri boğulma olarak yansır. Zaten kent kırı görmezken ayrıca bir de görünmez kılınma politikaları, tarımdaki çocuk işçi ölümlerini algılamamızı zorlaştırır. Ancak kentlerdeki çocuk işçilerin ölümleri temas noktamızdadır."
"Çocuk işçiliğinin kentleşmesinin sebepleri; yoksullaştırma politikalarının kentlerde yaşamayı zorlaştırması ve aile üyelerinin tamamının işçileşmesi, 4+4+4, MESEM ve eğitimin paralılaştırılması gibi politikalar çocukları işçileştirmesidir. Yine ek olarak tüm Anadolu kentlerine yayılan OSB’lerde çocuk işçiliği mekânlarıdır. Tarım işçisi çocuk ölümleri devam ediyor ve işkolu olarak ilk sırada ama ölümler içindeki oranı yüzde 55-60 civarından yüzde 30-35 civarına düştü. Yani tersinden söylersek kentlerdeki çocuk işçi ölümleri oranı yüzde 40-45’ten yüzde 65-70’e yükseldi."
(ÇTY/NÖ)







