Proje Koordinatörü Tanzer Gezer, 0216 450 54 54 numaralı Çocuk Destek Hattı'na bugün (20 Kasım) itibariyle bir yılda toplam 2 bin 350 çağrı geldiğini bildirdi.
Gezer, yıl içinde hedeflenen 10 bin çağrının yüzde 23,5 oranında kaldığını söyledi.
Yapılan bildirimlerden sadece bir geri dönüş
Gelen çağrıların yüzde 47'si hakkında işlem yapılamadığını belirten Gezer, yüzde beşinin baroya, yüzde 18'inin çocuk polisine, yüzde 12'sinin polise, yüzde 12'sinin sosyal hizmetlere yüzde birerinin de polise ve sağlık kuruluşlarına yönlendirildiğini ifade etti.
Gezer, bu bildirim ve yönlendirmelerle ilgili bugüne kadar kendilerine sadece bir geri dönüş olduğunu anlattı.
Gezer ve Proje Danışmanı Prof. Dr. Oğuz Polat, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde gerçekleştirdiği bilgilendirme toplantısında Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Sağlık Bakanlığı Türkiye Üreme Sağlığı Programı kapsamında hibe program ile başlattığı "Çocuklara Cinsel Sağlık Ve Üreme Sağlığı Destek Hattı: Çocuğa Karşı Cinsel İstismarın Gün Yüzüne Çıkartılması Projesi"nde elde ettikleri sonuçları anlattılar.
"Çocuk istismarı üzerine çalışacak altı yeni dernek kuruldu"
Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen 10 ilde, çocuk polisi, eğitimciler, sosyal hizmet uzmanları, sağlık personeli, baro mensupları, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşları gönüllülerini kapsayan, çocukla ilgili farklı disiplinden yerel uzmanlarla gerçekleştirilen 3'er günlük toplantılarda toplumda ihbar mekanizmasının neden çalışmadığı konusunda öngörülerde bulunulduğunu aktaran Gezer ihbar mekanizmasının neden çalışmadığına ilişkin tespitlerini şöyle sıraladı:
"Yurttaşlar cinsel istismarın ne olduğu konusunda bilgisizler, nereye ve nasıl başvuracaklarını bilmiyorlar, kamu kurum ve kuruluşlarından sonuç alamamaktan yakınıyorlar, kamu kurumlarına bildirimde bulunduklarında kimliklerinin ortaya çıkmasından yani istismarcı tarafından taciz edilmekten korkuyorlar, mağdurlar mağduriyetlerinden utanıyor, daha fazla taciz edilmekten ve aile ve toplum dışına itilmekten korkuyorlar."
Gezer, illerde uzmanlarla geçekleştirilen toplantılar neticesinde 321 uzmanın dahil olduğu bir iletişim ağı oluşturduklarını ve bu uzmanların bir araya gelmesiyle Bursa, İzmir, Mersin, Samsun, Diyarbakır ve Urfa illerinde çocuk istismarı üzerine çalışacak altı yeni dernek kurduklarını ifade etti.
Mağdurların yüzde 41'i kız çocuğu
Proje kapsamında sürdürülen milletvekillerine yönelik lobi faaliyetleri ve basın çalışmaları neticesinde ise Meclis'e bir soru önergesi verildiğini ve çocuğa yönelik cinsel sömürüyü araştırmak üzere bir araştırma komisyonu kurulması için önerge verildiğini aktardı.
Gezer, gelen çağrıların mağdurlarının yüzde 41'nin kız, yüzde 16'sının oğlan çocukları olduğunu, yüzde 43'ünün ise bilinmediğini söyledi.
Çağrıların yüzde 44,5'inin İstanbul'dan geldiğini, bunu yüzde 6,9'la Ankara, yüzde 3,3'le Diyarbakır, yüzde 2,9'la Adana ve yüzde 2,6'yla Bursa'nın izlediğini ifade etti.
Gezer yapılan ihbar çağrılarının yüzde 27'sinin sokağa itilen çocuk bildirimi, yüzde 22'sinin cinsel, yüzde 20'sinin de fiziksel istismar olduğunu belirtti.
Polat: Proje iki yıl daha dernek imkanlarıyla sürecek
Prof. Dr Polat'sa projenin bir yıllık olduğu fakat dernek imkanlarıyla iki yıl daha sürmeyi planladıklarını söyledi.
Polat amaçlarının kamuya model oluşturmak olduğunu, devletin bir an önce işlevsiz olan "Alo 183 hattı"nın çalışır hale getirmesi gerektiğini ifade etti.
Türkiye genelinde istismara maruz kalan çocuk sayısının tam olarak bilinmemesinin, doğru strateji oluşturmanın önündeki en büyük engel olduğunu belirten Polat, Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasının da çözüm için önemli olduğunu söyledi.
Tüm kurum ve kuruluşlar işbirliği yapmalı
Prof. Dr. Polat konunun toplumda ve kamuda tabu olduğunu, bahsedilmediğini ve bu duruma Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komisyonu'nun Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'nun Komiteye sunduğu Çocuk Hakları Sözleşmesinin Çocuk Satışı, Çocuk Fuhuşu ve Çocuk Pornografisi Ek Protokolü çerçevesinde hazırladığı dönem raporuna verdiği nihai gözlem raporunda da değinildiğini hatırlattı.
Bir halk sağlığı problemi olan cinsel istismar ve cinsel sömürü mağdurlarının rehabilitasyonu, tedavisi ve terapisi konusunda uzmanlaşmış sağlık ve bakım hizmet birimlerinin yapılandırılmamış olduğuna dikkat çeken Polat, tüm kurum ve kuruluşların ortak akıl ve işbirliği içinde çalışmasının önemli olduğunu belirtti. (KÖ/TK)