Ailelerin açtığı tazminat davasında sunulan bilirkişi raporuna göre bir öğrencinin hayatının değeri 400 YTL, bir başka öğrencininki 750 YTL, onun kardeşi olan öğrencinin ise 1.500 YTL. Hayat değeri olmayan çocuklar da var. Ayrıca rapora göre "eğer çocuklar yaşasalardı hayatlarını asgari ücret alarak sürdürecekler ve 59.5 yaşlarına kadar yaşayabileceklerdi."
Bianet'in görüşlerine başvurduğu uzmanlar bilirkişi raporunun, "adil" olmadığı kanısında.
Avukat Özcan Kılıç:"Bingöllü bir çocuğun ileride asgari ücretle yaşamaya mahkum edilmesi ihtimali hukuki açıdan ön yargılı.Standart olduğu düşünülse de verilerde ayrımcılık söz konusu"
Bingöl Barosu başkanı Avukat Erdal Aydemir: "Devlet hem bu ülkede emeklilik yaşını kadınlarda 60 erkeklerde 65 yaş olarak belirliyor, hem de bu çocuklara 59 sene ömür biçiyor. Rapor çelişkilerle dolu. İtiraz ediyoruz. Hukuki açıdan mücadele edeceğiz.
Yaşam Hakkı İnsiyatifi'nden (YHİ) İrfan Kuzu:"Hazırlanan bilirkişi raporu insan hayatına verilen değerin bir göstergesi, insan yaşamına olan duyarsızlığın da ölçütüdür"
Öğrencilerin aileleri Milli Eğitim Bakanlığına (MEB) "hizmetin işlememesi, gerekli tedbirlerin alınmamış olması ile hem maddi hem manevi hem de gelecekte çocuklarının desteğinden yoksun kalmaları" nedeniyle dava açtılar.
Dava Malatya İdare Mahkemesinden, Elazığ İdare Mahkemesi'ne gönderildi. Mahkemenin belirlediği bilirkişi heyeti de Türkiye İstatistik Enstitüsü (TİE) verilerine dayanarak "ailelerin ölen çocuklarının desteğinden yoksun kalmaları"nın sonuçlarını öngören bir rapor hazırladı. Rapor sonuçları itibariyle çelişkiler barındırıyor. Hukuki açıdan ise Yargıtay bu rapora fiilen bağlı.
Kılıç: Kabul edilebilecek bir durum değil
Kılıç "Rapor gerçekten kabul edilebilir bir rapor değil" diyor.
"Aslında içtihata kadar yani dava karara bağlanıncaya kadar yapılacak bir şey yok. Çünkü ortada bu raporun başka türlü nasıl hazırlanacağına ilişkin bir örnek yok. Alternatif rapor (aykırı rapor) ancak şu anda hazırlanan bilirkişi raporunun değerlendirilip karara varılmasından sonra 'adalet ve hakkaniyete aykırılık' iddiasıyla hazırlanabilir. Karşı dava açılabilir" dedi.
Avukat Kılıç, daha önce de benzer tazminat davalarında aynı sorunun yaşandığını ekledi: "Örneğin işkence davalarında yapıldığı gibi alternatif rapor mutlaka hazırlanmalı. "
Kılıç'a göre dava, "adalet ve hakkaniyetin sağlanamamış olması" talebiyle ileride Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) gidebilir.
"Bilirkişi raporu kişiler aracılığıyla yapıldığı için çok subjektif. Gerçekten bu konularda uzman olan akademik bir grup ile veya uzman kişilerle hazırlanması gerekir. Bingöl'de bir çocuğa asgari ücretle yaşamayı hak saymak, 59 yıl ömür biçmek ortada adil olmayan bir durum olduğunun göstergesidir."
Aydemir: Rapor çelişkili
"85 öğrencimizi kaybettik. Şimdi bilirkişi 400 YTL ile 1.500 YTL arasında hayat değeri biçiyor. Bu rakamlar neden birbirini tutmuyor?" diyerek raporun çelişkilerine dikkat çeken Bingöl Baro başkanı Aydemir hukuksal olarak itirazlarının gereğini yerine getireceklerini belirtti.
Aydemir "Bir kere bu ülkede emeklilik yaşı kadınlar için 60, erkekler için 65. Bu çocukların 80 yaşında anne babaları var. Peki neden çocuklarımızın 59.5 yaşına kadar yaşayacakları tahmini yapılmış?" diye sordu.
"Rapor tamamıyla mantıksız bir rapor, neye göre hazırlandığı belli değil."
Kuzu: Aslolan hayattır
Yaşam Hakkı İnsiyatifinden Kuzu ise "İnsanın 'yaşam hakkı'na hiçbir zaman değer biçilemez. Çünkü 'yaşam hakkı' insanın en temel haklarındandır. Herhangi bir değer ölçüsüyle, parasal olarak ölçülemez ki" diyor.
Kuzu'ya göre, bilirkişi raporu, insan hayatına ne kadar değer verildiğinin açık bir göstergesi.
"780- 1500 YTL olarak tespit edilen tazminat bedelleriyle, bu değeri ölçen insanlar ya da çocukları bu ülkede asgari standartlarda bile olsa ne kadar zaman yaşayabilirler?" diye soruyor Kuzu. "Tazminat bedelini tespit ederken 59,5 yaşın baz alınmasının da dünyada herhalde örneği görülmemiştir."
Akço: "Destekten mahrumiyet içinse rapor mümkün"
İstanbul Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Üyesi Avukat Seda Akço'ysa "Bu tarz davalara bütün olarak bakılmalı" diyor.
"Rapor ailenin 'gelecekte çocuğun desteğinden yoksun kalması ve bu ihtiyacın karşılanması' talebiyle hazırlanmış ise bu açıdan standart bilgilere dayanılmıştır. Manevi tazminat için ayrıca ele alınması gerek.
Aileler: Tekrar deprem olmuş kadar sarsıldık
Depremde iki çocuğunu kaybeden baba Mehmet Çakır "Okul enkazında iki çocuğumu kaybettim. Yıkılan okul yapısının tek sorumlusu devlettir. Ben bu davanın 10 yıl daha sürmesine razıydım, fakat bu raporun açıklanmasına razı olmadım. Hazırlanan raporda çocuklarımdan birinin hayat değeri 780 YTL olarak belirlenirken, diğer çocuğum için de 1500 YTL belirlenmiş. Bir can bu kadar ucuz olmamalı. Ben çocuklarımı trilyonlara değişmem. Devlet bize ikinci bir deprem şoku yaşattı" diyerek tepkisini ifade etti.
Kemaloğlu davası AİHM'de
Yine ihmalden ötürü tazminat talebiyle açılan bir başka davada da 8 yaşındaki Atalay Kemaloğlu'nun okuldan dönerken donarak ölmesi üzerine ailesi tazminat talebinde bulunmuştu.
Kemaloğlu ailesi 90 YTL olan kayıt parasını ödeyemediği için çocuklarını daha uzak bir okula kaydettirmişti. Atalay Kemaloğlu karne aldığı gün öğretmeninin ihtarıyla evine, servisi beklemeden erken dönmek zorunda kalmış ve aşırı soğuktan yolda donarak hayatını kaybetmişti.
Ailenin avukatlığını üstlenen Ergin Cinmen bianet'e yaptığı açıklamada: "Aile tazminat davasında önüne konan 100 bin YTL'lik harç masrafını ödeyemedi. Kusurlu olan okul yönetimi ve öğretmenler sadece kınama cezası aldı. Şu anda dava AİHM'de. Sonucunu bekliyoruz"dedi (EZÖ/EK)