Uluslararası Bireysel Silahsızlanma Sempozyumu'na İstanbul, Ankara, İzmir'den, İskoçya, Brezilya, Güney Afrika, Kanada ve Amerika gibi ülkelerden bilim insanları, İstanbul Emniyet Müdürlüğünden ve İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğünden temsilciler ve öğrenciler katıldı.
Sempozyumda psikoloji, sosyoloji, sağlık(halk sağlığı), adli tıp, eğitim, medya ve hukuk yönünden bireysel silahlanma mercek altına alındı ve çözüm önerileri getirildi.
Çözüm önerileri, İstanbul Barosu Başkanı Avukat Yücel Sayman tarafından bir sonuç bildirgesi ile açıklandı.
Sonuç bildirgesinin İstanbul Barosu ve Umut Vakfı tarafından, önerilerin hayata geçirilmesi için Hükümet, TBMM, YÖK, RTÜK, Basın Konseyi, Gazeteciler Cemiyeti ve diğer kuruluşlara ulaştırılacağı ve gelişmelerin izleneceği bildirildi.
Veri toplamanın önemi
Sonuç bildirgesinden satır başları şöyle;
* Birleşmiş Milletler kayıtlarına göre yılda beş yüz bin insan basit silahlarla saldırı sonucu hayatını kaybediyor. Türkiye'de 1998 yılında silahlı saldırı sonucu 1352 kişi hayatını kaybetmiştir. Aynı şekilde, 1999 yılında 6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefet sebebiyle 2288 kişi hüküm giymiştir.
* Silahla işlenen suçlara ilişkin, sağlıklı veri tespiti yapılıp doğru kayıtlara ulaşmak ve doğru çözümler için; silahla işlenen suçlara ilişkin veriler kolluk güçleri tarafından doğru, eksiksiz ve sürekli olarak toplanmalı ve veriler İçişleri Bakanlığı tarafından belirlenen bir merkezde bulundurulmalıdır.
* Bu konuda kolluk kuvvetleri eğitim görmeli, sivil halk meydana gelen olayları yetkili kurumlara bildirme konusunda bilinçlendirilmelidir. Ayrıca, İçişleri, Sağlık, Adalet, Milli Eğitim Bakanlıkları gibi kamu kuruluşları, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları sektörler arası işbirliği ile silahla işlenen suçlar konusunda veri toplama, analizi ve yorumunu belirli aralıklarla yapmalıdırlar.
* Bireysel silahlar hakkında Türk Ceza Kanunu ve 6136 sayılı Kanun arasında uyum sağlanmalı(TCK 189 ile ilgili tartışmalara son verilmeli) ve gerekli değişikliklerin etkin bir şekilde uygulanması izlenmelidir.
Af'tan kaçınmak...
* Cezaların caydırıcılığını sağlayabilmek için hukuk devletinin işleyişine müdahale niteliğinde af uygulamalarından kaçınılmalıdır.
* Ruhsatsız silah bulundurma ve taşıma suçlarının cezaları etkin ve caydırıcı hale getirilmeli(ön ödeme kapsamından çıkarılma gibi); bulundurma amaçlı silahlar için ruhsat koşulları ağırlaştırılmalıdır.
* Ruhsat alımında üst yaş sınırı ve bekleme süresi getirilmeli;ruhsat süresi 2 yıla indirilmeli; ruhsat sahiplerinden her yıl vergi alınmalı ve alınan verginin bir kısmı silahlı suç mağdurlarına ve silahsızlanma için çalışan sivil toplum örgütlerine verilmelidir.
* Silah ruhsatlandırılmasında istenen sağlık muayeneleri için özelleşmiş psikiyatrist, psikolog, sosyolog, aile hekimi, nörolog, adli tıp, göz hastalıkları, ortopedi uzmanları gibi profesyonellerin yer aldığı merkezler açılmalı ve bu merkez silah şube müdürlükleriyle, kanaati gizli ve kapalı olacak şekilde, koordineli çalışmalıdır.
Risk grupları...
* Bu merkezlerde bilimsel çalışmalar da yapılmalı ve silah ruhsatı için başvuranlarda risk grupları, yaş sınırı, tutum ve davranışlar ve muayenede tespit edilen olumsuz problemlere yönelik rehabilitasyon programlarıyla ilgili hizmet verilmelidir.
* Silah kazalarının önlenmesi için silahlara kilit ve kasa sistemi getirilmeli ve tanıtılmalıdır.
* Ses tabancalarının, gaz tabancalarının ve kurusıkı tabancaların satışında ve izlenmesinde kullanılacak etkin mekanizmalar oluşturulmalıdır.
Kampanya gereği
* Oyuncak silahların toplanması için yurt çapında bir kampanya başlatılmalıdır.
* Üniversitelerde basın-yayın bölümlerinde "toplum psikolojisi" ve "yayıncılık etiği" derslerinin yer alması sağlanmalıdır.
* Televizyonlarda yayınlanan dizilerde, haber bültenlerinde, haber programlarında, sinema filmlerinde ve özellikle çocuklara yönelik programlarda şiddet unsuruna yer verilmemeli; ayrıca senarist ve yapımcıların bireysel silahsızlanma bilincini metinlere yerleştirilmeleri sağlanmalıdır.
* Bireysel silahsızlanma hakkında reklam kampanyaları düzenlenmesi ve bu kampanyalarda özellikle gençlerin gençlere mesaj vermesi sağlanmalıdır.
Öfke ve şiddetin denetimi
* Uluslararası toplantılar bireysel silahlanmanın en yaygın olduğu bölgelerde tekrarlanmalıdır.
* Yerel yayın kuruluşları da bu çalışmaları çevrelerine yaygınlaştırmalıdırlar.
* Okullarda psikolojik danışmanlar tarafından öğrencilere uygulanmakta olan Yaşam Becerileri Programı'nda yer alan "öfke ve şiddet denetimi"nin öğretmenlere de uygulanmalıdır.
* Umut Vakfı'nın Türkiye çapında örgütlenmesi ve Mayıs 2001 tarihli Türkiye Barolar Birliği genel kurul tavsiye kararı doğrultusunda diğer Barolarda da bu çalışmalara destek için Bireysel Silahsızlanma Komisyonu kurulması sağlanmalıdır.(ÇM)