"Çocuk Haklarının Hayata Geçirilmesinde Çocuk Ombudsmanlığı Sempozyumu”nda İsveç örneği üzerinden yerel yönetimlerle ilişkinin önemi vurgulanırken Türkiye’deki durum da tartışıldı.
Sempozyum Yüksek Öğretimde Rehberliği Tanıtma ve Rehber Yetiştirme Vakfı (YÖRET) tarafından düzenlendi, İsveç Konsolosluğu, İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları (ÇOÇA) Birimi, Gündem Çocuk Derneği ve Uluslararası Çocuk Merkezi'nin katkı ve destekleriyle gerçekleştirildi.
Başkanlığını Kocaeli Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hakan Acar’ın yaptığı oturumda, Türkiye nüfusunun yaklaşık üçte birinin çocuklardan oluştuğu ve ombudsmanlık kurumunun gerekliliği vurgulandı. Oturuma ünya Yerel Yönetim ve Demokrasi Akademisi Vakfı (WALD) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Duman, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Engin Saygın konuşmacı olarak katıldı. Oturuma ayrıca YÖRET Vakfı'ndan Handan Çakır, Özlem Dalkılıç; WALD Vakfı'ndan İbrahim Yiğit, Sinan Yumurtacı ve Muhammed Yapıcı katıldı ve çocukların kendi haklarını savunma bilinçleri üzerine yapılan çalışmalarını tanıttılar.
Sunumlarda yerel yönetimlerin Türkiye’de ombudsmanlığın geliştirilmesine ihtiyaç duyulduğu, bunun çocuk haklarının hayata geçirilmesinde önemli bir yeri ve katkıları olacağı belirtildi. Ombudsmanlık kurumunun Türkiye’de 2011’de kurulduğuna ve çocuk ombudsmanlığının 2012’dekadın ve engellilerle birlikte bir birim olarak hayata geçirildiğine dikkat çekildi.
Duman: Bağımsız kurum olmalı
Dünya Yerel Yönetim ve Demokrasi Akademisi Vakfı (WALD) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Duman çocuk ombudsmanlığının bağımsız, ayrı bir birim olması gerektiğini anlattı.
Çocuk ombudsmanlığının Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne taraf olan ülkelerde yaygın olduğunu, ancak Türkiye’de kamu denetçiliği içinde ele alındığına dikkat çekti.
Sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliğinin değerli olduğunu söyleyen Duman yerel yönetim ombudsmanlığının çocuk haklarıyla ilgili süreçlerdeki öneminden söz etti.
Duman din dersinden muaf olan Musevi çocukların fırsat eşitliğinden yararlanabilmesi için kamu denetçiliği kurumunun Milli Eğitim Bakanlığı’yla bağlantıya geçtiğini ve arabuluculuk görevi üstlendiğini hatırlattı.
“Ancak bu etkinliğin kapsamının genişletilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Kamu denetçiliği kurumu emniyet teşkilatının gibi kamu kurumlarının bünyelerindeki çocuklar için pedagog istihdamı ve eğitim yardımlarının arttırılması için çaba sarfetmeli, çocukların haklarından haberdar olmaları için seminerler düzenlemeli ve yayınlar yapmalıdır.”
Saygın: Karar yetkisi olmamaması doğru
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Engin Saygın çocuk ombudsmanlığı kurumunun başvuru yapılmadan inceleme yapabilme yetkisinin olmadığına dikkat çekti.
Ombudsmanlığın bağlayıcı karar yetkisi olmamasının doğru olduğunu da belirtti.
Saygın faaliyet raporuna da değindi.
“ Karar takibinin yapılması önemli. Kurum tavsiye kararlarına uyulup uyulmadığına raporunda yer vermeli.
“Yasal değişiklik önerdiyse bunun gerçekleşip gerçekleşmediği de raporlanmalı.” (YY)