Zorunlu Temel Eğitim kanun teklifi, hakkında görüşlerini açıklayan Çocuk Vakfı, tasarının hazırlanışının hiçbir aşamasında çocuk görüşü alınmamış olmasını eleştirdi, bir yıl okul öncesi olmak üzere temel eğitimin 13 yıl olarak düzenlenmesi gerektiğini söyledi.
AKP milletvekillerince hazırlanarak TBMM'ye sunulan ve altkomisyon görüşmeleri tamamlanan zorunlu eğitimle ilgili yasa teklifini değerlendiren Çocuk Vakfı, "teklif Meclis'e sunulmadan önce eğitim bilimcilerin ve eğitimin bütün bileşenlerinin görüşünün alınması ve toplumun bilgilendirilmesi gerekirdi" ifadelerini kullandı.
Okul öncesi eğitim gerekli
Çocuk Vakfı'nın Zorunlu Temel Eğitim Kanun Teklifi'ni değerlendirirken Türkiye'nin eğitim göstergelerine atıfta bulundu. Fırsat eşitliğinin yakalanması da dikkate alınarak okul öncesi eğitimin zorunlu eğitime dahil edilmesinin önemine dikkat çekti.
"Zorunlu temel eğitim bir yıl okul öncesi olmak üzere, büyüme ve gelişme evrelerine uygun şekilde 13 yıl olarak düzenlenmeli."
Zorunlu temel eğitimin ikinci kademeden itibaren açık öğretimle ilişkilendirilebileceğini belirten Çocuk Vakfı, eğitimin bütün aşamalarında alternatif eğitim modellerine imkan sağlanması gerektiğini bildirdi.
Teklifte "meslek lisesi öğrencilerinin yüksek öğrenimdeki ilgili programlara yerleşebilmelerinin kolaylaştırıcı olmasına" olumlu vurgu yapan Çocuk Vakfı, teklifin en zayıf yönü olarak "liselerde elde edilen puanların üniversitelerdeki geçişlerde kullanılmasını" gösterdi.
Vakıf açıklamasında okul dışı özgün öğrenme ortamlarında alternatif eğitim yöntemleri ve çoklu modellerin geliştirilmesini, bunların yüksek öğrenimle ilişkilendirilmesini önerdi.
Nitelik değil, yaş tartışması
Kanun teklifinin eğitimin niteliğini artırıcı yaklaşımdan uzak olduğunu, "yapılandırıcı ve öğrenci merkezli vurguya rağmen" teklifin gerekçesinin okul yaşlarına odaklı bir modele dayandığını belirten Çocuk Vakfı'nın tasarıya dair vurguladığı görüşlerden bazıları şöyle:
* Kız çocukları ve yoksul çocukların eğitim süreçlerinden uzak kalmasını ve çocuk işgücü olarak istismar edilmelerini önleyici tedbirler yasaya yansıtılmalı.
* Okul sistemi yerine her kademede programın uygulanacağı, "öğrenenin merkezde" olacağı esnek program odaklı sistem vurgusu güçlendirilmeli.
* Sınıf kalıbı yerine ders geçme ve kredi derleme ile yönlenme "yönlendirme" modeline dayalı uygulamaya vurgu yapılmalı.
* Zorunlu temel eğitim uygulama süreçleri sınav sayısını artıracak yaklaşımdan uzak olmalı.
* Yönlendirmenin engellilerin kaynaştırma uygulamasını olumsuz yönde etkilememesi için ayrışmayı önleyici düzenleme yapılmalı. (YY)
Çocuk Vakfı'nın zorunlu eğitimle ilgili görüşlerini bildirdiği açıklamanın tam metnine ulaşmak için tıklayınız.