Polat "AB'nin en önemli esprisi her alanda bir standardizasyon getirmesi" dedi ve Türkiye'nin çocuk hakları alanında şu an varolan AB standartlarına uyum sağlaması için özellikle eğitim, çocuğun korunması ve sosyal hizmetler alanlarında ilerleme kaydetmesi gerektiğini söyledi.
"Uyum yasaları çıkmalı"
Polat, "Şimdi de çocuk hakları ile ilgili uyuma yaklaşabildiğimiz AB standartları var; uyum sağlamaktan çok uzak olduklarımız var ama uyum sağladığımız hiçbir alan yok" dedi.
Öncelikle altyapının düzeltilmesi gerektiğini belirten Prof. Polat "AB üyesi bir ülkede annesinden dayak yiyen bir çocuğun ailesinden alınması gerekir. Ama Türkiye'de böyle bir düzenlemeyi Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'nun (SHÇEK) bugünkü yapısıyla uygulamaya geçirmek mümkün değil" dedi.
Polat, eğitim ve çocuk korunması alanında da gerekli yapıların kurulması ve işler hale getirilmesi gerektiğini; bütün bunların gerçekleşmesi için iktidarın çocuk hakları meselesini gündemine alarak kaynak aktarması gerektiğini söyledi.
Hukuki anlamda da büyük eksiklik olduğunu söyleyen Polat "Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi (ÇHS) 1989'da çıktı; Türkiye 1995'de imzaladı. Aradan geçen dokuz yılda uyum yasalarının ancak yüzde 30'u çıkarılabildi" dedi.
Prof. Polat, sivil toplum kuruluşlarının çocuk hakları alanında katılımının sağlanması gerektiğini belirterek "Burada tek bir aktör var; devlet" dedi.
Çocuklar TCK'dan çıkmalı
Son Türk Ceza Kanunu (TCK) değişikliği ilgili hata yapıldığını belirten Polat "Çocuk suçlu olarak niteleniyor. Üyesi olduğum Çocuk Adalet Sistemi Yapılandırma Girişimi'nin de dikkat çektiği değişiklikler yapılmazsa çocuk kanun karşısında eskisinden de korumasız kalacak" dedi.
Polat, yeni getirilen kanunun çocuğu topluma kazandırmak yerine toplum dışına iteceğini söyledi.
Kanunla itilafa giren çocuklara uygulanacak hükümlerin TCK'dan çıkarılması gerektiğini belirten Polat, çocuklara özel bir kanun hazırlanması gerektiğini söyledi.
Polat, diğer sorunlu alanların da ceza sorumluluğu yaşı, çocuklara öncelikle koruyucu tedbirlerin uygulanmaması ve ceza öngörülmesi olduğunu; mahkemelerin tüm olaylarda sosyal inceleme yapması ve çok iyi yapılandırılmış bir çocuk koruma mevzuatı ve sisteminin hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.
"Portekiz'le benziyoruz"
Prof. Polat, AB üyesi ülkelerden Portekiz'in geniş aile yapısı, geleneklerin toplum içinde ağırlığı gibi açılardan Türkiye'ye benzediğini ve geçiş sürecinde uygulanabilecek politikalar açısından iyi bir örnek olduğunu vurguladı.
Polat, bu yıl içinde AB'ye katılan Doğu Avrupalı ülkelerin Türkiye'ye yaşadıkları problemlerin niteliği açısından benzerlik taşıdığını fakat nicelik açısından büyük fark olduğunu belirtti.
"Küçük ülkelerde gerekli yapıları kurmak çok daha kolay ve AB de bu yapıların kurulması için çok daha rahat destek verebilir" diyen Polat "Örnek basit, Slovenya'da yedi tane mahkeme, bakım merkezi kurmak lazımsa Türkiye'de 70 tane lazım" dedi. (EÜ/BB)