Cezaevlerindeki çocuklar için iki ayrı dünya var: İçeridekiler ve dışarıdakiler... Bu iki dünyayı buluşturmaya çalışan üç aylık hapishane ve edebiyat dergisi Mahsus Mahal bu ayki sayısını TMK kapsamında tutuklanan çocuklara ayırdı. "Haydi Çocuklar Hapishaneye" başlığıyla yayımlanan derginin giriş yazısı aslında konunun özeti:
"TMK mağduru çocuklar, gelecekle aramıza gerilen kapkara bir duvarın arkasında büyüyorlar. Orada, o duvarların ardında geleceğimizi, güzel mutlu günlere dair düşlerimizi ve umutlarımızı kemiren karanlığa çeviriyoruz bakışlarımızı. Devlet dersinde öldürülen ve tutuklanan çocukları konuşuyoruz. Bitiremediğimiz bu savaşın en büyük kurbanlarını içeride tutarak, onları hiç hak etmedikleri bir vicdansızlıkla ağır şekilde cezalandırarak, onların çığlıklarına sağır kalarak kendi geleceğimizi kararttığımızı bilmeden savaş çocuklarını daha büyük yıkımlara hazırlanıyoruz..."
Derginin Genel Yayın Yönetmeni Aytekin Yılmaz, "Dışarıdan içeriye, içeriden dışarıya bir köprü kurmak" amacıyla böyle bir dergi çıkardıklarını belirterek, "Bu dışarıdakiler için popüler olmayan ya da estetik olmayan bir konu olsa da biz içerideki yazanlarla dışarıda yazan profesyonelleri bir araya getirmenin, onların sesini duyurmanın iyi bir fikir olduğunu düşündük" diyor.
10 yılını cezaevinde geçiren Yılmaz, dergiyle aynı adı taşıyan dernekleri aracılığıyla da hem cezaevi koşullarının iyileştirilmesi hem de tahliye olanlara destek sağlamak için çalıştıklarını anlattı. Yılmaz'ınterör suçlarıyla yargılanan çocuklar konusuna yaklaşımı ise şöyle:
"Biz çocukların hepsinin dışarıda olmasını ve çocukluklarını yaşamasını istiyoruz. Ancak var olan bölge sorunu çözüme ulaşmadıkça bu mümkün olabilecek gibi gözükmüyor. Düşünün her gün mahallelerine ölüler geliyor, güvenlik kuvvetlerinin baskısı altında yaşıyorlar ve dağdakilerin çoğu da akrabaları ya da yakınları. Böylesi bir şiddet ortamında yaşayan çocuklardan politik olmamaları kısaca taş atmamaları beklenemez. Doğal olarak böyle bir tepki veriyorlar. Onları cezalandırmadan önce sorunun nedenlerini anlamaya çalışmalıyız. Yoksa oyuncak vermekle çocuğun elinden taşı alamazsınız."
3 bin çocuk
2006 -2007 yıllarında 917 çocuk yargılandı, bunlardan 208'i mahkûm oldu, yalnızca 91'i beraat etti. 2008-2009 yılları için ise kesin sayı vermemekle birlikte 3 bine yakın çocuğun soruşturma ve kovuşturma aşamalarında TMK mağduru edildiği, bunların 300 kadarının tutuklandığı tahmin ediliyor.
Diyarbakır cezaevinde kalan TMK mağduru çocuklardan K. A., yazdığı mektubunda, şunları söylüyor:
"... Çocuk yok bu topraklarda. Yaşadığımız acılar, baskılar, işkenceler daha küçük yaştayken yetişkin olmamızı sağladı. Bir çocuğun en doğal hareketi oyuncakla oynamaktır ancak biz oyuncak istediğimizde üzerimize yağmur gibi oyuncak yağdı oyuncaklarımız da herkesinkinden daha farklıydı, bizimki duman çıkarıyordu yani biber gazları. Oyun oynamak istediğimizde ise şefkatli eller acımasızca dipçikledi."
K.A. mektubunun ilerleyen kısımlarında cezaevinde yaşadığı doktor, revir ve aramalar ile ilgili sıkıntıları anlatıyor. Ve de "yemeklerden çıkan toplu iğne, ip, uzun inşaat çivisi gibi yabancı maddeleri" şikayet ettiklerinde idareden aldıkları yanıtı: "Burası cezaevi böyle şeyler normaldir, büyütmeyin."(BT)