Fotoğraf: AA
Depremden kaynaklı tarifi imkânsız üzüntüler yaşayan çocuklara acıma duygusu ile yaklaşılmaması gerektiğini belirten çocuk kitapları yazarı ve avukat Güzin Öztürk, "Sessiz kitaplar, çizgi romanlar, resimli kitaplar, onların rahatça okuyabileceği kısa mizah, dayanışma ve cesaret öyküleri veya romanları tercih edilebilir" dedi.
Depremden kaynaklı hem yetişkinlerde hem de çocukların büyük bir kısmında travma sonrası stres bozukluğu belirtilerine dair uzmanlar yaygın bir şekilde uyarılarda bulunuyor ve bu durumdaki insanlara psiko-sosyal desteklerin kesintisiz verilmesini öneriyor.
Özelikle sosyal medya ve bir takım yazılı, görsel, işitsel ana akım medyanın çocuklarda travmayı tetikleyici haberler yapması da sıklıkla eleştiri konusu oluyor.
Tüm bu süreçlerde yaşanan ve yaşanmaya açık hatalara ilişkin soruları çocuk kitapları yazarı ve çocuk hakları alanında çalışma yürüten avukat Güzin Öztürk'e sorduk.
Dijital ayak izi
Deprem dolayısıyla çocuğun mahremiyet hakkı ihlal eden haberler, kampanyalar, görsellere tanıklık ettik. Bu türden yaklaşımlar özelikle hangi yaş gruplarında ne tür sonuçlar doğuruyor?
Depremin paylaşılan fotoğrafları ve videolarının çocuklar üzerindeki uzun vadeli etkileri üzerine düşünülmedi. Psikolojik izlerin yanında sosyal medya paylaşımları, haberler, videolar, fotoğraflar da dijital ayak izleri bırakıyor. Dijital ayak izi ise hem çocuk hem de yakınları açısından yaşadıkları travmayı hatırlatıcı bir etki yaratıyor. Bu ise açıkça çocukların unutulma hakkının ihlali anlamına geliyor. Peki, nedir unutulma hakkı? Unutulma hakkı, bireyin dijital ortamda yer alan kişisel verilerinin çeşitli sebeplere bağlı olarak silinmesini ve daha fazla yayılmasının önlenmesini talep etme hakkı olarak tanımlanabilir.
Çocuğun kişisel verilerinin istem ve kontrol dışında sosyal medyaya yüklenmiş olması ya da geçmişte izin verildiyse bile bu iznin geri çekilmiş olması, kişisel veriler sosyal medyaya yüklendiği sırada çocuğun bunun sonuçlarını tam olarak idrak edemeyecek pozisyonda olması, çocuğun kişisel verilerin işlenmesinden doğan risk, sonuç ve koruma mekanizmalarından daha az haberdar olması onların unutulma hakkının ihlali sonucunu doğurur.
Deprem nedeniyle çoğu çocuğun refakatsiz kaldığı da dikkate alındığında, unutulma hakkının en temel kişilik haklarından olduğunu ve çocuk görseli veya videosu paylaşımının bu hakkın ihlali anlamına geleceği göz ardı edilmemeli.
Acıları hatırlatıcı unsurlar
Pek çok kitap kampanyası düzenlendi. Ancak aralarında çocukların deprem korkusunu da tetikleyecek kimi kitapların da dağıtıldığını gördük. Bu tür durumlarda nelere dikkat etmeliyiz, kitap seçimimiz nasıl olmalı?
Sivil toplum kuruluşlarının ve yayınevlerinin, çocukların acısını, üzüntüsünü sağaltmak için çaba göstermesi çok anlamlı. Bu anlamda, Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ve Marmara Üniversitesi Bilgi Belge Yönetimi paydaşlığında, Gaziantep, Nurdağı ve Islahiye'de Sahra Çocuk Kütüphanesi kurmak için çalışmalarına devam ediyor. Burada, derneğin önem verdiği konulardan biri de kitapların veya kitapla yapılan etkinliklerin, onların acılarını hatırlatıcı unsurlar taşımaması gerektiği.
Çocukların depremin etkisinden biraz olsun uzaklaşabileceği, kendilerini ifade edebileceği, güvende hissedebilecekleri ve afet ortamında sığınabilecekleri bir müdahale merkezi olacak bu kütüphanelerde, çocukların acil psikolojik ilk yardımlarına da destek olunması amaçlanıyor. Öncelik, her zaman çocukların üstün yararı olmalı. Sessiz kitaplar, çizgi romanlar, resimli kitaplar, onların rahatça okuyabileceği kısa öyküler, mizah romanları veya öyküleri, dayanışma ve cesaret öyküleri veya romanları tercih edilebilir.
Cesaret aşılayan kitaplar
Özelikle okul yönetimlerine ve öğretmenlere okutulacak (empati, dayanışma) yayınlar hakkında tavsiyeniz nedir? Hangi içerikteki kitaplara öncelik verilmeli?
Çocukların dil ve anlam evreninde etkileri olacak nitelikli edebiyat eserlerinin peşinde olan okullar ve öğretmenler, çocukların yaşam boyu okur olabilmeleri açısından önemli rollere sahiptir. Dayanışma ve empati duygularını güçlendirecek kitaplar, cesaret aşılayan kitaplar önemli. Ancak öncelikli olan, öğretici olmaktan uzak, iyi edebiyat eserlerinin okurda bir tat bırakmasıdır.
Bir edebi eserin okuruna bir şey öğretmesi gerekmez ancak eser; kurgusu, karakterlerin gerçekçiliği, dili, anlatımı ile okura okuma keyfini yaşatırken onda iz de bırakabilir, başka kültürlerle tanıştırabilir. Çocukların öğrenme sürecine katkı koymak isteyen okul yönetimi veya öğretmenlerin başvurabilecekleri kurgu dışı çocuk kitapları da var.
Bu tür zamanlarda kitap okumanın faydaları nelerdir, bir tür rehabilite görevi görür mü?
Çocuk kitapları, oyunlar, oyuncaklar, arkadaşlar, çocukların iyileşmesi ve rutinlerine dönebilmesi açısından önemlidir. Sanatın iyileştirici, değiştirici gücü elbette yadsınamaz. Bir çocuk, heyecan ve macera dolu bir kitapta, kahraman ile birlikte maceradan maceraya koşarken veya iyilik, dayanışma ve sevgi ile örülü bir kitapta kendini kahramanın yerine koyarken, güvenli ve sevgi dolu bir ortamda bulunmaya yakın hisler yaşayacaktır diye düşünüyorum.
Güzin Öztürk hakkında
Kütahya'da doğdu. Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu. 2015 yılında ilk romanı "Kuş Olsam Evime Uçsam" ile Tudem Edebiyat Birincilik Ödülü'nü aldı. "Savaştan Kaçan Ağaç" kitabı ise Hanulim Kids Publishing tarafından Koreli çocuklara ulaştı. 2022'de İstanbul Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü Lisans eğitimini tamamladı. İzmir'de yaşıyor, avukatlık yapmaya ve çocuklar için yazmaya devam ediyor. Çocuk edebiyatına, çocuk haklarına ilgi duyuyor.
(SYZ/AÖ)