Yeni TCK'nın oluşturulmasından bir süre önce İstanbul Barosu'nda yeni yasanın "çocuk adalet sistemi" açısından değerlendirilmesi ve gerekli değişikliklerin yapılması için çalışmaların başladığını söyleyen Gürler, geçtiğimiz ay İstanbul'da yapılan bir toplantıda CMUK ve CİK ile ilgili eleştirilerin de derlendiğini belirtiyor.
Birçok hukukçu ve akademisyenin konuşmacı olarak katıldığı toplantının sonuç bildirgesinde CMUK Tasarısı'nda çocukların yargılanma sırasında en az etkilenmelerini sağlayacak düzenlemelerin oluşturulması gerektiği belirtiliyor.
Çocukların yalnızca çocuk polisi ile muhatap olması gerektiğine ve polise uzman desteği verilmesine dikkat çekiliyor; çocukların duruşmalara sokulmaması gerektiği vurgulanıyor.
Bildirgede, tutuklama, yakalama gibi yöntemlerin son çare olarak kabul edilmesi isteniyor.
Sonuç Bildirgesi'nde, ceza yargılama süreci çocuk için ağır baskı oluşturacak, psikolojik dengesini bozacak bir durum olduğuna ve her çocuğun ayrı ihtiyaçları bulunduğuna dikkat çekiliyor.
Gürler, bu yüzden adalet sisteminin işleyişinin de çocuk için özel olarak biçimlendirilmesi gerektiğini söylüyor.
Eleştiri ve öneriler
Bahçeşehir Üniversitesi ve İstanbul Barosu'nun ortaklaşa düzenlediği toplantıda Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu Tasarısı'nın (CMUK) çocuk adalet sistemi temel prensipleri açısından değerlendirmesi şöyle:
1 - Çocuk bir ceza normunu ihlal ettiği veya kendisine karşı bir suç işlendiği ya da bir suça tanık olduğu için adalet sistemi ile karşı karşıya gelir.
Bu çocukların yargılama sürecinde olayları defalarca anlatmak zorunda kalmaları ikincil mağduriyeti doğurur. Bu nedenle olayın çocuk tarafından tekrar tekrar anlatmasını gerektirmeyecek bir usul benimsenmelidir.
Çocuğun ifadesinin bir kez ve uzman kişi tarafından alınması ve video kaydının yapılması mecburi olmalıdır.
2 - Yargılama süresinde potansiyel baskı unsurları dikkate alınarak, çocuk adalet sistemi bu unsurları en aza indirecek şekilde tasarlanmalıdır. Yargılama sürecinde potansiyel baskı unsurları şunlardır:
Uzun bekleme süreleri, tekrarlayan sorgular, yargılama süreci hakkında bilgisizlik, fail ile karşılaşma ve onun bulunduğu ortamda anlatma, en az bir yabancı tarafından sorgulanma, kalabalık önünde ifade verme, duruşma öncesinde mahkeme koridorunda bekleme, mahkeme salonunun atmosferi, mahkemenin seyri hakkında yetersiz bilgi, gerçeküstü hayaller, davanın süresindeki belirsizlik, kognitif hatırlama güçlüğü endişeleri, ifade verme sırasında olayı tekrar yaşama.
Bu baskıların azaltılması için;
* Bildirimden karara geçen sürenin mümkün olan en kısa sürede olmasını sağlayacak, yargılama sürecini hızlandıracak usuller öngörülmelidir
* Çocukların ve ailelerinin yargılama ve adli mekanizma hakkında bilgilendirilmesi yasa ile öngörülmelidir. Çocuğun bilgilendirilmesinin, çocuğun anlayabileceği bir dilde ve ortamda yapılması ve bir sosyal hizmet uzmanı tarafından yapılması da usul prensipleri içerisinde yer almalıdır.
* İfade veren çocuğun güvenliğinin tam olarak sağlanması yasa ile öngörülmelidir.
* Mağdur veya tanık çocuk ifade vermeye zorlanmamalı, tercihin çocuğa bırakıldığı bir usul benimsenmelidir. (CMUK'da tanıklıktan çekinme hakkının ortadan kaldırılmasına yönelik çalışma bu açıdan sakınca doğuracaktır)
* Adliyelerde çocuklar için bekleme odaları oluşturulması öngörülmelidir.
* Uygun ifade alma modelleri yasa ile öngörülmeli ve şunları kapsamalıdır: İfadeyi alacak hakim veya savcının özel bir eğitimden geçmiş olması, çocuğun yanında ifade alma sırasında çocuğun güvendiği (güvenilir) bir kişi bulundurulmalı, kapalı devre televizyon sisteminin kullanımı ile simultane ifade alma, video teknolojisi sisteminin kullanımı ile yalnızca bir tek ifade alınması.
* Duruşma salonu çocuğun kendini güvende hissedebileceği biçimde ve hakimler ile çocuk göz teması kurabilecek biçimde olmalıdır
* Yargılama usulleri çocuğun kolaylıkla katılabileceği, anlayabileceği kadar basit olmalı ve çocuk tüm süreçler hakkında bilgilendirilmelidir.
3 - Çocuk mahkemeleri kişi bakımından yetkili mahkemedir. 18 yaşından küçüklerin kendi doğal mahkemesi dışında bir mahkemece yargılanmaması gerekir.
4 - Çocuk muhakemesinde sosyal hizmet kurumunun esaslı bir yeri olmalıdır. Adalet sistemi çocukla ilgili sorunlarda tek başına hareket etmemelidir. Sosyal hizmetlerden oluşan, adliyeye yardım eden bir sistem olmalı ve bu kurumun denetimli serbesti kararlarını yerine getirme görevi olmalıdır.
5 - Çocuğun hukuka aykırılık yaptığı takdirde karşılaşacağı makam çocuk polisi olmalıdır. Uzman polis teşkilatı öngörülmeli ve bu kuruluş sosyal hizmetlerle birlikte çalışmalıdır.
6 - Polis çocukla görüşmek zorundadır ve bu da bir ifade almadır. Ama teknik olarak ifade almaya geçildiğinde bunun bir uzman tarafından yapılması çocuğun yanında güvendiği bir kişinin olması esası benimsenmelidir. Bunlar video kaydına geçmeli ve tekrar engellenmelidir.
7 - Çocuk adalet sisteminde çalışan kurumlar arasında bir eşgüdüm sağlanmalıdır.
8 - Bir suç mağduru olan çocuk aynı zamanda bir travmaya uğramıştır. Bu nedenle kendisinin tedavisi için müracaat ettiği yerde de ifadesinin alınması mümkün olabilmelidir.
Fail, sanık yada tanık çocuğun video kayıt sistemi ile mahkeme salonu dışında dinlenmesi sistemi benimsenmelidir. Bu genel kuraldan bir sapmadır ve işin niteliğinden, koruyucu yaklaşımdan kaynaklanır.
9 - Çocuk adalet sisteminde takdirilik esası benimsenmeli, bugünkü hukukumuzda var olan mecburilik sistemi değiştirilmelidir.
10 - Çocuğun algılama yeteneği konusunda alınacak rapor hazırlık aşamasında alınması mecburi olmalıdır.
11 - İddianamede kullanılacak kelimeler, çocuğu küçük düşürmeyecek kelimeler olmalı ve çocuğun anlayacağı sade bir dille düzenlenmesi gerekir. Çünkü iddianame küçüğe tebliğ edilir.
12 - Uyarı gibi çocuğu en baştan yargı dışında tutacak usuller ile kamu davasının, hükmün ertelenmesi gibi her aşamada çocuğun yargı dışına çıkarılmasını sağlayacak müesseseler çocuklar için daha geniş bir biçimde öngörülmelidir.
13 - Küçük sanığın duruşmada hazır bulundurulmaması, video marifetiyle dinlenmesi esası benimsenmeli.
14 - Çocuklar için kolay ulaşılır basit usullü kanun yolları öngörülmelidir.
15 - Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunda tutuklama, yakalama gibi özgürlüğe müdahale edici tedbirlere ilişkin düzenlemelerde çocuklar için ayrım gözetilmemektedir. Tutuklama - yakalama - adli kontrol sistemi, çocuklara özgü kanunda özel olarak ele alınmalı ve özgürlüğe müdahalenin son çare olması kanunla öngörülmelidir. Kanunda özgürlüğe müdahalenin son çare olmasını sağlayacak esas ve usuller ile özgürlüğü müdahalenin kısa sürede sona ermesini sağlayacak sürelere ilişkin hükümler yer almalıdır.
16 - Özel ceza muhakemeleri usulleri çocuklar için uygulanmayacağından önödeme çocuklar için uygulanmamalıdır.
17 - Uzlaşma müessesesi çocuklar için özel olarak düzenlenmelidir.
18 - Yargılama ve sonrasında insan haklarının temel prensipleri ve adil yargılanma hakkı çocuklara da tam olarak sağlanmalıdır.(EÜ/BB)