İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Birimi tarafından düzenlenen "Değişen Dünyada Büyümek: Çocukların Gözünden Dijital Dünya, İklim Krizi ve Pandemi" başlıklı etkinlikte çocuklar ve gençler bir araya geldi.
Etkinlikte çocuklar, birer birey olarak hızla değişen dünyada bu değişimlerden nasıl etkilendiklerini, yetişkinlerin yaklaşımlarına dair neler düşündüklerini ve kendilerini nasıl hissettiklerini anlattı.
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin "her çocuk yaşama ve gelişme hakkına sahip" maddesinden hareketle düzenlenen etkinlikte şu sorulara yanıt arandı:
Çocukların mutlu ve sağlıklı yaşamaları ve büyümeleri için nelere ihtiyaçları var? İklim krizi, pandemi ve dijitalleşmeyle beraber değişen dünyanın koşulları çocukları nasıl etkiliyor?
"İklim krizi eşitsizlikleri derinleştiriyor"
Burcu Meltem Arık'ın moderatörlüğünü yaptığı oturumda, çocuklar ve gençler iklim krizinin boyutlarını ve karar alıcılardan beklentilerini açıkladılar.
Mehmet Efe Dağlı: "Gelişmiş bir medeniyet inşa etmeyi başardık ancak bunun getirdiği bazı sorumluluklar var ve insanlık olarak bu sorumlulukları almak zorundayız. Tüm bilimsel veriler, içinde bulunduğumuz iklim krizinin insanlığın başına gelmiş en büyük kriz olduğunu gösteriyor."
Elif Sarah Hearn: "İklim krizi sadece doğal hayatı değil, ekonomiyi ve siyaseti etkiliyor, eşitsizlikleri derinleştiriyor. Ancak maalesef karar alıcılar bu konuda aksiyona geçmekte çok geç kalıyorlar ve durumun aciliyetini anlayamıyorlar. Tek bir kişiye bile etki ederek bir değişim yaratılabileceğini düşünüyorum. Yetişkinlerin bizi birey olarak kabul etmelerini ve sesimizi duymalarını istiyorum."
Melisa Akkuş: "Karar alıcıları harekete geçirme noktasında bireyler olarak bize de önemli görevler düşüyor. İnanıyorum ki örgütlenirsek iklim kriziyle mücadelede somut adımlar atılabilir. Atılacak adımlar sadece gençler için değil, hepimiz için gençlerle birlikte atılmalı. Çünkü biz her yerdeyiz."
Resul Hüseynzade: "Biz gençler olarak iklim kriziyle birlikte ne kadar büyük çaplı bir yok oluşun yaşandığının farkındayız. Umuyoruz ki yetişkinler de sesimizi duydukça empati yapacaklar ve bu hareketin bir parçası olacaklar."
Çocuk ve mahremiyet
BİLGİ Çocuk Çalışmaları Birimi'nden Gözde Durmuş'un moderatörlüğünde gerçekleşen "Dijital Dünyada Büyümek" başlıklı oturumda ise söz alan gençlerden Ayaz Yaç, dijital dünyada belli mecralar için yaş sınırının olmasının çocuklar için iyi olacağını belirtti. Özellikle uygulamalarda verilerin ve seslerin takip edilmesinin çocukların mahremiyetini ihlal ettiğini söyledi.
Elif Altınel ise sosyal mecralardaki yaş sınırlaması konusunda 16 yaş altı çocuklar için hazırlanan "çocuk" başlıklı içeriklerin çok daha küçük yaş çocuklar düşünerek hazırlandığına, kendi yaşıtlarının sevebileceği içeriklerin az olduğuna ve hepsinin çizgi filmlerden oluştuğuna dikkati çekti. Her çocuğun farklı olduğuna ve farklı içeriklerden hoşlandığını ekledi.
(AÖ)