Bugün Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü.
Çocuk işçiliği ile mücadelenin hükümetin özel gündemi olduğu 2018’de, iş cinayetinde hayatını kaybeden çocukların sayısı önceki yıla göre üç kat arttı.
2018 yılı Türkiye’de çocuk işçiliğiyle mücadele yılı ilan edildi. Türkiye’de 2017’in ilk beş ayında iş cinayetlerinde hayatını kaybeden çocukların sayısı en az dokuzdu. 2018’in ilk beş ayında en az 27 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.*
Buradan hareketle Adalet Arayana Destek Grubu’ndan Gizem Kıygı ile konuştuk. Çocuk işçiliği gündem iken, koşulların değişmeyip üstelik kötüleşmesine yanıtı; verilerdeki eksiklik, programların hayata geçmemesi, denetimdeki ve yargıdaki sorunlar.
Rakamlar ne diyor?
Son resmi veriler 2012 yılında yayınlandı; 893 bin çocuk işçi çalıştırılıyor. Öte yendan Ankara İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi Türkiye’de resmi olmayan rakamlara göre 2 milyonun üzerinde çocuğun çalıştırıldığını belirtiyor.
İş cinayetlerine dair verileri ise İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi her ay, Adalet Arayana Destek Grubu da yıllık almanaklarla yayınlıyor. 2017 almanağı Nisan ayında yayınlandı.
Kıygı: Mevsimlik tarım işçiliğinde veri toplamak daha zor
Bu veriler basına yansıyan haberlerden derleniyor. Kıygı, kayıt dışı çalışma alanlarda yaşanan iş cinayetlerinin basına yansımadığına dikkat çekiyor. Çocuklara ait verilere ulaşmada kayıt dışı sorunu devam ederken ayrı zorluklar da var.
“Mevsimlik tarım işçiliğinde çalıştırılan çocuklara dair verileri toplamak daha da zor. Çocuğun tarım işçisi olarak çalıştırıldığına dair haberlerde doğrudan bilgi yer almayabiliyor.
"Ortam kurgusu şöyle; ailesiyle birlikte gitmek zorunda kalıyor, çadırlarda kalıyor, tarlada çalışan anne babası olsa da onun kardeşlerine bakmak, çadıra kap kacak götürmek, yemek hazırlamak bulaşık yıkamak gibi görevleri var. Tarlada çalışmasa da fiili olarak iş tanımı var.
"Biz bu durumda başına gelenler yüzünden, örneğin arı sokması sonucu, hayatını kaybetmesini iş cinayetinde hayatını kaybedenler arasına alıyoruz.”
Denetim ne durumda?
Çocuk İşçiliği ile Mücadele Ulusal Programı’nda çocuk işçiliğinin temel nedenleri arasında mevzuatın eksiklikleri ve etkin uygulanamaması yer alıyor. Bu bölümde “İş Kanunu kapsamında olan işyerlerinin denetiminin çocuk işçiliği özelinde yapılmaması, denetim yapan kurum ve kişilerin konuya duyarlılığı ile farkındalık düzeylerinin yeterli olmaması bu alandaki ciddi sorunlardır” deniliyor.
"5 bin çocuk gözden kaçamaz"
Kıygı, Türkiye’de iş yeri güvenliği ve işçi sağlığı denetlenmesi ile ilgili genel olarak çok büyük sıkıntılar olduğuna dikkat çekiyor:
“Genelde yaşanan denetim problemi çocuk işçiliğinde aynı şekilde devam ediyor. Almanak’ta 2017'de saya atölyelerinde çalıştırılan 5 bin çocuktan bahsediliyordu. Bu atölyelere aslında denetimciler geliyor, 5 bin çocuk nasıl gözünden kaçabilir? Çocukları kayıtdışı, ağır kimyasal maddeli ortamda, iki üç metrekare yerlerde çalıştırılıyor. Bunu denetimcinin görmemesi mümkün değil. Burada da göz kapama, görmeme durumu söz konusu.”
Denetim nasıl sağlanacak?
Denetimden sorumlu kişi ve kurumların bu görevlerini yerine getirmesinde yargılamaların önemi büyük. İş cinayetlerinde denetim sorumluluklarını yerine getirmeyenlerin de yargılanması Kıygı’nın sözleriyle; “Onların da kendine veren çeki düzen verilmesi açısından çok önemli.”
“Davutpaşa’da ailelerin mücadeleleri sonucu denetim sorumluluğunu yerine getirmeyen belediye başkanının dahi sanık sıfatıyla mahkemeye çağrılabildi. Bunlar kurumlar için devletin denetim sorumluluğunu yerine getirmesi için ciddi uyarılar.”
Yargılamalar nasıl geçiyor?
İş cinayetlerinde kamu davaları açılıyor. Ancak burada bir kısır döngü var; yargılama sonucundaki cezasızlık, denetim sorumluluğunun üstünde durulmamasına, bu da iş cinayetlerinin devamına yol açıyor.
Kıygı, cezasızlığın arkasında “ezber prosedürler” olduğunu anlatıyor:
“Dosyaların kapsamlı şekilde hazırlanıp gelmemesinden kaynaklı, ya işçiye -hatta ölen işçiye- sorumluluk yükleniyor, ya onun amiri statüsündeki birkaç insana suç yükleniyor ya da bizim ‘kan parası’ dediğimiz tazminat kararıyla bitiyor. Olay sönümleniyor.
"Çalışma hayatında bunlar olur’ yaklaşımı iş cinayetlerinin devam etmesine neden oluyor.”
Mücadele programıyla veriler neden ters yönde?
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 2017-2023 yılları için "Çocuk İşçiliği ile Mücadele Ulusal Programı hazırladı. Ancak veriler aksi yönde; İşçi Sağlığı Ve İş Güvenliği raporlarına göre Mayıs 2017’de iş cinayetlerinde hayatını kaybeden çocuk sayısı en az beş iken, çocuk işçiliğiyle mücadele yılı ilan edilen 2018’in Mayıs ayında en az 14 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.
Bu tersine oranın nedeni ne?
Kıygı, devletin sorumluluğunun farkına varmasına dair mücadele yürüttükleri için bu tür programların umut verici olabileceğini söylüyor. Cümlesinin devamı programla veriler arasındaki ters orana yanıt; “Ancak bu adımlar PR çalışmalarının ötesine geçmeli.”
“Bir yazılı hukuk var bir de bu yazılı hukuku hayata geçirebilmek var. Bizim ülkemizde genelde ikincisi yok, iş kaza ve cinayetleri açısından ise hiç yok."
Ne yapmalı?
Yazılı olanı hayata geçirmek için mevzuat uygulanıp denetimler sağlansa bir adım atılmış olacak. Kıygı "mevzuat yetersiz' tartışmalarının devletin sorumluluğunu düşürdüğünü düşünüyoruz" diyor.
"Mücadele etkinse sorumlular yargılanmalı"
“Türkiye’deki mevzuat harfiyen uygulansa iş kazalarının önüne yüzde 98 yüzde 99 geçilir. Çocuk işçiliği açısından da böyle. Çocukların çalışamayacağı işyerleri denetlense önemli bir adım olur.
“Devlet adım adım ne yaptığını bize açıklamalı. Bu etkin mücadelede dava süreçleri çok iyi sonuçlanmalı. Sorumlular yargılanıp ceza almalı.
"Yoksullukla mücadele"
“Çocuk işçiliğinin sebeplerinin en başında yoksulluk geliyor. Dışarıdan biri olarak bizim çocuğun çalışmasını engellemeye çalışmamız doğru görünen yaklaşım olabilir ama devlet tarafından hayatını geçindirebileceği, doğru beslenip barınabileceği düzlem kurulmadığı müddetçe ‘çocuk işçiliği yasaklansın’ demek kayıt dışı çalışmayı arttırıyor. Bunun karşılığı da 'çocuk işçiliği serbest bırakılsın' demek değil. Çocuğu çalışmaya iten nedenlerin araştırılması, devlet tarafından verilerin tutulup politikaların oluşturulması gerekiyor.
"Çocukların çalıştığı her yer en kötü biçimde"
“Program, en kötü biçimlerdeki üç çocuk işçiliği kolunu kapsıyor; 'Sokakta Çalışma', 'Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerde Ağır ve Tehlikeli İşlerde Çalışma' ve 'Aile İşleri Dışında, Ücret Karşılığı Gezici ve Geçici Tarım İşlerinde Çalışma'.
“Türkiye’de çocukların çalıştığı her ortamda o kadar çok denetimsizlik var ki, çocukların çalıştığı her ortam en kötü biçimde çocuk işçiliği.
“Ulusal Program’da 15 kurumdan oluşan bir sorumluluk tablosu var. Bu tabloda yer alanlar sorumluluklarını yerine getiriyor mu, yerelle ilgili raporlar düzgün tutuluyor mu, denetimler işliyor mu, denetimin işlerliğini kim takip edecek? Bunlar soru işaretleri. Planın uygulanıp uygulanmadığını yılsonunda hep beraber göreceğiz ama olan hayatını kaybeden çocuklara oluyor.” (BK)
* Veriler: İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi
* Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Ulusal Planı'na buradan ulaşabilirsiniz.