Ulaşım planlamacısı, etkili ve verimli bir taşımacılık programı geliştirecek; şehir planlamacısı, güvenli yaya yolları, oyun parkları ve karayolları olan kentler tasarlayacak; bir mühendis yolların, caddelerin geometrisini hesaplayıp, güvenli yollar yapacak; sürücülük öğretmeni nasıl daha güvenli araç kullanılabileceğini öğretecek; trafik psikologunun geliştirdiği testlerle en yetenekli otobüs, kamyon, okul taşıtı sürücüleri seçilebilecek.
Bu düşlerin gerçekleşebilmesi için Türkiye'de trafik terörünün ulaştığı boyutları fark edip trafik güvenliği ve eğitimi konusunda çalışma programları başlatmak gerekmektedir.
İstatistiksel verilere göre tüm dünya ülkelerinde yol trafik kazalarının yüzde 90'dan fazlasında başlıca etmen insandır. Taşıtların kazalardaki payı yüzde 3-5, yola ilişkin etmenlerinse yüzde 2'den azdır.
Türkiye'de 1996 yılında meydana gelen trafik kazalarında ölen çocukların sayısı Avusturya, Belçika, Danimarka, Finlandiya, Hollanda, İrlanda, İtalya, İspanya, İsveç, Portekiz ve Yunanistan'da meydana gelen trafik kazalarında ölen çocukların toplamına eşittir.
Çocuk trafik kazalarını etkileyen etmenler
Kazaya neden olan etmenler, çocuğun trafik içindeki davranışı, çevre (taşıtlar, yol, hava, çalışma günü ve saati vb.) ve çocuğun ilişkide bulunduğu insanlar (anne, baba, öğretmenler, sürücüler, yayalar vb.) olmak üzere üç başlıkta toparlanabilir.
* Çocuklar, trafik kazası tehlikelerine karşı fizik ve ruh yapıları gereği erişkinlere oranla daha az duyarlıdırlar. Boyları kısa olduğu için yolu ve trafiğin akışını büyük birisine oranla daha az görürler. Araç sürücüleri de çocukları görmekte güçlük çeker. Derinlik duygulan yetişkinlere göre daha az olduğu için taşıtların gelip gittiğini ya da kendinden ne kadar uzakta olduğunu algılamakta; sesin geldiği yönü ve sesin uzaklığını, duydukları seslerin ne sesi olduğunu algılamakta güçlük çekerler.
* Duydukları ani bir ses onları doğru harekete yönlendirmek yerine daha çok şaşırmalarına neden olabilir. Çocuklar, ilgilerini çeken bir sesi dinlerken aynı zaman diliminde kulaklarına gelen başka bir sesi algılamakta güçlük çekerler. Örneğin; arkadaşını dinleyen bir çocuk yaklaşan araç sesini duymayabilir.
* Düşünme biçimleri erişkinlerden farklıdır. Çocuklar erken çocukluk döneminde tehlike kavramını algılamakta güçlük çekerler. Özellikle erkek çocuklar arabaları, "büyüyünce elde edecekleri bir oyuncak" olarak görürler. Bu nedenle erkek çocukların kızlara göre kaza geçirme olasılıkları daha fazladır.
* Sosyo-ekonomik koşulları düşük olan çevrede yetişen çocuklar, çevre koşullarının güçlüğü, anne ve babaların gözetim etkinliğinin azlığı nedeniyle daha fazla kaza geçirirler. Son yıllarda iki tekerlekli araç (bisiklet, mobilet ve motosiklet) kazaları dünya genelinde büyük bir artış göstermiştir. İsveç'te sıfır-on yaş arasında çocukların trafik kazalarına karışma şekli incelendiğinde bu kazaların üçte birinin bisiklete binen çocuklardan kaynaklandığı gözlenmiştir.
* Tayvan'da yapılan bir çalışmaya göre, kazaların çoğu (yüzde 84.8) yol kenarında yürüyen ya da yoldan karşıya geçen yayaların başına gelmektedir. Çocuklarda ise yol dışında araba park yerleri ve park yeri giriş çıkışlarında kazalar görülebilmektedir.
Yayalara ilişkin yaralanmaların sıklığı aylara, hatta günün farklı saatlerine göre değişkenlik gösterir. Çocuk trafik kazalarında ilkbahar ve yaz aylarında artış gözlenir.
Tayvan'da yapılan çalışmaya göre sıfır-on dokuz yaş grubundaki çocuklarda öğlen ve öğleden sonra 15:00-17:00 saatleri arasında yaralanma oranları artmaktadır. Çocuklarla ilgili trafik kazalarının en çok olduğu dönem olan öğlen ve öğleden sonra genellikle okul çıkış saatlerine denk gelmektedir.
Okul çıkış saatleri ülkeden ülkeye değiştiğinden bu okul saatlerine göre, ülkelerdeki çocuk trafik kazalarının görülme saatleri de değişebilir. Türkiye'de daha çok 14:00-18:00 saatleri arasında görülmektedir.
Çocuğun çevresindeki yetişkinlerin etkisi
* Çocuklar, öncelikle yakın çevrelerindeki kişilerin davranışlarını örnek alır ve gözlemleri doğrultusunda davranış geliştirirler. Aileleriyle birlikte araçta giderken, arabayı kullanan anne babanın gerek sürücü olarak kurallara uyma ya da hiçe sayma davranışları; gerekse yetişkin olarak öfke, sıkıntı, üzüntü belirten sözleri çocuklar için ilk örnekler olmaktadır.
* Okul servis aracını kullanan sürücülerin trafikteki davranışları ve sözleri de, çocuklarda kalıcı izler bırakmaktadır. Kalabalık ailelerde çocuk üzerinde denetimin azlığı sonucunda çocuğun ihmal edilmesi, çocuğa karşıdan karşıya geçiş, trafik lambaları, taşıtlara iniş ve biniş kuralları konusunda bilgi verilmemesi kaza geçirme olasılıklarını artırmaktadır.
Çocukları kazalardan nasıl koruyabiliriz?
Yaşanılan yerin, çocukların gereksinimlerine göre yapılandırılması, çocuk trafik kazalarının az olmasına neden olur. Kaldırım olup olmaması, yolun cinsi, kavşaklar, yaya geçitleri, trafik ışıkları, trafiğin yoğunluğu, hızı, yoldan geçen çocuk sayısı, yerleşim yerinin eski ya da yeni bölge olması, şehir ya da kırsal alan olması, otoparklar, oyun alanları, okulların yeri, dükkanlar vb. çocuğun trafik kazalarına karışıp karışmamasında etken olur.
Çocukların araç içi kazalardan korumak için otomobilde çocuk koltuğu kullanılması ve bu koltuğun emniyet kemeriyle sabitlenmesi gereklidir. Bu, bir çocuğun kaza anında oturduğu yerden fırlayıp savrulmasını önlemektedir.
Düşük hızlarda olan bir kazada bile, güvenli bir şekilde bağlanmamış çocuklar, aracın ön koltuğuna büyük bir şiddetle savrulurlar.
Avrupa'da ailelerin yaklaşık yüzde 80'i çocuklarını çocuk koltuğunda güven altına almalarına karşın pek çok araştırma göstermektedir ki, bebek koltuklarının yüzde 50-70'i hatalı yerleştirilmektedir.
Araba koltuğuna sığamayacak kadar irileşmiş ancak erişkin emniyet kemeri takmak için de küçük olan çocuklar için yaralanma riski yüksektir.
Bu nedenle bütün çocuklar için boylarına ve ağırlıklarına uygun büyüklükte bir çocuk koltuğu ya da yükseltici seçilmelidir.
Trafik eğitimi
Türkiye'de yaşadığımız trafik sorunu bu konudaki bilinç, sorumluluk ve eğitim eksikliğimizin sonucudur. Bilinç ve sorumluluk bireye ne kadar erken yaşlarda kazandırılırsa o kadar kalıcı olur.
Yürümeye başladığı andan başlayarak çocukların trafik konusunda eğitim ve yönlendirilmesi bu çocukların trafik kazalarında yaşamlarını yitirme risklerini
azaltacağı gibi, 15-20 yıl sonrasının yayalarının ve sürücülerinin de eğitimli, bilinçli ve sorumluluk sahibi olmasını sağlayacaktır.
Trafik konusunda, bireyin yaşamının her evresinde alacağı eğitim bir şeyler kazandırmakla birlikte, çocuğun doğduğu günle, temel eğitime başladığı altı yaş arasındaki dönemi kapsayan ve kişiliğin şekillendiği gelişim ve eğitim süreci olarak tanımlanabilen okul öncesi dönemde alacağı bilinçli trafik eğitimi, bireyin trafik kurallarına uymayı bir alışkanlık ve yaşam biçimi olarak görebilmesini sağlayacaktır.
Okul öncesi çocuklara basit trafik kuralları oyunlar, resim ve şekillerle öğretilebilir. Yapılan anket sonuçlan, okul öncesi çocukların trafik eğitiminde ailelerinin payının çok büyük olduğunu göstermiştir.
Bu nedenle anne ve babaların araç kullanırken sözleriyle ve davranışlarıyla çocuklarına örnek olmaları gerekmektedir.
İngiltere, çocuk trafik kazalarının önlenmesinde en başarılı ülkelerden birisidir. Başarının yol güvenliği eğitimi veren dernekler kurarak, okulöncesi dönemindeki çocuklara uygulamalı eğitim vermeleridir.
Ülkemizde trafik eğitiminin okulların eğitim programlarına alınması 1958'de olmuştur. 1974'de, ortaokullarda trafik eğitimi dersleri seçmeli dersler arasında yer almıştır. Halen ilköğretim boyunca "Çevre, Sağlık ve Trafik"; altıncı ve sekizinci sınıflarda ise "Trafik Eğitimi ve İlkyardım" dersleri okutulmaktadır.
Trafik Haftası ya da büyük bir olay olduğunda dikkatimizi çeken trafik kazalarının önlenmesi, sürekli bir eğitimi gerektirir. Örgün eğitim sistemimizde sürekli trafik eğitimiyle ilgili örnek bir uygulama başlatılmıştır.
Eğitimin hedef kitlesinin öğrenci, veli, öğretmen üçlüsü olması gerektiğinden yola çıkılarak "ilköğretim boyunca sürdürülecek olan trafik eğitimi"nin, sözü edilen üçlü gruba eş zamanlı olarak verilmesi için bir taslak program hazırlanmıştır.
Bu programa göre, trafik eğitiminin ilköğretim düzeyinde uygulanmasına yönelik ilk denemeler, bu çalışmaya gönüllü bir sınıfta, okul yönetimi, öğretmen, veli ve öğrenci işbirliğiyle bir toplumsal etkinlik adı altında başlatılmıştır.
Çocuklar büyüdüklerinde araç kullanmayı, trafik işaretlerini ve kurallarını öğreneceklerdir. Önemli olan insanları sevmeyi, insanlara saygılı ve hoşgörülü olmayı, insanca yaşayabilmenin gereği olan kurallara uymayı öğrenmeleri ve davranış olarak benimsemeleridir. (ADÇ/EÜ)