Çocuk Hakları Sözleşmesi (ÇHS), çocuklara uygun bir dünya oluşturmak için gösterilen tarihsel çaba içinde bir dönüm noktası oldu. Yaptırım gücüne sahip uluslararası bir düzenleme olarak, Birleşmiş Milletler üyesi devletlerin evrensel kabul ettiği -tüm ülkelerdeki tüm çocukların, her zaman ve istisnasız olarak, sadece insanlık ailesinin içine doğdukları için sahip oldukları temel hakları ortaya koyuyordu.
Sözleşme çocukların daha iyi korunması için yasal değişiklilere yol açtı; uluslararası örgütlerin çocuklar için yürüttükleri çalışmaları gözden geçirmelerini sağladı, silahlı çatışma koşullarında çocukların daha iyi korunması sorununu gündeme taşıdı.
Dünyanın dört bir köşesinde ÇHS'nin yasa ve uygulama düzeyinde sağladığı gelişmenin örneklerini bulabiliriz. Brezilya, 1990'da sözleşmeyi imzaladıktan sonra bu ilkelere uygun bir çocuk ve gençlik yasası çıkardı. Burkina Faso'da sözleşmenin katılımcılık ilkesini hayata geçiren bir çocuk meclisi kuruldu.
CRC, Güney Afrika'nın imzaladığı ilk uluslararası sözleşme olarak idam cezasının kaldırılmasına, ayrı bir çocuk adalet sisteminin kurulmasına yol açtı. Rusya sözleşmeye uygun olarak çocuk ve aile mahkemeleri kurdu; Fas'ta çocuk haklarını izlemek için ulusal bir enstitü kuruldu.
Mücadele
ÇHS'nin yaygın olarak kabul edilmiş olması, yeni bir şey önermediği ya da sorunsuzca hayata geçtiği gibi yanlış bir izlenim verebilir. Oysa çocukların hakları olduğu düşüncesi bile evrensel olarak tanınmış değil. Çok sayıda çocuk yetişkinlerin malı olarak görülüyor, çok çeşitli şekillerde istismar ediliyor ve sömürülüyor.
12. maddede yer alan biçimiyle, çocukların kendilerini etkileyen kararlarda söz hakkı olduğu sadece günlük olarak ihlal edilmekle kalmıyor, bu hakkın meşruiyeti de birçoklarınca sorgulanıyor.
Aynı şekilde, sözleşmenin üçüncü maddesinde güvence altına alındığı gibi, çocukları etkileyen tüm kararların onların yüksek yararını gözeten biçimde alındığını da söyleyemiyoruz. Aslında, insanlığın kaynaklarını paylaştırma biçimi, çocukların yararına gösterdiği ilgi ve süre giden savaşlar aksi kanıtlar olarak karşımızda duruyor.
Değişim için temel çerçeve
Bütün güçlü fikirler gibi, ÇHS de dünyanın çocuklarına gösterdiği muameleyi derin ve kapsamlı bir şekilde değiştirmesi yönündeki talebi yansıtıyor.
Önlenebilir sebeplerden ölen, okula gidemeyen, aileleri AIDS'e yakalandığında ortada kalan, şiddete, istismara ve sömürüye maruz bırakılan çocukların sayısının çokluğu, dünyanın çocuklarının haklarına saygı göstermemesi, hatta çocukların hakları olduğunu dahi tanımamasının en açık örnekleri.
Sözleşmenin gerekenlerin hayata geçmesini sağladığını öne süremeyiz. ÇHS, değişmesi gerekenleri değiştirmek için bize bir zemin sunuyor.
Sözleşmenin gücü
Bu değişimi gerçekleştirmek, ÇHS'yi içerdiği tüm anlamlarla kullanmamızı ve üç temel gücünden yararlanmamızı gerektirir
* İlk olarak, yasal bir metin olarak sözleşme, hükümetlerin kendi çocuklara karşı sorumluluklarını tanımlıyor.
* İkincisi, toplumun farklı kesimlerinin farklı düzeylerde sahip olduğu sorumlulukları belirleyen bir çerçeve sunarak, bu sorumlulukların yerine getirilmesi için gerekli bilgi, yetenek ve kaynaklar konusunda donanım sağlıyor.
* Üçüncüsü, etik bir beyan ve tavır olarak sözleşme insanlığın temel değerleri üzerine çocuklara verebileceğimizin en iyisini vermemiz için kolektif bir söz değeri taşıyor.
20. yılında, ÇHS bizlere yapmamız gereken neler kaldığını hatırlatıyor. Sözleşme, çocukları insanlığın gelişiminin odağına alan bir devrim gerçekleştirmemizi öngörüyor. Bu sadece, yaptığımız yatırımın karşılığını fazlasıyla alacak olmamızdan yada çocukların kırılganlığı bizim ilgimizi gerektirdiğinden değil; çok daha temel bir sebepten, onların hakkı olduğu için gerekiyor.(DS/EÜ)
___________________________________________
* Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Toplumsal Cinsiyet ve Haklar bölümü yöneticisi Dan Seymour'un yazısını Erhan Üstündağ Türkçeleştirdi.