Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (DİKASUM), Erken Yaşta Yapılan Evlilikler raporunu yayımladı.
Araştırma alt sosyo ekonomik yapıya sahip ailelerin yaşadığı Hasırlı, Aziziye, Ben u Sen, Yeniköy semtlerinde Büyükşehir Belediyesi tarafından bir belediye hizmeti olarak sunulan çamaşır evlerinden yararlanan ve erken yaşta evlendirilen 300 kadınla gerçekleştirildi.
Araştırma bulgularından satırbaşları şöyle:
* Çocuk Gelinler' in eğitim durumuna bakıldığında yalnızca yüzde 12'sinin okur-yazar olduğu, yüzde 73,3'ünün okur yazar olmadığı saptandı. Türkiye'de 2008 TÜİK verilerine göre; 6 yaş ve üstünde okumaz yazmazlık oranı kadınlarda yüzde 12,3, erkeklerde ise yüzde 3,1.
* Resmi nikahla evli olanların oranı yüzde 86,3, imam nikahıyla evliliğini sürdürenlerin oranı yüzde 12,3. Kadınların yüzde 35.7'si evlendikten 3 yıl sonra resmi nikah kıydırabilmiş, diğerleri daha sonra bu işlemi yaptırabilmişler.
* Araştırmaya katılan kadınların eşlerinin çalışma durumuna bakıldığında, genel olarak vasıfsız iş ve alanlarda çalıştıkları görülüyor. Kadınlar evlendirildiklerinde eşlerinin iş durumlarına ilişkin olarak da aldatıldıklarını ifade ediyorlar.
* Yeşil Kartlı olanların oranları yüzde 68, SSK'lı olanların oranı yüzde 24. Diyarbakır'da yapılan bir çalışmada, Yeşil Kartlı olanların oranı yüzde 54.3 iken, bu grupta bu oranın yüksek olması çocuk gelinlerin ailelerinin daha yoksul olduğunun göstergesi olarak değerlendiriliyor.
* Kadınların annelerinin eğitim durumuna bakıldığında yüzde 96,3'ünün okur yazar olmadığı görülüyor.
* Çocuk gelinlerin kardeş sayısının çarpıcı bir biçimde 9 ve üstü kardeş sayısında (yüzde 91) yığılma göstermesi çocuk gelin olgusuna kalabalık ailelerde, yoksul ailelerde ve eğitim düzeyi düşük ailelerde daha yüksek oranda karşılaşıldığı varsayımlarını gösteriyor. Çocuk gelinlerin yüzde 45.7'si başlık parası karşılığı evlendirildiklerini ifade ediyor.
* Araştırmaya katılan kadınların ilk evlilik yaşlarına bakıldığında kadınların yarısından fazlası 15 yaşını tamamlamadan evlendirilmişler. . Odak grup görüşmeleri ve derinlemesine bireysel görüşmelerde kadınlar; "12 yaşındaydım 13'e giriyordum. Ben Bûka Baranê (Yağmur gelini) idim.", "İlk gece hastanelik oldum. O, 70 yaşındaydı ben 13 yaşındaydım. Ona çocuklarıyla birlikte ben de baba diyordum daha sonra kumam beni uyararak ismiyle hitap etmemi istedi" gibi ifadeler kullandılar.
* Çocuk gelinlerin evlenme yaş ortalamalarının genel olarak eşlerinin yaş ortalamasından düşük olmakla beraber, erkeklerin de önemli bir oranının (yüzde 20) çocuk yaşta evlendirildikleri görülüyor.
* Çocuk gelinlerin evlenme şekillerine bakıldığında yüzde 72'sinin evlendirilirken 'rızası' olmadan evlendirildiği görülüyor.
* Yüzde 30'undan fazlası eşini daha önce hiç görmeden gelin oluyor.
* Yüzde 75'i, evde alınan kararlarda söz haklarının olmadığını belirtiyor.
* Yüzde 50'sinden fazlası karşılaştıkları problemlerin çözümüne ilişkin herhangi bir yere başvurmadıklarını söylüyor.
* Yüzde 20'ye yakını henüz adet görmeden evlendirildiklerini ifade ediyor.
* Yüzde 64'ünün ilk doğumu hastane yerine evde yaptığı görülüyor.
* Evlenmeden önce şiddet mağduru olduğunu ifade eden çocuk gelinlerin oranı yüzde 25. Evlendikten sonra bu oranın yaklaşık iki katına çıktığı görülüyor.
* Yaklaşık her üç kadından biri intiharı düşündüğünü ya da gerçekleştirmek için girişimde bulunduğunu ifade ediyor.
DİKASUM, bu tespitlerden yola çıkarak yasal yaptırımlarının karalılıkla uygulanması, çocuk yaşta yaptırılan evliliklerin, çocuğun cinsel istismarı kapsamında değerlendirilmesi, yasalardaki 'çocuk' ve 'küçük' kavramlarındaki farklılık ve karışıklıkların giderilmesi, imam nikahının faillerinin mutlaka saptanıp cezalandırılması, erken yaşta evlendirilen kadınların yaşadığı travmanın ilgili kurumlarca yapılacak sağlık politikaları ile izlenmesi, çocukların okullulaştırılma durumlarının takip edilmesi gibi öneriler sıralıyor. (ÇT)